Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gerçekleri Ne Ölçüde Dile Getiriyor?
\n\n\n
Sayın Enerji Bakanı Taner Yıldız, Ukrayna’daki Uluslararası Çernobil enerji konferansına katılmak için gittiği Kiev’de, “Avrupa’da nükleer enerji tesisi kurmuş olan ‘hiçbir ülkenin’ nükleer enerjiden ‘vazgeçmediğini’, Türkiye’nin de nükleer enerjiden vazgeçmesinin söz konusu olmadığını” söyleyerek bir kez daha ülkesine doğruları anlatmamıştır. Oysa Sayın Bakan, Kiev Uluslararası Konferansı’nın neyi tartışmak için düzenlendiğini dile getirmekten de kaçınmıştır. Halbuki sağır sultan bile Kiev’de yapılan konferansın Çernobil faciasının 25. yılında hâlâ kanayan yarasının sarılması için uluslararası toplumun 550 milyon Avro’luk yardımının serbest bırakılmasına ilişkin olduğunu bilmektedir. Anlaşılan Sayın Bakan nükleer enerji konusunda salt Rusya için değil, gezegenin neredeyse tümü için tehdit olmayı sürdüren Çernobil faciasının günümüze uzanan zararlarının önünü kesmek için toplandığını pekâlâ bilmemektedir. Ancak görülen o ki, Çernobilin zararlarının önünün kesilmesi için 25 yıl yetmemiş, yetmiş olsa bile gezegenimiz kucağında, kısa bir süreden bu yana Çernobil’i aratmayan “nur topu gibi” yeni bir nükleer facia ile karşı karşıya gelmiştir. Türkiye’de nükleer santral yapılmasına, lideri gibi bir tür kara sevda ile bağlı Enerji Bakanımızın hoşuna gitmese de Fukuşima faciası, Avrupa’da ve hemen bütün dünyada “nükleer”den enerjinin sonu olarak görülmektedir. Bu konuda yüzlerce bilimsel rapor, bir o kadar da yorum yayımlanmıştır. Söz konusu olan neredeyse nükleer karşıtı yok edici bir “tsunami”dir. Ama sizin, elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını nükleerden sağlayan Fransa, Almanya gibi ülkelerin bile Fukuşima faciasından sonra şapkalarını önlerine koyup zaten kamuoylarının nükleere karşı var olan güçlü tepkilerini de göz önüne alarak “Tamam mı, devam mı” sorusunu yoğun bir biçimdi tartışırken Türkiye’nin 20 yıl sonra yararlanacağı varsayılan, neredeyse sanal bir nükleer santral kurulmasının ateşli savunucusu kesilmenizi anlamak olanaklı değildir. Bir nükleer santralın yapımının maliyetinin önceden saptanması da keza mümkün değildir. Miadı dolduktan sonra sökümü, örneğin Fransa’daki somut örneklerine bakıldığında yeniden yapımından daha pahalıya mal olmakta ve uzun sürelere ihtiyaç göstermektedir. Eğer ikide bir patlak veren faciaları saymazsanız, nükleerden enerji “temizdir”. Ancak “ucuz” değildir. Üstelik radyoaktif atıklar, Birleşik Devletler gibi zengin ülkeleri bile baş edemedikleri devasa maliyetlerle karşı karşıya bırakmaktadır. Söz konusu atıkların korunması için beton depoların yapımı ve işletilmesi milyarlarca dolar gerektirmektedir. Bütün bunlar ve daha düzineyle olumsuzlukları göz önüne alındığında nükleerden sağlanan elektriğin “ucuz” olduğu, efsaneden başka bir şey değildir.
\nSayın Bakan, Avrupa’da enerji ihtiyacının yüzde 75’ini nükleerden sağlayan ülkeler bulunduğunu, AB’de nükleer tesis kurmuş olan hiçbir ülkenin nükleerden vazgeçmesinin söz konusu olmadığını söylerken, İsviçre Fukuşima’dan sonra nükleer santral planlamasını rafa kaldırmış, Almanya’da daha önce kararlaştırılan nükleerden çıkılması planlamasını erteleyen ve bunu seçim kaybederek oldukça pahalı ödeyen Merkel, kamuoyunun bu kez çok daha güçlü dayatmasıyla bu kararı gözden geçirmek zorunda kalmış, İtalya nükleerden enerjiyi yasaklayan bir tasarıyı meclise sevk etmiştir. Fukuşima sonrası ortaya çıkan ve nihai amacının nükleerden çıkılması olan yeni gelişmelere karşın bunları yok sayarak ya da önemsizmiş gibi göstererek “Avrupa’da hiçbir ülke nükleerden vazgeçmeye niyetli değildir” denebilmesi, gerçekleri halkından gizlemeye çalışmanın beyhude olduğu kadar hazin çabaları olarak görünmektedir.
\nÜnlü Japon tiyatro yazarı Oriza Hirarata “Japonya teknoloji ile nükleere aşırı güven arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmelidir. Ayrıca Fukuşima’dan sonra Japonya’da yeni nükleer kapasiteleri geliştireceğini söyleyen hiçbir politikacının ‘seçilme’ şansı bulunmamaktadır” demektedir.
\nDaha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi Fukuşima yapımcısı Tepco şirketinin yetkilisi, güvenlik konusunda bazı hataları olduğunu düşündüğünden olmalı, dürüstçe “Torunlarımın gözlerine bakamıyorum” demek zorunda kalmıştı. Fukuşima’dan sonra tüm dünyaya nükleer santral satan Japonya, bugün bu konuda pek hevesli görünmemekte, gelmiş olan siparişleri bile yerine getiremeyeceğinden söz etmektedir. Ama bütün bu nükleer karşıtı gelişmeler AKP yönetimi ile nedenini anlamanın hiç de kolay olmadığı Finlandiya’nın ‘nükleerden elektrik’ hevesini kırmaya yetmemektedir. Sayın Enerji Bakanı daha önceki bir konuşmasında Japonya’nın Çernobil’den alınması gereken dersleri aldığından söz etmiştir. Bu doğru değildir... Zira Japonya eğer Çernobil’den ders alsaydı bugün en az onun kadar zararlı Fukuşima faciası yaşanmazdı. Japonya’yı bir yana bırakalım. AKP Türkiyesi, neden dünyanın tümünün son Japon faciasından sonra “nükleer” konusunu yeniden düşünmesine karşın “nükleerden enerji sağlanmasıyla” ilgili inadından zerrece geri adım atmamakta, en azından yeni gelişmelerin ışığında kararını gözden geçirmeye olsun yanaşmamaktadır? Yoksa bu sarsılmaz inadın ardında gözden kaçan kimi gizemli nedenler mi vardır?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- Yeni 'şeyh' hayatını kaybetti
- Konut fiyatlarında iki yıl sonra ilk yaşandı
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- Erdoğan'dan 'Özel ile randevu' sorusuna yanıt
- 23 Nisan töreninde tek genel başkan…
- Erdoğan’dan ‘PKK’ mesajı
- ABD'de ölü bulunan Yağmur Taktaş memleketinde defnedildi
- Fenerbahçe zirve yarışında yara aldı!
- Arapçayı anlamadı, Türkçeye çevirtti
- 'Şampiyonluğa oynayan bir takım için...'