Had Bildirici

18 Haziran 2022 Cumartesi

Bizim epeydir bir had bildirenimiz var. En son TÜSİAD aldı payını. 

Had bildiricinin haddi hesabı yok. Yurttaşlara söylediklerinden tutun, ülke yönetiş tarzına değin hadsizliğin doruğunda.

Bizim haddimizi de çıktığı o doruktan bildiriyor...

“Sürtük” diyor, “Gâvur” diyor, “Yahu sen kimsin ya” diyor, “İsrail dölü” diyor, “Affedersin Ermeni” diyor, “Kız mıdır, kadın mıdır” diyor, “Örtüsüz kadın, perdesiz eve benzer” diyor,  “Kadın ve erkek eşit değildir” diyor, “İki ayyaş” diyor, “Sapık” diyor, “Çürük” diyor, “Haysiyet celladı” diyor. Diyor da diyor. Demediğini bırakmıyor...

Ayar yok; dur, durak yok.

Her şey bir hadde kadar ama. Haddi zatında, had bilmeyip haddini aşana, “Hadi oradan” deme zamanı mutlaka gelir.

Geliyor zaten, az kaldı.

RUM İŞÇİ DELEGESİNİN UNUTTUKLARI

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) 110.  Çalışma Konferansı’nda söz alan Kıbrıs Rum kesimi işçi delegesi adada “Türk işgali” olduğunu söylemiş.

Ancak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, bu yıl başında terör örgütü PKK-PYD’ye Güney Lefkoşa’da temsilcilik açmasına izin verdiğine hiç değinmemiş. PKK ile PYD’nin, ABD işgali, mandası altında olan Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde Amerika’nın petrol kuyularını, çıkarlarını korumakla görevlendirilmiş işbirlikçi örgütler olduğundan söz etmemiş. İngiltere’ye ait olan Ağrotur ve Dikelya üslerinin Güney Kıbrıs sınırları içinde bulunduğunu aktarmamış. Yakın geçmişte, ABD’nin Baf kentindeki hava üssüne, nakliye uçakları ve savaş helikopterleri yerleştirdiğini, ABD ordusuna ait bir görev gücünün de Güney Kıbrıs’ta konuşlandığını dile getirmemiş. Yunanistan’daki ırkçı, gerici iktidarların yönlendirmesiyle Kıbrıs’taki Türklere karşı 1963’ten 1974’e değin etnik temizlik kampanyası yürütüldüğünü; dahası, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın toplantıda vurguladığı gibi, uluslararası platformlarda temsil hakları Kıbrıslı Rumlarca reddedildiği için Kıbrıslı Türk işçilerin seslerini İLO ve benzeri ortamlarda duyuramadıklarını tümüyle unutmuş!

EGE GERİLİMİNDEKİ GAZ

Yunanistan ile son gerilimin ardında “şaka” değil, “gaz” var.

Yunanistan, İsrail deniz yetki alanındaki gazın Avrupa’ya taşınması yolunun Kıbrıs Rum Kesimi-Girit ve Yunanistan üzerinden geçmesini istiyordu. Oysa İsrail, bu konuda Türkiye’ye öncelik veriyordu. Çünkü Yunanistan’ın istediği yol, zorluklar içeriyordu. ABD Başkanı Biden da bu yolu desteklemediklerini açıkladığında Yunan yönetimi büyük bir düş kırıklığına uğradı. 

ABD, bu düş kırıklığını gidermenin yanı sıra, Yunanistan’da Rusya’ya karşı askeri konuşlanma olanağı yaratmak amacıyla Yunan Başbakanı Miçotakis’i ABD’ye çağırdı. Rum lobisine hep yakın durmuş olan Biden’ın kendisine uyguladığı abartılı protokolü yanlış algılayan Miçotakis, ülkesine döner dönmez, Ege adalarında anlaşmalara aykırı biçimde konuşlandırılmış askerleri ziyaret etti. Şimdi ABD, Yunanistan’ın tavan yapmış olan bu özgüvenini, Kuzey Suriye’de operasyon hazırlığı yapan Türkiye’ye sopa göstermek için kullanıyor. 

Ülkesindeki ABD birliklerinin tümüyle Rusya’ya karşı konuşlandığını bilmesine karşın Miçotakis, ABD’nin gücüyle Türkiye’yi rahatsız etmeye kalkışırken; Saray’daki AKP’li de bunu çok ciddiye alıp sert çıkışlar yapıyor.

NATO üyelerine ayar vermeyi amaçlayan Sam Amca’ya da gaza gelenlerin kapışmasının ardında ellerini ovuşturmak kalıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları