Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurdun Günü
Gece yarısından sonra TV ekranında bir film. “Kurdun Günü.” Başını kaçırmışım, görüntüler karanlık, sisli, yine de uykum açılıyor, rahatım kaçıyor. Filmlerini seyirciye “Size huzursuz seyirler dilerim” diyerek sunan bir yönetmen olan Michael Haneke de bunu istiyor zaten. Birleşmemiş Avrupa’nın öyküsünü anlatan “Bilinmeyen Kod”, “Ölümcül Oyunlar”, ve “Benny’nin Videosu” adlı filmlerini ilgiyle, tedirginlikle izlemiştim. “Kurdun Günü” de amansız bir film. Kaçırdığım bölümü daha sonra internetten izledim. Bir çift, sekiz - on yaşlarındaki çocukları ile orman içindeki evlerine geliyorlar. Ansızın büyük bir felaket yaşanmış, ortalık kıyamet sonrasına dönüşmüştür. Baba eve girer girmez içerdeki işgalcilerce vahşice öldürülür. Anne ile çocuklar dehşet içinde kaçarak, en yakın köye ulaşmaya çabalarlar. Her yanda korku ve şiddet egemendir. Bir süre sonra on beş yirmi kişinin sığınmış olduğu bir tren istasyonuna ulaşırlar ama burada da kargaşa ve açlık vardır. Onları daha iyi bir yere taşıyacağını umdukları gelmeyen bir treni bekleyen sığınmacılar soğuktan, şiddetten korunmaya çalışarak ellerinde kalan son malları bir lokma yiyecek ve suyla değiş tokuş etmektedirler.
\nHaneke, filmde olası büyük bir afetin ya da bir ülkenin apansız içine düştüğü aşılmaz ekonomik bunalımın, refah toplumunu ani bir şokla nasıl çökertebileceğini, insanın temel ihtiyaçlarından yoksun kaldığında nasıl çaresizleşip bencilleşeceğini kasvetli bir atmosfer içinde sergiliyor. Toplumsal çözülme ve değer kayıplarından sarsıcı kareler sunuyor. Kamerasını hayatta kalabilmek için başkalarını hiçe sayan, barbarlaşan, kişiliğini, merhamet duygusunu yitiren insana çeviriyor.
\n***
\nFilmde öncelikle kurulu düzen, düşünce ve kabullerin ne kadar çabuk ters yüz olduğunu görüyoruz. Kişilerin tepkilerinin benzerliği insanın gelişmişlik düzeyini de eşitliyor. Otorite yokluğunda anarşinin öne çıkışı, güçlünün gücü eline alışı, güçsüzün ona boyun eğişi herhangi bir çöküşte zorbalığın hâkim olacağı korkusu yaratıyor. Bireyin tek başına bağımsız olamayacağı, birleşmenin gerekliliği vurgulanıyor. İstasyondaki herkes hiyerarşik düzen ve kurallara uygun davranmak zorunda. Yine yöneten biri, otoritenin çarkına sıkışıp kalan birey ve edilgen kılınmış topluma göndermeler var. Takaslık değeri olmayanların, olanların vicdanına mahkûm edilmesi ibret verici. Yılgın ve umutsuz insanın batıl düşünceye yaklaşma olgusu ise bir başka acı gerçeklik.
\nHaneke, “Kurdun Günü”nde, devlet yapısı ile toplumun sözde uyumlu işleyişinin bir aldatmacadan ibaret olduğunu ortaya koyarak yapıların oynaklığına işaret ediyor. Bu yapılar, hükmü elinde tutan ve sınırsız otorite ile topluma dikte eden iktidarlardır. Trenin gelişi ile belirsiz bir sona doğru çıkılacak yolculuk, hayatın yeniden var edileceği umudu veriyor olsa da sevmeyi, hatta nefreti unutmuş bir toplumda bu nasıl olacaktır? Yanıtı belli değil ama zaten Haneke de asıl amacının yaşadığımız dünyaya karşı -medyanın kütleştirdiği- duygu ve tepkilerimizi bilemek olduğunu ifade ediyor. Uğursuz bir öngörüden yola çıkarak insanın göremediğimiz gerçeğine eğilirken de sınırları zorluyor.
\n***
\nLe Temps du loup / 2003
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı