Hüseyin Baş

Gerçekleri Ne Ölçüde Dile Getiriyor?

25 Nisan 2011 Pazartesi
\n

\n\n\n

Sayın Enerji Bakanı Taner Yıldız, Ukraynadaki Uluslararası Çernobil enerji konferansına katılmak için gittiği Kievde, Avrupada nükleer enerji tesisi kurmuş olan hiçbir ülkeninnükleer enerjiden vazgeçmediğini’, Türkiyenin de nükleer enerjiden vazgeçmesinin söz konusu olmadığınısöyleyerek bir kez daha ülkesine doğruları anlatmamıştır. Oysa Sayın Bakan, Kiev Uluslararası Konferansının neyi tartışmak için düzenlendiğini dile getirmekten de kaçınmıştır. Halbuki sağır sultan bile Kievde yapılan konferansın Çernobil faciasının 25. yılında hâlâ kanayan yarasının sarılması için uluslararası toplumun 550 milyon Avroluk yardımının serbest bırakılmasına ilişkin olduğunu bilmektedir. Anlaşılan Sayın Bakan nükleer enerji konusunda salt Rusya için değil, gezegenin neredeyse tümü için tehdit olmayı sürdüren Çernobil faciasının günümüze uzanan zararlarının önünü kesmek için toplandığını pekâlâ bilmemektedir. Ancak görülen o ki, Çernobilin zararlarının önünün kesilmesi için 25 yıl yetmemiş, yetmiş olsa bile gezegenimiz kucağında, kısa bir süreden bu yana Çernobil’i aratmayan nur topu gibi yeni bir nükleer facia ile karşı karşıya gelmiştir. Türkiyede nükleer santral yapılmasına, lideri gibi bir tür kara sevda ile bağlı Enerji Bakanımızın hoşuna gitmese de Fukuşima faciası, Avrupada ve hemen bütün dünyada nükleerden enerjinin sonu olarak görülmektedir. Bu konuda yüzlerce bilimsel rapor, bir o kadar da yorum yayımlanmıştır. Söz konusu olan neredeyse nükleer karşıtı yok edici bir tsunamidir. Ama sizin, elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını nükleerden sağlayan Fransa, Almanya gibi ülkelerin bile Fukuşima faciasından sonra şapkalarını önlerine koyup zaten kamuoylarının nükleere karşı var olan güçlü tepkilerini de göz önüne alarak Tamam mı, devam mı sorusunu yoğun bir biçimdi tartışırken Türkiyenin 20 yıl sonra yararlanacağı varsayılan, neredeyse sanal bir nükleer santral kurulmasının ateşli savunucusu kesilmenizi anlamak olanaklı değildir. Bir nükleer santralın yapımının maliyetinin önceden saptanması da keza mümkün değildir. Miadı dolduktan sonra sökümü, örneğin Fransadaki somut örneklerine bakıldığında yeniden yapımından daha pahalıya mal olmakta ve uzun sürelere ihtiyaç göstermektedir. Eğer ikide bir patlak veren faciaları saymazsanız, nükleerden enerji temizdir. Ancak ucuz değildir. Üstelik radyoaktif atıklar, Birleşik Devletler gibi zengin ülkeleri bile baş edemedikleri devasa maliyetlerle karşı karşıya bırakmaktadır. Söz konusu atıkların korunması için beton depoların yapımı ve işletilmesi milyarlarca dolar gerektirmektedir. Bütün bunlar ve daha düzineyle olumsuzlukları göz önüne alındığında nükleerden sağlanan elektriğin ucuz olduğu, efsaneden başka bir şey değildir.

\n

Sayın Bakan, Avrupada enerji ihtiyacının yüzde 75ini nükleerden sağlayan ülkeler bulunduğunu, ABde nükleer tesis kurmuş olan hiçbir ülkenin nükleerden vazgeçmesinin söz konusu olmadığını söylerken, İsviçre Fukuşimadan sonra nükleer santral planlamasını rafa kaldırmış, Almanyada daha önce kararlaştırılan nükleerden çıkılması planlamasını erteleyen ve bunu seçim kaybederek oldukça pahalı ödeyen Merkel, kamuoyunun bu kez çok daha güçlü dayatmasıyla bu kararı gözden geçirmek zorunda kalmış, İtalya nükleerden enerjiyi yasaklayan bir tasarıyı meclise sevk etmiştir. Fukuşima sonrası ortaya çıkan ve nihai amacının nükleerden çıkılması olan yeni gelişmelere karşın bunları yok sayarak ya da önemsizmiş gibi göstererek Avrupada hiçbir ülke nükleerden vazgeçmeye niyetli değildirdenebilmesi, gerçekleri halkından gizlemeye çalışmanın beyhude olduğu kadar hazin çabaları olarak görünmektedir.

\n

Ünlü Japon tiyatro yazarı Oriza HirarataJaponya teknoloji ile nükleere aşırı güven arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmelidir. Ayrıca Fukuşimadan sonra Japonyada yeni nükleer kapasiteleri geliştireceğini söyleyen hiçbir politikacının seçilmeşansı bulunmamaktadır demektedir.

\n

Daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi Fukuşima yapımcısı Tepco şirketinin yetkilisi, güvenlik konusunda bazı hataları olduğunu düşündüğünden olmalı, dürüstçe Torunlarımın gözlerine bakamıyorum demek zorunda kalmıştı. Fukuşimadan sonra tüm dünyaya nükleer santral satan Japonya, bugün bu konuda pek hevesli görünmemekte, gelmiş olan siparişleri bile yerine getiremeyeceğinden söz etmektedir. Ama bütün bu nükleer karşıtı gelişmeler AKP yönetimi ile nedenini anlamanın hiç de kolay olmadığı Finlandiyanın nükleerden elektrikhevesini kırmaya yetmemektedir. Sayın Enerji Bakanı daha önceki bir konuşmasında Japonyanın Çernobilden alınması gereken dersleri aldığından söz etmiştir. Bu doğru değildir... Zira Japonya eğer Çernobilden ders alsaydı bugün en az onun kadar zararlı Fukuşima faciası yaşanmazdı. Japonyayı bir yana bırakalım. AKP Türkiyesi, neden dünyanın tümünün son Japon faciasından sonra nükleer konusunu yeniden düşünmesine karşın nükleerden enerji sağlanmasıyla ilgili inadından zerrece geri adım atmamakta, en azından yeni gelişmelerin ışığında kararını gözden geçirmeye olsun yanaşmamaktadır? Yoksa bu sarsılmaz inadın ardında gözden kaçan kimi gizemli nedenler mi vardır?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tunus Nereye?.. 12 Mart 2012

Günün Köşe Yazıları