Mehmet Ali Güller

Çavuşoğlu Çavuşoğlu’na karşı

18 Ağustos 2022 Perşembe

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Letonya Dışişleri Bakanı Edgar Rinkevics ile ikili görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında çok tartışılan Suriye çıkışına “düzeltme” yaptı. 

Çavuşoğlu, “Sadece Suriye içerisindeki bazı provokatörler değil, Türkiye içerisinde bu işi kızıştırmak isteyenler de sözlerimi çarpıttılar” dedi. Peki provokatörler ve iş kızıştırıcılar, hatta AK-medya bile nasıl çarpıtmıştı Çavuşoğlu’nun sözlerini? “Barıştırma değil uzlaştırma kelimesini kullanmıştım” diyor Dışişleri bakanı, amaca yaklaşımı açısından sanki iki kelime arasında büyük fark varmış gibi... 

ÇARPITMANIN ÇARPITMASI

Ancak Çavuşoğlu doğru söylemiyor. Büyükelçiler Konferansı’ndan sonra düzenlediği basın toplantısında medyaya yansıyan sözlerini tüm medya yanlış mı anladı diyerek baştan sona izledim. İki gazeteci tarafından ayrı ayrı iki kere Suriye konusu soruluyor. 

İlkinde Çavuşoğlu çok net olarak “Rejimle muhalefeti anlaştırmalıyız” diyor. 

İkinci soruya yanıtında ise yine çok net olarak “Rejimle muhalefeti barıştırmalıyız” diyor. 

Dolayısıyla Çavuşoğlu’nun “Sözlerimi çarpıttılar, barıştırma değil uzlaştırma kelimesini kullandım” sözleri, önceki sözlerini çarpıtmış oluyor. Çünkü “çarpıttınız” diyen Çavuşoğlu, gerçekte kullandığını iddia ettiği “uzlaştırma” kelimesini değil, “anlaşma” ve “barışma” kelimelerini kullandı. 

Buna AKP tipi diplomaside “çarpıtmanın çarpıtması” yasası ya da daha basitçe “Çavuşoğlu Çavuşoğlu’na karşı” diyebiliriz.

KALIN ÇİZGİ

Konuyla ilgili bu köşede iki makale yazmıştık. Her iki makalemizde de Dışişleri bakanının akşam yaptığı “Rejimle muhalefeti anlaştırmalıyız/barıştırmalıyız” açıklamasına, Dışişleri sözcüsünün sabah yeni bir açıklama yaptığına dikkat çekmiştik. 

Öyle ki bu, “açıklamanın açıklaması” olarak bir “düzeltmeden” öte, bir “çizgi farkına” işaret ediyordu. O nedenle Çavuşoğlu’nun hem Ukrayna hem de Suriye konusundaki çıkışlarıyla İbrahim Kalın çizgisi arasındaki farka dikkat çekiyorduk. 

“Çavuşoğlu Çavuşoğlu’na karşı” çıkarak ve “çarpıtmanın çarpıtmasını” yaparak, işte Saray’daki o kalın çizgiye teslim olmuş oluyor. Tabii yine o makalemizde sorguladığımız gibi, tüm bu “karşıtlıklar”, ana çizgiyi besleme amaçlı taktikler değilse...

ERDOĞANSIZ SEÇENEK

Çavuşoğlu’nun Çavuşoğlu’nu yalanlaması, ilk makalede dikkat çektiğimiz Putin-Erdoğan örtüşmesi ve Erdoğan’ın bu örtüşmeyi seçim fırsatına çevirmek istemesi konusunu aydınlatıyor. 

Şöyle demiştik: “Moskova’nın PYD’ye karşı Ankara-Şam işbirliğine işaret etmesi ile AKP’nin seçim sürecinde sığınmacı sorununa çözüm üretme ihtiyacı çakışmış durumda. Son mesajlar bu ‘taktik düzlemin’ gereği...”

İşte bunu gördüğümüz için de “Rejim ile muhalefet anlaşmalı/barışmalı” mesajının içerdiği soruna işaret ederek şöyle demiştik: “Olması gereken Ankara’nın Esad ile ÖSO’yu barıştırmaya çalışması değil, ÖSO’ya desteğini çekip Türkiye’deki karargâhını dağıtmasıdır. ÖSO’ya destek kesilirse, Ankara-Şam normalleşmesi zaten başlar.”

Sorunun bamteli işte burasıdır: Çavuşoğlu ister ilk söylediğindeki gibi rejim ile muhalefeti “anlaştırma/barıştırma”, ister sonradan söylediği gibi “uzlaştırma” işine soyunsun, iki iş de sorunludur. Çünkü asıl yapılacak iş ÖSO karargâhını dağıtmaktır. 

Ankara her halükârda Şam ile normalleşecek; Erdoğanlı ya da Erdoğansız. Çavuşoğlu, ÖSO ve AKP’deki ÖSO’cuların tepkisi karşısında “Sözlerim çarpıtıldı, barıştırma değil uzlaştırma dedim” sözleriyle “Çavuşoğlu’na karşı” çıkarak “Erdoğanlı” seçeneğin “ÖSO bagajının” büyüklüğünü ortaya koymuş oldu. Çünkü komşu devlete karşı “ordu kurmak”, turşu kurmaya benzemiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları