Brezilya Dersi

15 Ekim 2022 Cumartesi

Brezilya’daki ilk tur seçimlerinden önce dinciliği ve ırkçılığı yedeğine alan gerici ve zorba Bolsonaro’ya karşı Lula’nın büyük bir yengi kazanacağı ileri sürülüyordu.

Beklenen olmadı. Bolsonaro beklenin üzerinde oy aldı, seçim de ikinci tura kaldı.

Brezilya seçimlerinden ders çıkarmak isteyen çıkarır.

“Bolsonaro’nun yarattığı ekonomik yıkım ve yürüttüğü baskı rejimi” karşısında Lula için “Yarattığı ‘Geniş Cephe’ ile alır götürür” diyenler ne yazık ki yanıldı.

Yapılan yorumların satır aralarına bakarsanız, bu yanılgının nereden kaynaklandığı çok açık: Solcu tanınan Lula, tutucu sağ ve neoliberallerle el ele tutuşmuştu hatta “Benim kampanyam sol değil” bile demişti. Açıkçası seçimi kazanmak için Lula, sol olmaktan adeta ürkmüş, sağ ile işbirliği yapmayı yeğlemişti.

Lula’nın bu tutumu, ortamın çok uygun olmasına karşın seçilmesini sağlayamadı. İkinci turda işe yarayacak mı? İzleyip göreceğiz.

MUHALEFET YOKSA...

Bir iktidarın baskıcı olması, yalnızca iktidardakilerin ideolojilerinin, yaklaşımlarının, uygulamalarının anti demokratik oluşundan kaynaklanmaz.

Karşılarında tutarlı, ödünsüz, ne istediğini bilen ve uygulayan, yalpalamayan, giriştiği işin ucunun nereye varacağının hesabını iyi bilen, demokrasiyi içselleştirmiş, sağlam, bilinçli ve deneyimli, inatçı, halkın gerçek gündemini yakalayan bir muhalefet yoksa eğer, baskıcı iktidarların yarattıkları siyasi iklim giderek iç karartır.

Yakın tarihimizden bir muhalefet örneği vermek gerekirse: 

Halkçı-devrimci köküne, ilke ve kadrolarına dayanarak kendisini atılımcı hale getiren bir muhalefet (1970’lerin CHP’si), Türkiye’nin 12 Mart karanlığından çıkmasını sağlamış, kendisini tek başına olmasa da iktidara taşıyabilmiş, toplumda seçenek oluşturabilmiş, taze bir “umut” yaratabilmişti.

SİLKELEMECİLER

Borsa İstanbul, hileyle, düzenle kumarhaneye çevrildi ve küçük birikimciler “silkelendi”, yani başka bir deyişle soyulup soğana çevrildi!

CHP’li Çetin Osman Budak, Borsa İstanbul’da olup bitenleri Meclis’te anlatırken borsanın 9 kişilik yönetim kurulundan birkaç isim sıraladı:

“Erişah Arıcan: Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Yönetim Kurulu Üyesi. 

Yunus Arıncı: Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanı.

Metin Kıratlı: Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı.

Fahrettin Altun: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı.

Ahmet Ali El-Hammadi: Borsa İstanbul’un Katar temsilcisi.”

Ne kadro ama...

DEZENFORMATİK ATAMA

Ankara’da “rende” olarak adlandırılan binada iş gören Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, “Dezenformasyon Bülteni” hazırlamak üzere bir merkez oluşturmuş, başına da İdris Kardaş’ı getirmiş.

İdris Kardaş, 16 Nisan 2017’de A Haber’deki yazısında, mühürsüz oylarla Saray rejiminin getirildiği halk oylamasında neden “evet” kullanacağının gerekçesini şöyle açıklamış: 

“94 yılda 65 hükümetin sadece birkaçını millet olarak biz belirleyebildiğimiz için bugün evet diyorum.

Meclis’in güçlenmesi, asli görevini yapabilmesi, kendi içerisinden çıkan hükümetin baskısı altında ezilmemesi, hak ettiği saygınlığı ve özgüveni kazanması, milletin çıkarları doğrultusunda yasalar çıkararak ülkeyi yönetmesini istediğim için evet diyorum.

Meclis, sınırsız bir süre için seçileceği, cumhurbaşkanı ise en fazla iki dönem için seçileceği için evet diyorum.”

Yazdıkları baştan aşağı dezenformasyon. Atamada tam isabet yapılmış!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları