Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Biat Kültüründen Sanat Çıkmaz!

21 Temmuz 2013 Pazar

İktidar yanlısı muhafazakâr televizyon kanallarında, muhafazakâr gençler, son Gezi olaylarından sonra, kendi içlerinde ne kadar samimi bilmiyorum, özeleştiri yapıyorlar. Sanat konusunda geriye düştüklerini, kitlelere dünya görüşlerini anlatamadıklarını, bunun için sanat konusuna özellikle de sinema alanına daha çok girmeleri ve kendilerini ve dünya görüşlerini daha iyi, daha estetik anlatan filmler yapmaları gerektiğini söylüyorlar.
Gerçekten bu özeleştiri önemli ama yetersiz çünkü biat kültürü asla hayatı kucaklamaz, çok fazla öbür dünyayla ilgilidir ve bu nedenden sanata hiçbir katkıda bulunamaz. Bu amaçla yola çıkanı, ne yazık ki, yarı yolda bırakır. Çünkü sanat, muhalif ve soru soran bir yapıya sahiptir. Biat kültürünün tuğla taşları ise sorgulamamak üstüne kurulmuştur.
Bu özeleştiriyi yapan arkadaşlara İran sinemasından örnekler vermek isterim.
Bizzat
Humeyni’nin emriyle, Amerikan sinemasına karşı mücadele etmek için kurulan yeni İran sineması, bütün sansür girişimlerine, kadın yönetmenlerin idam fermanına karşı, sanatın gücüyle hareket etmiş ve sonuçta biat kültürünü sorgulayan bir sinema yaratmış ve bu sinema bugün İran’ın uluslararası yüzakı olmuştur.
Biat kültürü emreder, örneğin bakın, bir muhafazakâr olan Prof. Dr.
Ahmet Atan sanat için bakın neler söylüyor. Kendisi Gezi eylemleri sırasında, Gezi direnişçileri için şöyle demişti: “Ermeni, Yahudi, Rumsanız sizlere söyleyecek bir sözüm yok…” Bu ırkçı ve nefret söyleminin sahibinin elbette sanat için de söyleyecek bir sözü var. “İslamın estetik anlayışı Allah’ın beğenisiyle çok sıkı bir ilişki içindedir.” Bu söze ne diyorsunuz, bunu küçük bir çocuğa sorsanız şöyle der:
“Bu adam Allah’la mı konuşuyor?”
Nedir Allah’ın sanat beğenisi?
İşte sormanız gereken bir soru?
Bilmelisiniz ki, sanat tutku, aşk, cinsellik gibi kavramları sürekli sorgular, iyilik ve kötülüğü de... Bir sanatçının en başta kendine şunu söylemesi gerekir:
“Hayata dair hiçbir şey bana yabancı değildir.” Ama biat kültürü, en çok aşkı, tutkuyu ve cinselliği yasaklar. Bu nedenle bir türlü Mevlana’nın Şems’e duyduğu cinsel tutku, anlatılamaz. Bu nedenle aralarında ulvi bir aşk varmış gibi sayfalar dolusu kitaplar yazılır. Ama siz bilmelisiniz ki, bu, biat kültürünün en büyük günahlardan biri saydığı eşcinsel bir ilişkidir.
Devam edelim, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof.
Hamdi Döndüren, “Diri bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkıların caiz olmadığını” söylemiş.
Diri bir kadının ve şarabın, görüyorsunuz size sadece ölü kadınlar için yazılmış ağıtlar kalıyor. Neden? Çünkü ölüler insanları tahrik etmez. Öyle düşünüyorlar ve sizlere de buna biat etmeniz söyleniyor. Bunu söyleyenler kaç yaşında bilemiyorum ama sizler gençsiniz ve hormonlarınız atom bombası gibi çalışıyor, diri kadınlar ölülerden daha şenliklidir.
Bunu öğrenin!
Marmara Üniversitesi’nden Prof.
Ekrem Buğra Ekinci daha da ileri gitmiş, “Eğer çalgı kadın sesi içermiyorsa, sözleri de dinen sakıncalı değilse” dinlenebileceğini ifade etmiş.
Hadi gelin bir film yapın ve müziği sadece erkek seslerinden ve dini içerikli sözlerden oluşsun. Biraz tuhaf olmuyor mu? Bu sözüm ona ilahiyatçıların, erkek sesine tutkularını hiç sorguladınız mı?
Yani kısaca, bu biat kültürü size iyi film yaptırmaz. Ama biat kültürünü sorgulayan filmler yaptırabilir ve işte o zaman sanat için bir başlangıç yapabilirsiniz. Benden söylemesi...

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları