Covid-19 ile söyleşi

25 Nisan 2021 Pazar

Sevgili okurlarım, geçen yıl karantina günlerinde Covid-19 ve başımıza gelenlerle ilgili tam altı yazı yazmışım ve son demişim. Ne yazık ki son değilmiş. Covid-19’u gene aradım ve yeni bir söyleşi yapmaya karar verdik. Geldi ve çok öfkeliydi. Sordum: “Bu ne hal?” Öfkeyle soluk aldı, neyse soluğunu yüzüme üflemedi, tuhaf kıskaçlarıyla ağzını kapattı, başladı anlatmaya:

“Arkadaş biz sizin ülkeden çok şikâyetçiyiz! Tamam, iyisiniz hoşsunuz ama bizim genlerimizle oynuyorsunuz? Bize yeni yeni huylar öğretiyorsunuz!” Ben şaşkın soruyorum, “Nasıl yani?“Dur biraz soluk alıp anlatacağım. Sana anacığım diyebilir miyim? Yaşlısın, ayrıca saçlarını siyaha boyamışsın, çok hoş olmuş. Neyse gelelim bizim şikâyetlere. Şimdi bizim tıpkı suçiçeği, daha yeni bir örnek AIDS virüsü gibi sizlerle birlikte bu dünyada yaşamamız gerekiyor. Bunun için de değişmemiz gerekiyor, çaba göstermemiz gerekiyor, zorlukları aşmamız gerekiyor ama sizin ülkede bunu yapamıyoruz. Öyle tuhaflıklar yapıyorsunuz ki bizim için ‘armut piş ağzıma düş’ durumu yaşanıyor. Bu arada nasıl ama Türkçem ilerlemiş değil mi? Neyse gelelim meseleye, şimdi sizin polis tuhaf, alınmayın ama polisiniz kolaycı, nerede kâğıt toplayan bir gariban çocuk görse delleniyor, hemen bağırıp çağırıp ceza yazıyor. Çocuk ‘Polis amca kurbanın olayım, ceza yazma’ diye yalvarıyor ama polis amca cezayı yazıyor. Yani bizim bile içimiz acıyor, çocuğun yanından işimizi görmeden geçip gidiyoruz. Ama aynı polisiniz, bizim için acayip kolaylıkla işimizi gördüğümüz alanlarda öyle boş boş duruyor. Örneğin geçenlerde bir şeyh öldü; sizin burada da amma çok şeyh var, bir ara İran’da görev yapan arkadaşlarla konuştuk, orada bile bu kadarı yokmuş. Neyse devam edelim, adamın cenazesi acayip kalabalıktı. Bizim genç arkadaşlar coşkuyla işe giriştiler. Onlar için oyun gibi bir şeydi. Bu durum biz eskilerin canını sıktı. Şimdi bizim çocuklarımızı zor günlere nasıl hazırlayacağız? Söyle bana?”

 Söyleşi yaptığım yaşlı Covid-19. Fotoğraf: Işıl Özgentürk.

Covid-19 anlattıkça vallahi de billahi de ona hak verdim. Covid-19 Z kuşağı kolaya alışacak.

Bunu düşünüyorken derinlere dalmışım, Covid-19 uyardı: “Daha bitmedi bekle, sizi kimler yönetiyor bir türlü kavrayamıyoruz. Ama kavradığımız bir şey var, sizi yönetenler sizi insan yerine bile koymuyor. Bir de her yaptıkları tuhaf işler için bizi bahane ediyorlar. Geçenlerde parktayız, yaşlı bir bey elinde bir kâğıt parçası bakıp duruyor. Merak ettik, baktık. Bir elektrik faturası. Aylık 350 gibi bir para yazıyor. Anladık ki adam şaşkın, hatta üzgün. Belli ki bu para ona çok gelmiş. Arkadaşlar araştırdı; meğer iktidardakiler, elektrik şirketlerine pandemide zarar gördüler diye 3 milyon Türk Lirası yardım yapacakmış, bu yardım da elektrik faturalarına yansıyacakmış. Bakar mısın bahaneye, pandemi. Gene bizi suçlu duruma düşürdüler. Vur abalıya! Anladın mı neden öfkeli olduğumuzu? 

Başka şeyler de var, geçen yıl yapamadık. Bu yıl bizim çocukları 23 Nisan Çocuk Bayramı’na götürmeye karar verdik. Ama hiçbir bulaşma yapmayacağız. Sadece bir çocuk bayramı nasıl olur görmek, bilgi edinmek istiyoruz. Madem bu dünyada yaşamak zorundayız. Biz de taviz vermeliyiz. Vallahi bizim çocuklar heyecandan uyumadı ama o da ne! Bayram, pandemi nedeniyle iptal edildi. Bu bize yapılmış bir hakaret! Biz çocukların neşesine göz dikecek kadar alçalmadık!”

Covid-19 o kadar öfkeli ki bir türlü durulmuyor. “Bak Işıl” diyor, “Seni severiz. Hele sağlık çalışanları için yazdığın ağıt var ya, hepimizin gözlerini yaşarttı. Yaşamak için insanoğluna daha az zarar nasıl veririz, bunları araştırmaya başladık. Evlerine kapanan, aşısını olanların ölüm oranları düşmeye başladı, bu bir umut ama sizin zenginlere, din adamlarına ve iktidardakilere bir türlü hiçbir şey anlatamıyoruz. ‘Dediğim dedik çaldığım düdük’ halindeler, nasıl ama Türkçem gelişmiş değil mi? Bu arada ülkede bir 128 rakamı dönüp duruyor; anladık ki devletin 128 milyar doları uçup gitmiş. Yahu çok tuhaf insanlarsınız, AKP’li bir bakan mıydı neydi geçenlerde şöyle dedi: ‘128 milyar doları 83 milyon vatandaşımıza yastık altına koymaları için altına çevirip verdik.’ Topluca güldük, sanırım bazı yerlerde çok fazla kokain tüketiliyor. Hani bazen biz de gezerken masalarda kalan tozlara bulaşıyoruz. Fena olmuyor. Hem ben konuştum sen de biraz konuş, bu çok tek taraflı bir söyleşi oldu.” 

Covid-19 böyle söyleyince kendime geldim. Tek soru bile sormamışım, bari bir soru sorayım dedim: “Ne zaman zararsız bir virüs haline gelebileceksiniz?” Covid-19 şöyle bir düşündü ve üzgün bir yüz ifadesiyle “Bunu ben de bilmiyorum” diye fısıldadı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları