Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Orman talanı

19 Mart 2016 Cumartesi

Köşemizde, Tarım Orman İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş’un, İklim Sempozyumu’nda verdiği bilgilere dayanarak, 180 yıllık Orman Genel Müdürlüğü’nce 1 Ocak 2015 tarihine kadar toplam verilen maden izninin 20 bin olduğunu, yalnızca 2015 yılının sonuna kadar, bir yılda verilen maden izninin ise 9 bini bulduğuna değinmiştik.
Orman Genel Müdürlüğü açıklama gönderdi. “Araştırmalardan uzak peşin hükümlere dayalı bilgi verdiğimize” değinilerek deniyor ki:
“Köşenizde iddia edildiği gibi 2015 yılında 9 bin değil, 1284 adet maden izni verilmiştir.”
Haydi diyelim, bu konuda Şükrü Durmuş yanıldı. Orman Genel Müdürlüğü’nün resmi istatistiklerine ulaştık. Verilere göre, 2012-2014 yılı arasında, orman alanlarında 8 bin 537 maden izni verilmiş. Buna, Orman Genel Müdürlüğü’nün 2015 için belirlediği 1284 izin rakamını ekleyelim. Ne eder?
9 bin 821 eder. Yani...
180 yıllık Orman Genel Müdürlüğü tarihinde 20 bin izin verilmiş. Bunun yarısı kadar izin ise son 4 yılda verilmiş.
Savımızı bir kez daha yineliyoruz: Varın, yandaş talanının ne düzeyde olduğunu anlayın artık!

O vakıf kapanır mı?
Karaman’da “öğretmen” kılığına girmiş bir sapkının Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Mezunları Derneği’nce kiralanan evlerde kalan 45 çocuğa tecavüzden tutuklanması üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Ensar Vakfı için Meclis’te araştırma önergesi verdi.
Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi de, Ensar Vakfı’nın “Türkiye Değer Ödülleri” adı altında yürüttüğü projeye ortaöğretim çocuklarının başvurması için Milli Eğitim Bakanlığı’nca çaba gösterildiğini, okullara ilanlar asıldığını belirterek, “Değer diye öğrettiğiniz şey küçük çocukları istismar etmek, akıllarını ve bedenlerini karanlık emellerinize alet etmek ise bilin ki sonuna kadar karşınızdayız” açıklamasını yaptı ve vakfın kapatılmasını istedi.
Hiç kuşkunuz olmasın. Önerge kabul edilmez, vakıf araştırılmaz ve kapatılmaz.
Çünkü Ensar Vakfı, yöneticileri ile birlikte AKP’nin arka bahçesidir. Çünkü Ensar Vakfı, Emine Erdoğan ile birlikte “enkaz kaldırmak”la meşguldür.

Ankara’nın taşına bak
1919 koşullarına geri döndük.
İşbirlikçi kavimci tealiciler ile Rahip Fru’nun muhipleri hilafetçiler yine işbaşında.
Sevr’i imzalayanlar ile Sevr’in özerkçileri, ülkeyi yine yangın yerine çevirdiler.
Bir Gazi Paşa yok, Ankara’nın taşına, gözlerimizin yaşına baksın.
Düşman almış sağı solu, uyanacaksın, sen bulacaksın artık tek başına doğru yolu.

Çukur
The Atlantic dergisinde çıkan yazıya bakılırsa, ABD Başkanı Obama, Libya için yakın çevresine “bok çukuru” tanımını yapıyormuş. Sanırsın; Libya’ya, Irak’a, Suriye’ye, Türkiye’nin güneydoğusuna çukurlar kazıp içine eden bir başkası...

Bağımsız
ABD işgali sonrası Irak’ın kuzeyinde kurulan mandater yönetimin bir benzeri, Suriye’nin kuzeyinde “federasyon” adı altında ilan edildi. Böylece; dünya efendilerinin Akdeniz’den Asya’nın içlerine doğru güvenlik, enerji, su ve egemenlik koridoru açma girişimleri son aşamaya geldi.
Ne uğruna?
Sömürgeciliğin ve emperyalizmin gölgesinde “bağımsız” olunacağını sanan bir halk ile çevresindeki halkların birbirini kırıp geçirmesi uğruna...

‘Korkmayın’
Ankara’da, Atatürk Bulvarı, önceki gün öğle saatlerinde trafiğe kapalıydı. Bulvardan geçmek isteyen yurttaşların araçları, trafik polislerince bekletiliyordu. Kırmızı plakalı resmi arabalar, park yasağına uymamış, bulvara çift sıra durmuş, tüm yolu kapatmışlardı.
Niye mi?
Başbakan, bir “koruma ordusu”yla Ankara halkına “Korkmayın” çağrısı yapıyormuş da, ondan...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları