Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Adana Cumhuriyeti Günleri (2)
İstanbul’a döndüm ama Adana Cumhuriyeti’ndeki günlerim devam ediyor. Pazar günü, festival yorgunluğunu atmak için, Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin Kısa Film Programları Koordinatörleri Hilmi Etikan, Yıldız Etikan, sergiler Küratörü Mehmet Emin Arıcı ve Aslı Selçuk hep birlikte Adana’nın Yumurtalık ilçesine gittik. Yumurtalık, sırtımızı ısıtan eylül güneşine ve mavi parıltılarıyla göz alan denize rağmen hepimizin Yılmaz Güney’in başına gelen o korkunç olayı anımsamamıza neden oldu. Yılmaz Güney, yıllar önce burada bir savcıyı öldürmüştü. Bu talihsiz olay, Yılmaz Güney’in tüm hayatı etkilemiş ve onun yurtdışında yurt hasretiyle ölümünü hızlandırmıştı. Tıpkı Ahmet Kaya gibi…
Salaş bir kahvede çaylarımızı yudumlarken, kahveyi işleten Sıdıka Hanım yanımıza geldi. Sıdıka Hanım doğma büyüme buralı. Kocası ve oğullarıyla birlikte balıkçılık yapıyor, bu salaş kahveyi de büyük oğullarına açmışlar. Sıdıka Hanım, elli yaşlarında ve Türk sinemasına “Yumurtalık Olayı” olarak geçen o vahim günleri çok iyi anımsıyor. Ve çok dobra bir kadın, “Kim ki, bir adama ‘karını bana gönder’ derse o vurulmayı hak eder” diyerek meseleyi özetliyor.
Güneş ısıtıyor ve deniz çok güzel, Hilmi Etikan ve Yıldız Etikan’a bakıyorum, festival bitmesine rağmen Hilmi Etikan sürekli telefonla konuşuyor, “Ne oluyor” diye soruyorum, “Otellerde on tane yabancı film yönetmeni kaldı, yarın gidecekler, işler aksamasın istiyorum” diye beni yanıtlıyor.
Öyledir, Türkiye’de kısa filmin Hilmi babası olarak bilinen Hilmi Etikan her zaman mükemmeliyetçidir. Onun bu özelliği ve inatçılığı bir zamanlar ülkemizde hiç bilinmeyen bir alanın, kısa filmin, ülkemizde de var olmasına ve giderek gelişmesine neden olmuştur. Yıllardır canla başla kotardığı “İstanbul Kısa Film Festivali” artık dünyanın sayılı kısa film festivalleri arasındadır. Gene yıllardır Altın Koza’da Yıldız Etikan’la birlikte Öğrenci Filmleri Festivali bölümünü gerçekleştiriyorlar. Bu bölüme Türkiye’deki tüm sinema okulları öğrencileri katılıyor. Her yıl en az 500 filmin içinden derecelendirmeye kalan filmlerin genç yönetmenleri heyecanla Adana’ya koşuyorlar. Onların varlığı bile Altın Koza’yı diğer festivallerden farklı ve heyecanlı kılıyor. Bu yıl kendilerine ait bir salonları oldu ve dolup taştı.
Aynı ekip festivalin, Akdeniz Kısa Filmleri bölümünü de altı yıldır başarıyla yönetiyor. Bu yıl Akdeniz Filmleri bölümüne tam altı yüz film başvurmuş. Altmış film gösterime ve yarışmaya alınmış.
Evet, ülkemizde kısa film yapmak artık bir uzun film yapmak kadar önemli hale gelmişse, bunu Etikanlar’a borçluyuz. Evet biraz festivalden uzaklaşıp Adana’da neler olup bitiyor ona geçelim. Bütün kentlerimiz gibi Adana’da Suriyeli mülteci işgaline uğramış durumda. Bir zamanların sanayi ve tarım kenti zengin Adana, yanlış politikalar sonucu sanayinin teşvik alan kentlere kaymasını ve tarımın yok edilme sürecini yaşamış. Kimseler artık pamuk ekmiyor ve kent portakal çiçeği kokmuyor; çünkü nedendir bilinmez bir önceki belediye başkanı kentin sokaklarındaki portakal ağaçlarını kestirip yerine hastalıklı olduğu bir süre sonra ortaya çıkan palmiyeler ektirmiş. Biliyorsunuz ben bu palmiyelere fena takmış durumdayım. Pek çok ilde bu palmiyeler, Allah aşkına bunları kim getiriyor, bilmek istiyorum. Yazık, o portakal ağaçlarına nasıl kıydınız?
Adana giderek yoksullaşıyor ne yazık ki, işsizliğin en yüksek olduğu illerden biri. İki okul bitirmiş ama iş bulamayan gençler, Suriyelileri rakip görüyor ve onlar için Suriyeliler “grev kırıcı”. Çünkü hem sigortasız hem de üç kuruş paraya çalışıyorlar. Öte yandan, ilk başlarda daha iyi para aldıkları için evlerini Suriyelilere kiralayanlar bin pişman. Herkes şu hikâyeyi anlatıyor: Yaşlı bir kadın, çoluk çocuk sokaklarda yatan Suriyelilere evini açmış. Beş kuruş almadan. Bir süre sonra eve elektrik parası, su parası gelmiş; kadın kiracılarına gitmiş, en azından su ve elektriği ödemelerini istemiş, kiracılar kadını dövüp hastanelik etmişler. Kadının öldüğü söyleniyor. Böyle hikâyeler tek değil, herkesin Suriyelilerle ilgili bir hikâyesi var. Film Atölyesi’nin çekimi için evini bize açan Emine Hanım, bir yandan sigara sarıp bir yandan dert yanıyor:
“Bak şimdi, benim oğlumun bir kızı var. Üç yıldır dershaneye gidiyor ve oğlum memur olduğu halde kredi çekip onu dershaneye göndermeye çalışıyor. Ne için, bir üniversite kazansın diye. Ama Suriyeliler hiç imtihana girmeden istedikleri bölüme girebilecekler. Bu ne şimdi, biz kendi ülkemizde yabancı olduk. Bu bir misal, daha neler var. Hastaneler mesela, şimdilerde bizden alınan parayı artırdılar; ama Suriyeliler bedava bakılıyor. Yok, bitti Adana.”
Hani festival, konserler, filmler bir yana ülkenin tüm dertleri Adana’da da kol geziyor. İnternette giremediğim için bana yardıma gelen bir otel teknisyeni gazeteci olduğumu öğrenince, beni bırakmıyor. 16 yıl Adana Mensucat’ta çalışmış bir işçi o. DİSK üyesiymiş o zamanlar. Adana Mensucat, Adana’nın en eski fabrikalarından, altı yıldır ölü bir halde. Ama onun söylediğine göre, Abdullah Gül’ün bir akrabası ve DİSK el ele vermişler, burayı kalkındıracağız diye çok büyük bir teşvik almışlar. Alınan teşvik doğru Amerikan finans sektörüne gitmiş ve fabrika hâlâ ölü; ve o bir taşeron işçi.
Ve bir zamanlar DİSK üyesiydi.
Akımın ucuna sadece bir tek söz geliyor: “Hiç birimiz masum değiliz.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması