\n

ESKİŞEHİR - Hafta içinde A Ulusal takımımız, Danimarka ile bir hazırlık maçı oynadı. Uluslararası takvimde bu karşılaşmalar daha önceden yer almakta. Ülkelerin birinde engel teşkil edecek önemli bir husus olmadıkça maçlar oynanır. Ancak birkaç gün sonra lig maçları varsa Ulusal Takım’ın başındaki hoca bu durumu göz önüne alıp kulüplere yardım amaçlı şablonunda başka alternatiflere gidebilir. Maçın adı üstünde ‘hazırlık’ karşılaşması. Ben böyle düşünüyorum. Peki Abdullah Avcı bunu yaptı mı? Hayır. Hatta ve hatta taraflı da hareket etti. 5 F.Bahçeli futbolcudan 3’ünü 90 dakika sahada tuttu. Zaten bu oyuncular (Hasan Ali Kaldırım, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün) yüksek tempoyla oynadıkları bir lig maçından yeni çıkmışlar ve de yorgunlar. Oynatmasan kaybın ne olur? Karşılaşma önemli olsa hadi anlarım, ama böyle bir şey olmadığı halde ‘ısrarcılığı’ kamuoyunda tepki gördü. Cumhur Önder Arslan, ‘‘Avcı’nın yaman çelişkisi’’ başlığı altında habere imza attı. Cumhur’un haberinden ‘ince’ detayları alıntı yaparak sizlere sunuyorum. Ay - Yıldızlıların Danimarka mücadelesinde ilk 11’de Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal ve Caner Erkin olmak üzere 5 Fenerbahçeli sahaya çıktı. Bu isimlerden Gökhan, Bekir, Hasan Ali 90 dakika oyunda kaldı. Mehmet Topal 45, Caner ise 65 dakika sahada kaldı. Ulusal maçta G.Saray’dan ise Semih Kaya ve Burak Yılmaz ilk 11’de forma giydi. Semih 90 dakika oynarken Burak sadece ilk 45 dakika sahada yer aldı. Abdullah Avcı, Danimarka maçının ikinci yarısında G.Saray’dan Selçuk İnan’ı sahaya sürdü; yine Sarı - Kırmızılı ekipten Umut Bulut 83. dakikada oyuna girdi. Maçın geneline bakıldığı zaman toplamda F.Bahçeli oyuncular 380; G.Saraylı futbolcular ise 187 dakika sahada kaldı. Bu rakamlar ortadayken Abdullah Avcı’nın konuyla ilgili Danimarka maçından önce ve sonra yaptığı açıklamalardaki çelişkili ifadeler dikkat çekiyor. Avcı, Danimarka maçından önce kendisine yöneltilen, “16 Kasım Cuma günü Kardemir Karabükspor ile lig maçına çıkacak G.Saray’ın futbolcularını dinlendirecek misiniz” şeklindeki soruyu “Kulüplerimizin Avrupa kupalarında bizi temsil etmesi çok önemli. Bu yarışın içinde olmaları önemli. Bunun yanında sporcu sağlığı da önemli. Bu konuyu sağlıklı bir şekilde sahada değerlendireceğiz” şeklinde yanıtlamıştı. Ancak genç teknik adam, Danimarka karşısındaki oyuncu tercihlerinin ardından mücadele sonrası basın toplantısında yöneltilen “Avrupa kupalarında mücadele eden G.Saray ve F.Bahçe’nin teknik adamlarıyla maç öncesi görüşme yaptınız mı” sorusuna “Hocalarla görüşmem olmadı. Kadroyu açıklarken hangi takımda olduğu önemli değil. Oyunu planlarken üç gün sonra hangi maçı oynayacağını düşünmeden planlama yapıyoruz. Mehmet Topal ile Selçuk İnan değişikliğini daha önce konuşmuştuk. Ona göre bu değişikliği yaptık. Diğer değişiklikler ise duruma göre oldu” cevabını vererek büyük çelişki yarattı. İşine iddialı girmişti Abdullah Avcı ama henüz ortada olan artılık bir durum yok. Hani başarırdı?

Fenerbahçe haksızlığa uğrayan kulüp durumunda. Sessiz kalması mümkün değil. Aykut Hoca’dan ‘kocaman’ tepki geliyor. İşte tepki dolu o sözler; “TFF’ye ve Abdullah Avcı’ya sitemimi iletmem gerekiyor. Ligler çok sıcak. Rakiplerimiz açısından da öyle.. Başlangıç itibariyle rakiplerimizden biri cuma günü oynuyor biz ise cumartesi oynuyoruz. 5 oyuncumuz Milli Takım’daydı, 3’ü 90 dakika maç oynadı. Bize sorulup oynayacağımız maç pazar gününe alınabilseydi iyi olurdu. Antrenörün de bunu dengelemesini beklerdim. TFF, Eskişehirspor ile oynayacağımız maçımızı pazara alabilirdi. Bu olanağımızı elimizden aldılar. Oyuncular milli maç olduğunun bilincinde olmalarına rağmen kendilerine de bir şey olmasını istemediğini görebiliyorduk. Hasan Ali ve diğer oyuncularımıza bakıldığında pek de sağlıklı hamleler görülmüyordu.” Evet, söz sırası yeniden sayın Avcı da. Konuşur mu, sanmıyorum biraz zor.. Çünkü sırada Aziz Yıldırım bekliyor bu kez!..

F.Bahçe 27. dakikada 10 kişi

Eskişehir günümüzde Avrupa izlenimi veren bir kent oldu. Yılmaz Büyükerşen değişimde büyük pay sahibi. Maça kalabalık ‘medya ordusu’yla geldik. Aykut Hoca onbirindeki tek değişikliği Stoch’un yerine Caner’i alarak yapmıştı. Ev sahibi çıkışı yapan bir ekip. Alper, Erkan, Tello, Necati, Kamara, Veysel Sarı son haftaların flaş isimleri.

Titreten bir soğuk, başlarda iki taraf arasında gidip gelen top. Az sayıda Fenerbahçe taraftarı, bilet fiyatları 100 lira insaf.. Caner, hakeme küfürden kırmızı kartla oyun dışında kalıyor. Fenerbahçelilerin tepkisi büyük. Aykut Kocaman da sahaya giriyor. Hocayı hiç böyle çıldırmış görmemiştim. Dakika 27, takım 63 dakika 10 kişi mücadele edecek. Planlar bozuluyor, 28 - 45 arası hakimiyet ev sahibinde. Penaltı kararına yine itirazlar geliyor. Necati gol yapınca Es - Es 1-0 üstünlük sağlıyor. Devre arasında Fenerbahçeli futbolcu ve teknik kadronun bir kez daha Fırat Aydınus’un etrafını çevirdiğini görüyorum. Herkes konuşuyor, tabii bulunduğumuz yerden duymamız mümkün değil.

İkinci yarının başı, Tello, Volkan’la karşı karşıya.. Golü atsa Eskişehir önemli bir avantaj yakalayacak ama vuruşu etkisiz. Fenerbahçe kapanıyor, nedenini anlayamıyorum. Meireles’in kaleye giden topunu önleyen Kırmızı - Siyahlı oyuncular değil takım arkadaşı Sow oluyor. Aynı Sow kısa süre sonra öyle bir gol atıyor ki jeneriklik, defalarca alkış alacak ve hatta şapka çıkarılacak türden. Senegallinin grafiği son haftalarda olağanüstü.. Asist Kuyt’tan geldi unutmamalıyım. 87’de Necati’nin kale önündeki röveşatası direğe takılınca gecenin skoru da belli oldu. Bu şartlarda alınan 1 puan Fenerbahçe için önem teşkil ediyor. Fırat Aydınus’un hem kırmızı kart hem penaltı kararı çok ağırdı.