Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Muhteşem Aldatılma…

25 Mart 2015 Çarşamba

Bugünlerde aldatan aldatılan birbirine karıştı, ben de başımdan geçen bir aldatma olayıyla duruma katkıda bulanmak istedim.
Yufka yürekli kadın yazar, her zaman alışveriş yaptığı marketin kasasında duran, kara kaşlı, kara gözü kızın başını eğerek gözyaşlarını silmeye çalıştığını gördü, endişelendi, “Ne oldu? Neden ağlıyorsun?” diyerek kıza doğru yaklaştı.
Kız yüzünü kaldırarak kızarmış gözlerle yazara baktı, “Burada anlatamam” dedi, “iş çıkışı size uğrayabilir miyim?” “Elbette” dedi yazar, “oturduğum yeri biliyorsun.”
Akşam yedi gibi yazarın zili çaldı. Yazar kapıyı açtı, kara kaşlı, kara gözlü kız elinde bir demet nergis kapıdaydı. Yazar onu içeri buyur etti. Karşılıklı oturdular. Yazar “Hadi anlat, ben senin annen sayılırım” dedi.
Bu sözler üzerine kız ayağa fırladı, yazara sımsıkı sarılarak anlatmaya başladı. Dört aydır hayatında bir işi gücü olan genç bir erkek vardı. Kızı da çok seviyordu, kız da onu. Genç adam kızla evlenmek istiyordu. Hikâyenin burasında yazar heyecanlanıp, “Ne güzel” dedi, “çok mutlu olmalısın.” Kız gözlerini kaldırıp yazarın gülümseyen yüzüne baktı, “Ama ben bakire değilim” dedi.
Yazar donup kalmıştı. Ne söyleyebilirdi? Bir iç geçirip kızın ellerini ellerinin arasına alarak konuşmaya başladı. “Bu o kadar da önemli bir şey değil. Hem onun seni sevdiğini söylüyorsun, bu durumda bence hiç dert etmez öyle değil mi?”
Kız içini çekti, “Siz farklı bir yerde olduğunuz için anlamadınız” dedi. “O beni seviyor ama bakire olmadığımı öğrendiğinde hiç kuşkum yok beni terk edecektir. Allahım o adamı asla bağışlamayacağım.” “Hangi adamı” diye sordu yazar. “Beni kandıran, bekâretimi alan adamı. O zaman bir perdecide çalışıyordum, bir gün bana ‘Eve biraz geç gideceksin, mal sayımı yapmamız lazım’ dedi. Mesai saati bitince kepenkleri kapattı, malları saymaya başladık. Bir ara gitti, buzdolabından cola çıkarmış, getirdi, ‘Al iç yoruldun’ dedi, ben de alıp içtim. Az sonra birden içim geçti, uyuyakaldım.” Kız sözlerinin burasında durdu. Gözlerini yazara dikti, acılı bir sesle “Uyandığımda artık bâkire değildim” dedi.
Bu sözlerden sonra ortalığa derin bir sessizlik çöktü. Neden sonra yazar, “Senin için sevdiğin adamla konuşabilirim” dedi, kız “Hayır, hayır!” diye haykırdı. “Dünyada olmaz!” Yazar çaresizce “Senin için başka ne yapabilirim” diye sordu. Kız gözlerini gene yere indirdi, “Ben sordum, internetten araştırdım, kızlık zarı dikiliyormuş.” Yazar bunu duyunca şiddetli bir “Hayır!” dedi. “Bunu sevdiğin insana yapamazsın, bu çok büyük bir yalan olur.” Kız, “Başka çarem yok, beni terk ederse yaşayamam. Biraz para biriktirdim ama yetmiyor, neyse başınızı şişirdim, gitsem iyi olacak” dedi ve gitti.
Ondan sonraki hafta yazar marketten alışveriş yapmaya devam etti, kız da konuya hiç dönmedi. Bir haftanın sonunda yazara kız küçülmüş gibi geldi, yüzü süzülmüştü. Dayanamayıp, “Halettin mi” diye sordu. Kız “Hayır” dedi, “parayı denkleştiremedim.” Yazar “Ne kadar gerekli” diye sordu. Kız yere bakarak “bin beş yüz” dedi.
Alışverişten dönen yazar canının sıkkın olduğunu fark etti. Küçük bir yardım bir kadının hayatını kurtarabilirdi. Yazar ertesi gün ilk iş bankaya gitti. Bin beş yüz lira çekti, bir zarfa koyup marketin yolunu tuttu. Markette kimse görmeden parayı kızın cebine koydu. Kız yazarın elini öptü, kulağına fısıldadı, “Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmayacağım. Ve mutlaka ödeyeceğim.”
Ondan sonraki hafta yazarın kent dışında işleri vardı. Kente döndüğünde ilk işi markete gitmek oldu. Ama kız kasada yoktu. Yerinde iriyarı sarışın bir başka kız oturuyordu. Yazar yüreği ağzında, korkarak market sahibine sordu, “Kasada oturan öbür kız nerede? Kara kaşlı, kara gözlü olanı? İzinli mi?”
Market sahibi yazara acıyarak baktı, “Dört gündür işe gelmiyor, yoksa sizde mi ona para verdiniz” diye sordu. Yazar ansızın gelen bu soru karşısında şaşırdı, “Ne parası?” diyebildi. Market sahibi gülerek, “Kız yaman dolandırıcıymış, acayip bir hikâye uydurup, bazı müşterilerimi dolandırmış. Dün buraya caddede marketi olan bir arkadaşım geldi, ona para veren bir müşterim de buradaydı. Mesele anlaşıldı. Kız meğerse bizim arkadaşın marketinde de aynı hikâyeyle epey adam dolandırmış.”
Bunları duyan yazar, kendisini marketten dışarı zor attı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları