Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sıra TGS'de

20 Şubat 2012 Pazartesi
\n\n\n

Gazetecileri tutuklamak, hapse atmak yetmedi. Onların haklarını savunan sendikasının kökünü kazımaya geldi sıra.

\n

Türkiye Gazeteciler Sendikasından (TGS) yapılan açıklamadan öğreniyoruz ki, her kamusal kurumda olduğu gibi, AKP siyasetinin ve kadrolarının tümüyle egemen olduğu Anadolu Ajansındaki sendika üyeleri Türkiye Gazeteciler Sendikası Yönetimine Çağrıbaşlığıyla TGS yönetimini istifaya davet eden ve olağanüstü genel kurulun önünün açılmasını isteyen bir metni imzalamaya zorlanmış.

\n

Niye?

\n

Çünkü TGS, tutuklu gazetecilerin haklarını arıyor. Çünkü TGS, basın özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı çıkıyor.

\n

Amaç ne?

\n

TGSyi, Türk-İşe benzetmek. Yani AKPlileştirmek, sindirmek, susturmak.

\n\n\n

DİSK Ayağa Kalkıyor

\n

\n\n\n

DİSK yeniden açıldıktan sonra yorgun düşmüş, zayıflamış, bocalamış, savrulmuştu. Hatta içinden emek-sermaye çatışması artık bitmiştirdiyebilen yöneticiler bile çıkmıştı. Son DİSK Genel Kurulunda genel başkanlığa seçilen Erol Ekicinin konuşması, örgütün yeniden yüzünü emeğe, akla ve bağımsızlığa döndüreceğinin ipuçlarını verdi.

\n

Emek-sermaye çelişkisini ve sömürüyü göz ardı eden tezle sendikalara yüklenen işlevsizliğin belli bir süre etkili olduğunu vurgulayan Erol Ekici, DİSKin yeni yolunun hangi yönde olacağını kesin bir dille somutlaştırdı:

\n

Sivil toplum ya da sivil toplumculuk, ilgili örgütün demokratik ve kitle örgütü niteliğini bir kenara bırakmakta, örgütlerin sınıfsal niteliği ve emek-sermaye ilişkilerindeki yeri ve işlevi göz ardı edilmektedir. Örgütlerin emek-sermaye çelişkisi bağlamında niteliği göz ardı edilince, ortaya işlevleri aynılaşmış-benzeşmiş örgütler çıkmaktadır. İşlevleri aynılaştırılan, birbirine benzeyen örgütlerin düzenin değiştirilmesi, düzenin dönüştürülmesi iddiaları gündemden düşecek, bütün örgütler düzenin yedeği olacaklardır. DİSK, sivil toplumculuk kavramlarını elinin tersiyle itmiştir.

\n

Erol Ekici, DİSKte Kürtler konusunda var olmayı sürdüren kafa karışıklığını da büyük ölçüde giderdi. Kürtlerle hep birlikte eşit koşullarda ve kardeşçe çözeceğizdedikten sonra olması gereken çizgiyi koydu:

\n

Kürt sorununun çözümünün emperyal güçlere mesafeli durularak, feodal bağların çözüldüğü, ezilen-ezen ayrımının yapıldığı, sınıf-emek mücadelesi içinde mümkün olacağı gerçeğini baştan kabul etmeliyiz. Kürt sorununun çözümsüzlüğü devam ettikçe milliyetçi saflaşmalar yükselmektedir. Kürt sorununda açılımdan bir yıl sonra Kürt siyasi hareketinin imhası noktasına gelindi. Çünkü, her iki projenin sahibi de ABDdir. Kürt sorunu, ancak emperyal projelerden uzak durularak ve kendi yurttaşlarımızın mutluluğu esas alınarak daha kolay çözülebilir.

\n

Diktatörlüğe koşan AKP iktidarı karşısında sağlam ve akıllı duran bir emek hareketi, siyasal zeminini bir türlü tutturamayan yeni CHPye de ilaç gibi gelecektir.

\n

Geçmiş deneyimler, buna tanıklık etmiştir.

\n

\n\n\n

Memleket İşleri

\n

\n\n\n

Emniyetten bir heyetin ABD Büyükelçiliğine brifing vererek Silivride sürmekte olan bildik dava ile ilgili bilgi aktardığını geçen eylül ayında bu köşede duyurmuştuk. Konu, yeniden güncelleşti. Tartışmalar, böyle bir brifinge neden gerek duyulduğu üzerine...

\n

Nedeni belli aslında. Dış onayla gelmişler, dış onayla sürdürecekler iktidarlarını da ondan...

\n

Sorsanız Osmanlı hayranıdırlar, padişah torunudurlar, ama Koçibeyden hiç ders almamışlardır. Oysa Koçibey, ta 17. yüzyılda devleti yönetenleri, elçilerin nasıl kabul edilmesi gerektiği konusunda uyarmış:

\n

Benim devletlû hünkârım, elçi gelüp, rikâb-ı humâyuna yüz sürünce vezîr-i âzam kulunuz, mektubunu alıp, mübârek taht üzerine koyar. O vakit vezîr-i âzam kulunuza buyurun ki, Elçiye sor, niçin gelmiştir?vezîr-i âzam kulunuz, elçiden sorunca, elçi şöyle dese gerektir. Evvelden beri aramızda olan dostluğu daha da arttırıp barışa saygı göstermek için geldimder. Benim devletlû hünkârım, o vakit vezîr-i âzam kulunuza buyurun ki:Yüce atalarım zamanından beri olan dostluğa ve barışa riâyet edip, İstanbula eski âdet üzere elçiler gelsin. Evvelki gibi dostluk ve barış düzen, kararlıdırdiye tenbih buyurursunuz. Bu kadar yetişir. Onlardan memleket işleri sorulmaz.

\n

Şimdi sormadan adım bile atamıyorlar.

\n\n\n

Anlayamadık

\n

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçenlerde katıldığı bir televizyon programındaSabahattin Aliyi kim öldürdü? CHP. Doğrulara her zaman doğru deriz, ama CHP ile ilgili yanlışların da istismar edilmesi doğru değildedi.

\n

Bu mantıkla gidersek; Abdi İpekçiyi, Doğan Özü, Bedrettin Cömerti de CHP öldürttü. Kahramanmaraş olaylarını CHP çıkardı. Çünkü, bütün bu öldürümler CHPnin iktidar olduğu dönemde gerçekleşti.

\n

Kılıçdaroğlu, ne dediğini mi bilmiyor yoksa nerede oturduğunu mu? Anlayamadık gitti...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları