Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Pişman Olmamak İçin

02 Haziran 2014 Pazartesi

Okurumuz Mehmet Loğ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gazeteci Muharrem Sarıkaya’nın sorularını yanıtlarken söylediği sözlere dikkat çekiyor: 
“Bizim, göstereceğimiz cumhurbaşkanı adayının seçim kampanyasında yer almamız ve onun propagandasını yapmamız söz konusu olmayacak. Seçilecek kişi tarafsız olacağı için partilerin cumhurbaşkanı adayının kampanyasında yer alması doğru olmaz.” 
Loğ, haklı olarak Kılıçdaroğlu’nun daha işin özünü ve ruhunu kavrayamadığını düşünüyor: 
“Bir partinin gösterdiği adayı desteklemesi, onun propagandasını yapması ve onun kampanyasında yer alması işin doğası gereğidir. Tarafsızlık konusu seçildikten sonraki konumdur. Eğer arkasında parti desteği olmayacaksa, ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ anlayışı ile aday gösterilecekse sonuç hüsrandır. Böyle olunca da adayın şu veya bu isim olmasının hiçbir anlamı yoktur. Kanımca Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasından sonra kimse CHP’nin adayı olmayı istemeyecektir. Çünkü ortada kalacağı açıktır. Bu anlayışla gidilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuç şimdiden bellidir. Ayrıca muhalefetin aday belirleme sürecinde inisiyatifi Bahçeli’ye kaptırdığını da göz önüne alırsak Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımıyla seçimde CHP adayının, MHP adayının ardından üçüncü olması da çok sürpriz olmayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun bu garip açıklamayı Kemal Derviş ile görüşmesinden sonra yapması ise manidardır.” 
Kemal Derviş’in ipiyle kuyuya inen Kılıçdaroğlu’na anımsatalım... Derviş’in, bir sömürge valisi gibi ABD’den Türkiye’ye gelip bakan olmasına olanak sağlayan Bülent Ecevit’in onun hakkında söylediği son sözler şöyledir: 
“Derviş benim siyasi hayatımın en büyük pişmanlığıdır.”

İstila Gibi...
Sanatçılar geçen hafta bir araya gelerek Cumhuriyet’in tüm kültür kurumlarını yok etmeyi hedefleyen TÜSAK adı verilen taslağa karşı güçlü bir sesle tepki gösterdiler. Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakın kadrosundan Ömer Çelik’in “Türkiye Sanat Kurumu kuruyoruz” diyerek çıktığı yolun sonunun ne olacağını açık açık dile getirdiler:
- Özel kanunla koruma altına alınan sanat kurumlarının özerk kurumsal yapıları ortadan kaldırılacak. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve kuruluşu 1826 yılına dayanan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile birlikte 6 devlet senfoni orkestrası kapatılacak.
- Devlet Çok Sesli Korosu, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği koro ve toplulukları, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile bunlara bağlı 55 sanat kurumunun sanatın aydınlığını Anadolu’ya yayan ışığı karartılacak.
- Devlet konservatuvarları ile sanat eğitimi veren tüm okullar ve üniversitelerdeki ilgili bölümler de kapanacak.
- Binlerce sanatçı işsiz kalacak, yaratma özgürlüğünü yitirecek; sanatını icra edemez duruma getirilecek.
- İdari ve mali özgürlüğünü yitiren sanat kurumları, özel şirketlere peşkeş çekilerek tümüyle metalaştırılacak.
Sanki bir ilkel kavim istilası gibi...

İsrail’e Sopa
Mavi Marmara’da zarar görenler için tazminat karşılığı alttan alta görüşmeler yaparken, öte yandan da yandaş yargının siyasi kararıyla İsrail’e tavır koyacaksın.
CHP’li Osman Korutürk’ün dediği gibi:
“İsrail ile yürütülen pazarlığa göre eğer her iki taraf tazminat konusunda bir anlaşma sağlarsa, AKP iktidarı, olayda ölenlerin yakınlarına dava yolunu kapatacak birtakım önlemler almayı tasarlıyor. Esasında fiktif (gerçekte olmayan) bir dava ile AKP iktidarı, pazarlıklar için İsrail tarafına sopa gösteriyor. Türkiye’de hukukun ne noktaya geldiğinin en çarpıcı göstergesidir bu son karar.”

 Örnek Olsun  
CHP’li Seferihisar Belediyesi, hizmet binasında kullanılan elektriği, güneş enerjisinden üretmeye başlamış. Pazar yerine kurulan “Fotovoltaik Güç Santralı” yılda 310 bin kilovatsaat elektrik enerjisi üretecek ve yılda 125 bin lira elektrik tasarrufu sağlayacakmış.
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, yörenin mandalinasını da, denizini de, emeğini de, güneşini de hakça ve halkça değerlendiriyor.
AKP’li Üsküdar Belediyesi ise meydanlara bez afişler asmıştı geçen hafta:
“Miraç Kandili insanlığımızın ve kulluğumuzun yükselişine vesile olsun.”
Güncel iki ayrı örnek işte: Biri yurttaşı gönendiriyor, diğeri kulluğu...

İnce Pazarlık 
Ankara’da çok kişiden duymaya başladığımız söylentiye bakılırsa, AKP ile BDP arasında sıkı bir pazarlık yürüyormuş. Pazarlığın odak noktası; İmralı’daki Sayın Abdullah Bey. Onu da içine alacak bir ceza indirimi öngören yasa değişikliği düşünülüyormuş. 
BDP, Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığına destek olma koşullu pazarlığın, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde sonuçlanmasını istiyormuş. 
AKP ise değişikliğin, Erdoğan’ın Çankaya’ya taşınma planına olumsuz etki yapmaması için Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına bırakılmasından yanaymış...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları