Brezilya maçını Şükrü Saracoğlu Stadı’nda izlemiştim, dün de Türk Telekom Arena’daydım. Tribünlerin büyük bölümü boş, az sayıda taraftar var. Dakikalar geçti artık takımların ısınmak için sahaya çıktığı an geldi. Birden büyük bir ıslık ve uğultu belirdi statta.. Ne oluyor diye anlamaya çalışırken Volkan Demirel’in tribünlerce ıslıklandığına şahit oldum. Milli kaleci ağır adımlarla ısınacağı kaleye doğru yürüyor, bir grup taraftarın tepkisi de giderek artıyordu. Kale arkasındaki bazı kişiler Volkan’a hakaret ediyor, tecrübeli file bekçisi önce sessizliğini koruyor, ardından dayanamayıp “susun” diyor. Küfürler sürüyor, Volkan eldivenlerini atıp, soyunma odasının yolunu tutuyor. Sonrasında stadı terk ediyor.
Olmaz olsun böyle futbol, olmaz olsun böyle taraftar... Bu ne ya? Düşünün; milli maçta, milli kaleciye küfrediliyor. Söylenecek kelime yok. Toplum “dejenere” olmuş, “değer”lerini yitirmiş, “ahlâk” erozyonu yaşıyoruz. Şiddeti, küfürü tribünlerden kazımak için yasa çıkardık; ne değişti? Bu işleri yapanlara ne ceza verdik? Koca bir hiç... E-Bilet ve Passolig sistemi geldi, statta küfredenleri dahi anında tespit edip gereken cezayı vermek için... Ne değişti? Milli maçta E-Bilet yok, Passolig yok. İnsanlar kağıt biletle stada giriyor. Niye bu uygulamaya geçildi o zaman? Koca bir hiç...
Futbolcular sahada kavgaya tutuşur, yöneticiler her gün birbirine hakarete varan ifadeler kullanır, taraftarlar sosyal medyada ağıza alınmayacak küfürler eder... Daha neler neler? Kimse de çıkıp “Biz ne yapıyoruz, neler oluyor” diye sormuyor. Bu işlere müdahale edilmezse, sonumuz iyice kötüleşecek. Hep izleyici pozisyonundayız.
Artık herkes eteğindeki taşları döküp, sorunları çözmek için adım atsın. Yoksa bu ülkede “Futbol” diye bir şey kalmayacak... Karar sizin..