Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İnternetime Dokunma!

17 Mayıs 2011 Salı
\n

\n

Çok değil, on yıl önce sevdiğim bir arkadaşımın çocuk yaştaki dâhi oğlu internete girmiş ve kendisini tutamadığı, işin sonu nereye varacağını görmek için şiddetli bir istek duyduğu için Amerikalı bir adamın kredi kartına giriş yapmış ve kendisine o zaman epey pahalı olan son sistem bir bilgisayar ısmarlamış, ama çocuk aklı, bilgisayarın teslim adresine kendi adresini yazmıştı.

\n

Tabii tespit edildi ve hâkimin önüne çıktı; psikologlar, işin tekniğini kavrayan avukatlar dostumun oğlunu savunuyorlar ve interneti anlatıyorlar... Hâkim bu yeni teknolojiden o denli uzak ki internetin ne demek olduğunu bilmiyor ve bir savunma günü bir teknik ekip, hâkime internetin ne olduğunu anlatıyor. Arkadaşımın dâhi oğlu elbette serbest kaldı.

\n

Aradan on yıl geçti şimdi reklamlardan da öğreniyoruz; interneti olmayan bakkal, interneti olmayan muhtar, interneti olmayan ev kadını neredeyse yok. Herkes internetin başında ve kendisine göre bu dünyada geziniyor.

\n

Hayatımızın yeni gerçeği bu.

\n

Elbette her yeni şey gibi internet de insanın bir süre başını döndürebilir. Özellikle de bu dünyanın mahremini şiddetle merak eden çocuklar, anne babalarının istemediği sitelere girebilirler. Çocuk pornosuna meraklı olanlar bu yoldan kendi hayatlarına yeni bir tatmin aracı bulmaya çalışabilirler. Görücü usulünün ortadan kalktığı kentlerde yalnız kadınlar ve erkekler şefkatli bir omuz bulmak ya da sadece cinsel hayatlarını düzene sokabilmek için arkadaş sitelerinde dolaşabilirler.

\n

Bunlar internetin, sanal âlemin eksileri olabilir, ama internet ve onun sağladığı iletişim ortamı bütün eksilerine rağmen muhteşem bir olgu. Bu yeni çağların devrimi gibi bir şey.

\n

İnsanoğlunun dünyayı soluması için, dünyanın en ücra köşelerinde olup biteni kavraması ve yaşamına yön vermesi için neredeyse vazgeçilmez bir şey. Şöyle arkanıza yaslanıp bir düşünün... Japonyadaki depremi ve nükleer reaktördeki yangını Japonlar eskiden olsa bal gibi gizleyebilirlerdi. Tıpkı bir süre Çernobilde olduğu gibi. Ama günümüzde hiçbir şey gizlenemez. Çünkü artık internet ve onun sağladığı haberleşme olanaklarıyla hemen herkes bir gazeteci.

\n

Kendinize zaman zaman sorduğunuzu biliyorum; kadın cinayetleri neden birdenbire arttı. Elbette bunun pek çok nedeni var, ama bize artmış gibi gelmesinin en önemli nedenlerinden biri bu muhteşem iletişim alanı. Çünkü artık Hakkâride, Sümbül Dağının dev gölgesinin düştüğü ülkemizin bu gözlerden ırak bölgesinde bile, herhangi bir kadın cinayeti gizli kalamaz! Bir kahraman çıkar, olayı fotoğraflar ve tüm dünyaya yayar.

\n

Tıpkı Ortadoğu ülkelerindeki olayların büyük çoğunluğunun olayların içinde yaşayan insanlar tarafından belgelendiği ve dünyaya yayıldığı gibi.

\n

Öte yandan internet, insanın kendi düşüncesini yayabildiği, bu düşünceyi başkalarıyla paylaştığı, çoğaldığı bir alandır. Örneğin Devlet Bahçeli, partisinin adaylarıyla ilgili çıkan kasetlerden ötürü oldukça kötü bir zaman geçirmişti, ama bir konuşmasında bisküvi yerine püskevit dedi ve pek çok insan bu sözü çeşitli biçimlerde internette viedolarında yayımladı. Devlet Bahçeli de olayın esprisini kavradı ve sempati topladı.

\n

Şimdi ne mi yapılmaya çalışılıyor. Uzun söze gerek yok, sözüm ona özerk bir kurum olan BTK (ben bu özerk kurumlardan korkmaya başladım, örnek ÖSYM) internete filtreler getirmeye çalışıyor. Yani sizin anlayacağınız İran gibi internet özürlü, interneti yasaklarla dolu bir ülke olmaya doğru ilk adımları atıyoruz. Emekleme devri daha önceden başladı, nedeni niçini belli olmadan 60 bin siteye girmemiz yasaklandı. Şimdi çocukları ve aileleri koruma adı altında kuşatılmaya doğru ilerliyoruz.

\n

Güneydoğudaki bir başka kuşatma da hızla ilerliyor. İki bin kişinin tutuklu olduğu bir bölgede seçim yapılıyor ve bölgeden her gün yeni bir ölüm haberi geliyor. Sanki Türkiye ikiye bölünmüş gibi iki farklı atmosferde seçime giriliyor.

\n

AKPnin birkaç akil adamı varsa ve gerçekten bu ülkeyi seviyorlarsa, Başbakanı acilen uyarmaları gerek. Burası Suriye ya da Libya değil!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları