Jale Özgentürk

Oyuncu değişimi yetmez

13 Kasım 2020 Cuma

'Ekonomi deneme yanılma yöntemiyle idare ediliyor'

Eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı’ya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz düşerse enflasyon da düşer” teorisinde ısrar etmesi risk oluşturuyor.

“Faiz sebep, enflasyon neticedir...” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan ekonomik dalgalanmanın önüne geçmek için Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı’nı değiştirdi ama piyasa dostu politika uygulayacağını açıklarken bu tezini vurgulamaktan da vazgeçmedi. Oysa ekonomistlere göre uzun süredir devam eden krizin temel nedenlerinden biri bu. 

Eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, AKP’nin ilk dönem bürokratlarından. Görevde olduğu sürede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz düşerse enflasyon da düşer” teorisine karşı çıkan isimlerden. Bugün o dönemin Ekonomi Bakanı Ali Babacan’la birlikte Deva Partisi’nin kurucularından olan Çanakcı’ya göre, bu tezde ısrar edilmesi ekonomide en büyük risklerden biri olarak gündemde. Çanakcı’ya, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasından sonra bakanlığa Lütfi Elvan, Merkez Bankası Başkanlığı’na da Naci Ağbal’ın getirilmesini nasıl yorumladığını sordum.

Şeffaflıktan uzaklaşıldı

Çanakcı, öncelikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile başlayan dönemin “yanlış politikalar” sonucu ortaya çıkan bilançosunu şöyle sıralıyor:

- Büyüme hızı durma noktasında. İşsizlik yüzde 20’lerde, genç işsizliği yüzde 30’un üzerinde. 

- Enflasyon çift haneye oturdu. Bütçe açığı son 5 yılda 10 kat arttı. 

- Döviz cinsinden iç borçlanma yeniden başladı ve toplam döviz cinsi borcun payı yüzde 56’ya çıktı. 

- Kamu bankaları piyasa gerçeklerinden kopuk biçimde kredi vermeye zorlandı. Özel bankalara da kredi konusunda zorlayıcı uygulamalara gidildi. 

- Politika faizleri yapay bir biçimde baskı altında tutuldu. Enflasyon çift hanede katılaştı. 

- Döviz kurlarını belli bir seviyede tutmak için 130 milyar dolar çar çur edildi. Çanakçı, bu krizin bir sistem krizi olduğunu belirtiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile kararların hızlanmadığını ekliyor ve yeni sistemin verdiği zararı şöyle özetliyor: “Kuvvetler ayrılığı ciddi biçimde zayıfladı, hukuka, yargıya güven tarihin en düşük seviyesinde. Kurum ve kurallar zayıfladı. Şeffaflıktan uzaklaşıldı. Kamu İhale Kanunu’nda yapılan 190’a yakın değişiklik, artan sayıda kurumun Sayıştay denetiminden muaf tutulması, TÜİK verilerine olan güvensizlik ve benzeri bugün gelinen noktanın sorumlusu.” Türkiye hükümette kadro değişimi ile bu kaostan çıkabilecek mi, soruma ise şu yanıtları veriyor Çanakcı: 

- Yeni Merkez Bankası Başkanı Ağbal da Hazine Bakanı Lütfi Elvan da bizim uzun süredir dikkat çektiğimiz konularda açıklamalar yaptı. Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda tüm politika araçlarının kararlılıkla kullanılacağına, şeffaflık ve öngörülebilirliğin güçlendirileceğine yönelik sinyaller verdiler. Piyasa dostu bir dönüşüm programı ise en çok vurguladıkları konu oldu.

Günü kurtarma programı

- Sayın Cumhurbaşkanı da paralel noktalara değindi. Ancak son yıllarda para politikasının elini kolunu bağlayan tezinden ise vazgeçmediğini vurguladı. Bu tezde ısrar edilmesi önümüzdeki dönemde para politikasında doğru adımların atılacağı konusunda ciddi kuşku yaratacaktır. 

- Merkez Bankası’nın atacağı adımlar ancak bütüncül bir programın parçası olduğunda kurumsal bağımsızlığı sağlayacak kalıcı adımlarla desteklendiğinde kendilerinden beklenen sonucu verirler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bölüşüm krizi 25 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları