Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Jet hızıyla kadrolaşmaYazık oluyorUyarı Yapılmıştı
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) kapatıldı. Bırakalım, son bir ayda olup bitenleri SHÇEK çalışanları anlatsın:
\n“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na altyapı olsun diye, \tTürkiye genelinde \ttüm İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne bağlı \t\til müdürlüğü ve il \tmüdür yardımcılığı kadroları jet hızıyla dolduruldu. Valilik ve bakanlık onayıyla çalışanların görevlerine son verildi. En acısı da, bu kadrolara Milli Eğitim Bakanlığı’ndan öğretmenlerin atanmış olması. Bunca yıl \tgece gündüz demeden sosyal hizmetlere emek vermiş insanların çabalarının hiçe sayılarak bir günde bu kadar atamanın yapılmış olmasını, bu işin arkasında kim olursa olsun haksızlık olarak görüyoruz. Sosyal sorunların giderek karmaşıklaştığı bir dönemde daha fazla uzmanlaşma gerekirken sosyal hizmet uygulamalarının, konusunda uzman olmayan yöneticilerin insafına bırakılmasından üzüntü duyuyoruz.”
\n\n\n\n\nYemin etme, etmeme tartışmaları arasında Diyarbakır’da bir şeyler dönüyor.
\nBDP’liler, “Biz seçildik, Meclisimizi oluşturduk” anlamına gelen toplantılar yapıyorlar. Bir anlamda, uzun süredir dillendirdikleri “özerkliği” yaşama geçiriyorlar...
\nBu arada, gazeteci Hasan Cemal, bir kez daha Kandil’e çıkıyor, Kandil’in sesi oluyor. O ses de demeye getiriyor ki:“Demokratik anayasa adı altında üniter devlete son!”
\nGenlerinde üniter devleti savunma, toplumsal birliği sağlama, laik-demokratik Cumhuriyeti sürdürme kararlılığı olması gerekenler ise olup bitenin ayrımında mı?
\nHayır değil. Duygusallık ve acemilikler içinde bocalıyorlar.
\nYazık oluyor Türkiye’ye.
\n\n\nYanlışlar, yanlışlıklar
\n\n\nCHP’nin son bir haftadır alelacele geliştirdiği ve çoğu da ters tepen tutumları, partinin kendi içinde de tartışılıyor hiç kuşkusuz.
\nİşte dinlediğimiz CHP’lilerin söylediklerinden kimi satır başları:
\n4 Tutuklu CHP’li milletvekillerinin durumu doğal hukuk zemininde çözülebilirdi. Örneğin, Mustafa Balbay hakkındaki iddiaların, tahliye edilmemesine gerekçe gösterilen anayasanın 14. maddesinde tanımlanan suçlar kapsamına girmediği ortaya konulabilirdi. Şimdi serbest bırakılsa bile “Siyasi baskıyla tahliye edildi” denecek.
\n4 HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un “Ben olsaydım tahliye ederdim” açıklaması, parti yönetimince iyi algılanamadı. Oysa, yeni düzene göre, bu sözleri eden kişi, yargıçları oraya tayin eden, onlara hamilik eden, bir anlamda hükmeden kişi. O, bir adres veriyor. Demek ki, kendi içlerinde bir proje geliştiriyorlar. Balbay ile Mehmet Haberal, zaten yıllardır tutuklu kalmışlar, bir ay sonra tahliyelerine karar verilebilirdi. Ama, “Biz, söke söke alırız” noktasına getirilince olay, süreç değişti...
\n4 Krizi çözme adına az kalsın bir yasa önerisi veriyorlardı. İşler daha çok sarpa saracak, daha çok siyasileşecekti. Neyse ki, ondan vazgeçildi.
\n4 Yemin edilmemesi çok büyük yanlıştı. İşi daha da zorlaştırdı. CHP’liler, KCK ile eşleştirilmiş oldu. CHP yönetimi, Sezgin Tanrıkulu’nun aklına uydu ve hem ülkeyi hem de kendisini krize attı.
\n\n\n\n\nYargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, daha adaylıklar kesinleşmeden, geçen mart ayında gerekli uyarıyı yapmıştı:
\n“Anayasanın 14 ve 83. maddeleri, Ergenekon gibi bir davadan herhangi bir şekilde yargılananların milletvekili seçilse dahi dokunulmazlık kazanamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Aday olmalarında bir engel yok, ama dokunulmazlık kazanamazlar. Tutuklu olanlar ‘Dokunulmazlık kazandı’ gerekçesiyle tahliye de edilemez, milletvekili olduğu için tahliyesi söz konusu olamaz; böyle bir gerekçe kullanılamaz. Ancak ‘Tutuklu olma nedenleri ortadan kalktı, deliller toplandı, kaçma şüphesi yok’ ya da ‘Delilleri karartamaz’ gerekçeleriyle tahliye edilebilirler, o ayrı bir şey.”
\nGeldik bugüne...
\nSabih Kanadoğlu’na “Siz geçen mart ayında uyarmıştınız. Bir anlamda bugün yaşanmakta olan kilitlenmeyi duyurmuştunuz halka” dedik. “Bir yerde doğru. Böyle olmamalıydı bu. Her genel seçim bir yeni başlangıçtır, ama bizde tam tersi oldu” diye karşılık verdi.
\nBunalımın nasıl aşılabileceğini sorduk bu kez. Kanadoğlu, “Bugün görünen çıkış çok zor. Bir krizin ortasına düştü Türkiye” dedi ve ekledi:
\n“Şu yapılırsa bu krizden çıkılır, demek zor. Bir tek itirazların kabul edilmesi ile ancak çözülebilir. Onun dışında bir hal şekli yok. Olayı, yine yargıya bırakmak lazım. Bağımsız yargının nasıl önem taşıdığı, her geçen gün bir kat daha anlaşılıyor. Eğer, ‘Bazı imkânlar sağlamak için yasalarda değişiklik yapalım’ derseniz, bu daha berbat sonuçlar doğurur. Birçok maddeyi değiştirmek lazım. Öncelikle anayasanın 14. ve 83. maddelerini değiştirmek lazım. Ama, bunların bir pazarlık başlangıcı gibi ortaya konulduğu konusunda da kuşkularım var. Onun için beklemekten başka bir çıkış yolu görmüyorum.”
\nAKP, pazarlığı anayasa 14. ve 83. maddesinden açsa örneğin... Sonra, başkanlık sistemi mi istersin, din ve vicdan hürriyetinin yeniden tanımlanmasını mı, özerkliği mi, halife sultanlığı mı... Artık gerisi Allah kerim...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!