Haber, geçen günlerde Norveç gazetelerinde yayımlandı:

“Norveç Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Torbjorn Röde Isaksen’in eşi korona salgını nedeniyle işten çıkarıldı.”

Norveç’te yaşayan dostumuz, karikatürist Süreyya Aydın’dan rica ettik. Habere ilişkin kimi küçük ayrıntıları iletti bize:

Norveçli bakanın eşi Henriette Isaksen’in eğitimi pazarlama alanında. Çeşitli işyerlerinde dükkân şefliği yaptıktan sonra son işi, Mart 2018’de işe başladığı bir grupta satış elemanlığıymış. Norveç’te salgın nedeniyle en yüksek işten çıkarmaların yaşandığı işkolunda çalıştığı için işinden olmuş...

Çalışma Bakanı Isaksen’e gelince... Sağ parti gençlik kollarında liderlik üstlenmiş. Oslo Üniversitesi’nde siyasal bilimler alanında yüksek lisans yapmış. Serbest gazetecilikten sonra siyasete atılmış, 2007’de ülkenin en parlak gelecek vaat eden siyasetçisi seçilmiş ve bakanlığa değin yükselmiş. 

Mayıs 2020’de bizim ülkemizdeki siyasetçilerde neredeyse hiç rastlanmayan bir de karar vermiş: Gelecek seçimlere katılmayacağını ilan etmiş. 

Gerekçesi: Ailesine daha fazla zaman ayırmak için!

Norveç ile bizdeki siyasetçiler arasındaki ayrım çok ince bir çizgide belirginleşiyor: 

Bizdeki siyasetçiler, iktidarda oldukları sürece her şeyi kendilerine ve ailelerine ayırıyorlar...

YASTIK ALTINDAKİLER

Beş kuruşa muhtaç, işsiz, güçsüz Kürşat Ayvatoğlu’nun AKP’li belediyeye girdikten, AKP Genel Merkezi’nde çalışmaya başladıktan sonra milyonluk servete (edindiği arabalar buna en iyi kanıt) ulaştığına ilişkin öyküleri okuduk, dinledik.

AKP’ye giren yerli ve milli her uyanık; başımızdakilerin ifadesiyle “vin vin”, kazan, kepçe dünyalığını götürüyor...

İşte zurnanın zırt dediği bu yerde -çok yeni bir çağrışımla- AKP’lilere, tıpkı onların yurttaşa yaptığı gibi seslenmenin tam zamanıdır: 

Sadece kendinizi güvende hissetmek amacıyla evlerinizde, özel kasalarınızda, yurtdışı hesaplarınızda, ceplerinizde, cüzdanlarınızda, üstünüzde, başınızda, tapuda, borsada, orada, burada, gizli-saklı ya da açık ortaklarınızda malı ve mülkü olan AKP’lilere çağrıda bulunuyorum. İktidarınız boyunca milli servetimiz olan bu edindiklerinizi ekonomiye kazandırınız...

Bunları artık yastık altında tutamazsınız. Uykularınız kaçar.

YAZICIOĞLU’NU ANAN CHP’Lİ

CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı; CHP Nevşehir İl Başkanı Zeki Tekiner’i, CHP Kayseri İl Başkanı Mustafa Kulkuloğlu’nu, CHP İstanbul Milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu’nu, CHP Fatih İlçe Başkanı Ali İsmet Gencer’i, CHP Beyoğlu İlçe Başkanı Bülent Demir’i bilir mi, anımsar mı?

Bu CHP’lilerin hepsi 1980 öncesi Kahramanmaraş’ta, Çorum’da gerçekleşen toplu öldürümler gibi, Cavit Orhan Tütengil’den Abdi İpekçi’ye birçok aydının katledilmesi gibi, Ülkü Ocakları Derneği, Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Yolu Derneği’nin içinden, çevresinden çıkanların gerçekleştirdikleri saldırılar sonucunda yaşamlarını yitirmişlerdir.

CHP’liler haklı olarak soruyor:

Ali Hikmet Akıllı, bu gerçekleri bilmiyorsa, CHP İl Başkanlığı’nda ne işi var?

Eğer biliyorsa, CHP’lilerin ölümü ile bağlantılı o örgütlerin genel başkanlığını ve de kuruculuğunu yapmış Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıldönümünde mezarı başındaki anma töreninde ne işi var?