Yazıma kongreden söz
ederek başlamak istiyorum.
Bugün Fenerbahçe’de başkanlık
seçimi için belirlenen gün.
Ancak kongrelerde hepiniz de
çok iyi bilirsiniz ki birincisi pas
geçilir, ikincisi ise çoğunluğa
bakılmaksızın yapılır. Aziz
Yıldırım kulübün en uzun süreli
başkanı. Seçim süreçlerinde
karşısına birçok kez rakip çıktı,
bir çok kez de çıkmadığı oldu.
Seveni de vardır sevmeyeni de...
Kim ne derse desin ‘başarılı bir
başkan’ olduğu tartışılmaz. En
son başkanlığını cezaevindeyken
kazanmıştı. O gün sayıları fazla
olan destekçileri kongrenin
gerçekleştiği F.Bahçe Ülker
Arena’da şaka yollu “Ceketini
gönderdi, yetti” demişlerdi. Bazı
insanlar vardır, hem koltuğa
yapışırlar hem de hiçbirşey
yapmazlar. Aziz Yıldırım F.Bahçe
için büyük şanstı. Kulüp için neler
yapmadı ki... Buradan tek tek
saymaya kalksam sonu gelmez.
Keşke aşırı sinirliliği de olmasa...
Teferruata girmeyeceğim.
F.Bahçe başkanı 2 kasımdaki
seçim için aday olacak. Fakat
önünde engel var. Bu engel
Yargıtay’ın kendisi hakkında
vereceği karar. Yargıtay cezayı
onamazsa sorun yok demektir,
onarsa o zaman başkanlığı
düşecek bir daha yöneticilik
dahi yapamayacak. En üzücü
olanı yeniden cezaevine girecek
olması. Hiç kimsenin cezaevine
girmesini istemem. Aziz Yıldırım’ın
bir yıllık cezaevi sürecinde başına
gelmedik hastalık kalmamıştı.
Gün olmuş revire, gün olmuş
hastaneye koşuşturmuşlardı.
Bir tarafta seçim bir tarafta
çıkacak olan Yargıtay kararı
eminim ki F.Bahçe başkanının
şekerini bir indirip bir yükseklere
tırmandırıyordur. Çatlak sesler
tabii ki olmuyor değil. Kongre
önceleri normaldir. Şu ana kadar
üç aday ortaya çıktı. Yamen
Uzun, Hulusi Belgü ve Mehmet
Ali Aydınlar. Bana göre bu
üçlüden hiçbiri Aziz Yıldırım’a
rakip olamaz. Aydınlar’ın
federasyon başkanıyken,
“F.Bahçe şike yapmış, puanı
silinsin” söylemi camiada tepki
çekmiş bu tepkiler kısa sürede
çığ gibi büyümüştü. Şansı az.
Keşke aday olmasaydı. Seçim
günü hoş olmayan durumlar
yaşanabilir. Bir daha söylüyorum;
Aziz Yıldırım büyük favorim.
F.Bahçe’nin hem basket
hem futbol maçının aynı güne
denk gelmesini şanssızlık olarak
yorumluyorum. Saracoğlu’nda
seyirci sayısında öyle ahım şahım
azalma görmedim. Belli ki futbol
seyircisi futbola, basket seyircisi
de basketbola gitmiş. Keşke tek
maç olsaydı. Bu gibi durumlarda
ne yazık ki gün ve saat gibi
değişimler söz konusu olmuyor.
F.Bahçe’de, Ersun Yanal’ın
Gaziantep’e karşı kimlere şans
tanıyacağını maç öncesi merak
ediyorum. Nedeni; her hafta
sahaya başka başka onbirler
sürmüş olması.
YANAL’ın tercihi emenike
Yabancı futbolculardan
Holmen, Yobo, Kadlec dün gece
tribündeydi. Yobo da Krasic’e
benzedi, oturduğu yerden para
kazanıyor. Emenike mi Webo
mu? Ersun Hoca Emenike
dedi. Fenerbahçe oyuna iyi
başladı. İki takım arasındaki
güç dengelerinde gözle görülür
farklılık vardı. Nerede Celal
Doğan dönemlerindeki o
Gaziantepspor takımı? Sarı -
Lacivertlilerin golü gecikmedi.
Emenike açılışı yaparken
Alper’in kazandığı topla verdiği
pas gol kadar değerliydi. Sarı
- Lacivertlilerin ilk golü için
ofsayt diyenler var ama ben
bu görüşlerine katılmıyorum.
Fenerbahçe her hafta üzerine
katarak oynuyor. Avrupa’da
olmamaları sanki avantajlı bir
durum yaratmış.
Gaziantepspor, iki pas
yapmakta aciz olunca oyun içinde
hep Sarı - Lacivertliler görüldü.
Kaleci Volkan’dan en uçtaki
Emenike’ye kadar hepsi kusursuz
performans sergiledi. Sow yine
işini yaptı. Kaçanlar, kaçıranlar
olmasa skor daha ilk yarıdan
çok farklı bir hal bile alabilirdi.
Fenerbahçe’deki 10 futbolcuya
benden 5 üzerinden 4’er yıldız..
Alper’e ise 5 yıldızlı pekiyi..