Belediyeler, birilerinin topraktan büyük paralar kazanma işine nereye kadar göz yumacak ya da aracılık edecek, çok merak ediyoruz doğrusu.
İşte size CHP’de de tartışmalara neden olan bir rant öyküsü:
Beytepe’deki Sukent Yapı Kooperatifi’nin arsasının imar planı değiştirilir ve eski plana göre 194 konut sayısı 770’e yükseltilir! Yani, eski planın yaklaşık 4 katı bir rant yaratılır. Plan değişikliği önce Çankaya Belediyesi’nden, ardından Büyükşehir Belediyesi’nden geçer.
Plan değişikliğinin Büyükşehir Belediyesi’ndeki oylaması sırasında CHP grup kararı alamaz. Çünkü, Yenimahalle’den gelen belediye meclisi üyeleri, çok yüksek rantın getirdiği kuşkuları gerekçe göstererek plan değişikliğine olumlu oy vermek istemezler. Büyükşehir Belediye Meclisi İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nda CHP’yi temsilen bulunan Çankayalı üye ise, planın görüşülmesi sırasında olumlu oy kullanır. Bunun üzerine CHP grubunda üyelerin serbest bırakılması yönünde karar alınır. Meclis’teki oylamada ise Çankaya’dan gelen üyeler plan değişikliğinin onaylanmasından yana oy verirler. Yenimahalle’den gelen üyeler ret yönünde oy kullanırlar.
Böylece, bir arsanın 4 kat fazladan ranta açılması, bir kısım CHP’lilerin de oylarıyla kabul edilmiş olur.
Eskiden soldaki belediyeler halk için çalışırdı. Şimdi bir kısmı halkı unuttu, rant için çalışıyor...

Küba ve Houston Kuşkusu
Siyasi kulislerde Recep Tayyip Erdoğan’ın Küba ve Houston ziyaretlerinin ana nedeni sorgulanmaya devam ediyor.
ABD’deki Türkiye ile gelişmeleri yakından izleyen gazeteci Yılmaz Polat, geçen günlerde Yurt gazetesinde Houston’a iniş konusundaki kuşkuları şöyle dile getirmişti:
“Erdoğan’ı bir gün önce apar topar Houston’a çağrılan Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç karşıladı.
Uçağın yakıt ikmali ve bakımı yapılırken Erdoğan’la büyükelçinin görünmediği belirtildi. Birçok gözlemci Erdoğan’ın sağlık sorunu nedeniyle Houston’a gittiğini konuşuyor. Mexico City - İstanbul arasındaki mesafe, Houston-İstanbul arasındaki mesafeden çok fazla değil. Sadece birkaç saat fark var. Uçak Houston’a inerek 5 saatten fazla zaman kaybetti. Yakıtı Houston’dan alması mesafeyi kısaltmış olmadı. Uçağın Houston’a sürpriz inişiyle ilgili tüm ihtimaller Erdoğan’ın sağlığı üzerinde yoğunlaşıyor.”
Erdoğan’ın, “bayram değil seyran değil neden Küba’ya gittiği”ne ilişkin soruya gelince...
Aynı neden, bu gezi için de dile getiriliyor:
“Küba, tıp alanında, özellikle kanser hastalığı konusunda farklı tedavi yöntemleri açısından dünyaca ünlü.”

Emekliler Ne İstiyor?
Emekçilerin sorunları konusunda yıllarca birlikte omuz omuza çalıştığımız meslektaşım Şükrü Karaman, emeklinin yine unutulduğu kanısında. Oysa emeklilerin istekleri belli:
“Emekli; yeni bir intibak yasasının hayata geçirilmesini (2000 sonrası emekli olanlar için), sağlıkta katkı payının kaldırılmasını, dini bayramlarda bir aylık tutarında ikramiye ödenmesini, milli gelir artışından pay verilmesini, destek primi uygulamasına son verilmesini, çalıştıkları döneme göre geliri yüzde 50 azalan emeklinin durumunun düzeltilmesini, banka promosyonu verilmesini, sendika hakkının tanınmasını, açlık sınırının altında olmayan taban aylık belirlenmesini istiyor. Bunlar atla deve değil, haklı talepler. İstense kolaylıkla karşılanabilir.”
Şükrü’nün dediği gibi, aileleri ile birlikte 30 milyona yakın oya sahip emekli, siyasileri yakından izliyor.

İşçilere Havagazı
Meclis’e yeni bir torba daha geldi. Tasarı 55 maddeydi, AKP’lilerin oylarıyla Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda 89 maddeye çıktı.
Torba, sözüm ona Soma ve Ermenek’teki kazalar sonrası işçi sağlığı ve güvenliğini koruma amacıyla hazırlanmış. Oysa, hiç de öyle değil.
CHP’nin işçi kökenli milletvekillerinden İzzet Çetin’e göre, tasarı, iş cinayetlerinin ana nedeni olan rödovans sistemini kaldırmıyor, taşeron çalıştırmayı ele almıyor, denetim sistemindeki aksaklıkları gidermiyor, iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu personelin işverene bağımlılığını ortadan kaldırmıyor. Havza madenciliğine geçmiyor, madenlerde yaşam odası oluşturulmasına ilişkin bir zorunluluk getirmiyor. Ölümlü iş kazası yaşanan işyerlerindeki işverenlerin o işkolunda faaliyet göstermesinin engellenmesine yönelik bir düzenleme de içermiyor.
Çetin’in, tasarıya ilişkin bir belirlemesi daha var:
“Tasarı; işsizlik sigortasında biriken ve işçilerin birikimlerinden bu ödemelerin yapılmasını düzenlerken işverenlere yönelik teşvik sistemini de yine işsizlik sigortası fonu ile ilişkilendiriyor. Oysa, ölenlerin yakınlarına yapılacak ödemeler sosyal devlet olma anlayışı ve yükümlülüğü çerçevesinde hazineden yapılması gereken ödemelerdir. Yine, işverenlere yönelik olarak düzenlenen teşvik sisteminin kaynağı da işsizlik sigortası fonu olamaz.”
Emek cephesinde değişen bir şey yok. Zırnık bile alamıyorlar yine.