Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İç savaşı öğrenirken!

03 Ocak 2016 Pazar

Yıllar önce gittiğim Hırvatistan’ın Dubrovnik kentinde “Kent Belleği” Müzesi’ni gezerken, birkaç fotoğraf özellikle dikkatimi çekmişti. Yugoslavya bölünmek üzere, iç savaş tüm acımasızlığıyla devam ediyor ama o çekilmiş fotoğrafta, bir sokak düğününde, insanlar pür neşe oyun oynuyor. Sonra bir başka fotoğraf, minnacık kızlar, kocaman bir sahnede minik balerin ayaklarıyla dans ediyorlar. Bir başka fotoğrafta yıkıntılar arasında orta yaşlı bir adam keman çalıyor. Şimdi bu fotoğraflar neden aklıma geldi, evet ben de merak ediyorum. Sanırım, özellikle sosyal medyada insanlar kendilerini ülkemizde sürmekte olan iç savaş nedeniyle çok suçluyorlar, yaşadıkları sevinçlerden, mutluluklardan utanıyorlar. Belki de o nedenle o fotoğrafları anımsadım, daha önce hiç yaşamadığımız için bilmiyoruz, bütün iç savaşlarda hayat olanca hızıyla devam etmiş. Aynı benzer fotoğrafları, İspanya kentlerinin müzelerinde de görmüştüm. İç savaş fotoğrafları yanında, flamenko oynayan, şarkı söyleyen, aşk dolu insanlar.
Bizim hayatımızda böyle oldu. Öğrencilerimden birinin göğsünde bir kitle görüldü, çok genç, kitlenin ne ifade ettiği birkaç güne öğrenilecek, ömründe ilk kez gerçek bir tehlike karşısında, ona kimsenin “başkanlık sistemi gelirse ne yapacağız” diye sormaya hakkı yok. Onun gündemi şimdilik dünyanın ne olup olmayacağına kapalı.
Bindiğim taksinin şoförü radyosunu açmış İbrahim Tatlıses dinliyor ve bana istihdam konusunda ders vermeye başlıyor. “Yoksulluktan gelmiş adam, paralarını kendine saklayıp bir güzel yiyebilirdi ama fakir fukara babası, insanların karnı doysun diye işlere girdi, oteller açtı, zincirler kurdu. Tanrı katında yeri en üstlerdedir.” Sessizce dinleyip soruyorum, “Sen de çoluk çocuk var mı?” “Olmaz mı” diyor. “Büyük askerden döndü, yedi aydır iş arıyor, yok. Kederinden saçları dökülmeye başladı, kızın da çalıştığı dükkân kapandı. O da evde.” “Neden işsizler hiç düşündün mü?” diye soruyorum, “Allah’ın takdiri” diyor. Artık söyleyecek sözüm yok, İbrahim Tatlıses hayranı, altmış yaşında on saat direksiyon sallayan bey amca da, ülkedeki büyük çoğunluk gibi işleri Allah’a havale etmiş. Gündeminde şimdilerde hiçbir sorgulamaya yer yok.
Temizlikçi Şükran geçen seçimlerde oyunu AKP’ye verdi, kocasının ısrarları fayda etmedi kocası HDP’ye oy verdi o inat etti, vermedi. Şimdilerde partisini değiştirmeye kararlı, “Neden” diye soruyorum. Çünkü AKP’nin ayrımcılık yaptığını düşünüyor, evlerinin bulunduğu bölgede Alevi kökenli aileler hâkim bu nedenle Şükran’ın evinin yolu yapılmadı, bir üst mahalle silme asfaltlandı. Şükran evinin yolunun yapılmasına kilitlenmiş durumda.
Gününü hayvan barınaklarında geçiren Eda’nın ise bütün çabası eski sahiplerinden yediği dayaktan ötürü hayata küsen yavru köpeğe bir ev bulmak.
Demek ki, böyle oluyor, bir yandan iç savaş sürüyor, bir yandan hayat akıp gidiyor. Artık biliyoruz ki, Güneydoğu’daki iç savaş, şiddetlenerek devam edecek. Çünkü kimseleri müzakere alanına çekmek mümkün değil. İp kopmuş, bu durumda eğer savaş bölgesine gidip herhangi bir tarafı seçip savaşmıyorsak ya da savaş muhabiri gibi iş yapamıyorsak, kendimizi kahretmekten vazgeçmeliyiz. Ve yaşam sevincimizi yitirmeden, yapabileceğimiz mücadele biçimlerine kafa yormalıyız. 2016’da gündemimiz bu olmalı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları