Süleyman Seba Sezonu’nun ilk derbisi... Hayret ne Galatasaray ne de Fenerbahçe tarafından maç öncesi ortamı gerecek demeçler verilmedi. Hep böyle olsanıza.. Neden yıllarca söz düelloları, kavgalar, yaralamalar oldu. Neden tetiklediniz taraftarlarınızı.. Bugün sustunuz. Demek ki isteyince susabiliyormuşsunuz. Kimbilir, belki de “Seba”ya olan saygınızdan konuşmadınız. Bu da önemli. Artık örnek olun. Yıllarca konuşamadığımız güzellikleri konuşalım, konuşmaya başlayalım. Analar, babalar ağlamasın. Kazanan, kaybedeni alkışlasın. Sinemaya, tiyatroya gider gibi maçlara gidin. Köşe başlarını tutup adam dövmelerden vazgeçin. Dostlukları pekiştirin.. Deplasman yasağı kalksın diyebilmek için henüz erken.. Çünkü, ortada pembe bir tablo yok. Ha, yarın bunun için ‘af’ çıkar mı bilemem. Olabilir, olmayabilir de. Her şey sizlerin elinde. Olaylar durulsun diyerekten 6222 sayılı Yasa’yı çıkardık. Ne yazık ki işe yaramadı. Olay çıkartıp fişlenen onca insanı yine maçlara girerken gördük. Nerede ceza uygulaması?. Yeri gelmişken önceki gün bir tesis inşaatı için incelemelerde bulunan Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın serzenişini aktarayım; “Sporumuzu terörize edenlerin statlarda artık işi olmayacaktır. Olursa kanunları uygulamaya kararlıyız. Bu işin ‘ama’sı, ‘veya’sı olamaz.” Sayın Bakan kararlı görünüyor. Umarım sözlerinin arkasında durur. Peki futbolumuz ne âlemde?. Masaya yatırılacak kadar önemli bir konu. Durumumuz vahim, gidişat hiç iç açıcı değil. Millilerimizin aldığı kötü sonuçlar hayallerimizi başlamadan bitirdi. Grubumuzda sonuncu sıradayız. Puanımız (1). Yine evden izleyeceğiz Avrupa şampiyonasını. Fakat patron Fatih Terim ümit saçıyor. Şöyle diyor; “7 maçta 21 puan yeterli.” Sen bu söylediğine inanıyor musun hocam. Bana şaka yapıyormuşsun gibi geldi de.. Her derbi öncesi kim yener sorusu sorulur. Hiçbir derbinin favorisi olmaz. Var diyeni samimi bulmam. Bu maçlar üç skora da açıktır. Tabii ki taraftar hep tuttukları takım kazansın ister, ancak bu mümkün değildir. Bir taraf bir tarafı hep yenerse o zaman işin ne zevki ne de heyecanı kalır. Sakat futbolcular Volkan Demirel, Emre Belözoğlu ( 35 dakika oynadı), Burak Yılmaz iyileşmiş. 11’de başladılar. Keşke milli maçta da oynamış olsalardı!.. Seyirci sayısı; 37 bin küsür. 22 bininin kombineli olduğunu düşünürsek 15 bin bilet satılmış. Arenanın kapasitesi 52.652. Derbide de tribünler boş kalıyorsa düşündürücü. F.Bahçe’nin ilk bölümde belirgin bir üstünlüğü vardı. Daha çok koştular, daha çok mücadele ettiler, daha çok pozisyona girdiler. G.Saray’ın orta sahası en zayıf bölgesiydi. Emenike’nin kaçırdığı üç net pozisyon var ki adama yuh derler.

Alves 10 kişi bıraktı
Alves’in rakibine yaptığı hareketin karşılığı hiç tartışmasız kırmızı. Böyle bir maçta bu hareket yapılmaz. Sonra Olcan’ın direkten dönen topu. Tabii ki şanssızlık. Roller değişiyor. Oynama sırası G.Saray’da. Mücadele müthiş. Tek eksik var o da gol. Sneijder sahne alıyor. Peş peşe iki füzesi. İkisi de olağanüstü. Volkan’ın bu gollere yapacağı hiçbir şey yok. Arena yıkılıyor. Alper’in attığı gol öncesinde hakemlerin hatası var. Hasan Ali Kaldırım topu çok açık bir biçimde dışarıdan çeviriyor. Ya maç berabere devam ediyor olsaydı o zaman bunun hesabını kim verecekti?. Keyif aldığım bir derbi oldu. Umarım bütün derbiler dün geceki gibi geçer.