Mehmet Ali Güller

ÖSO karargâhı dağıtılmalı

13 Ağustos 2022 Cumartesi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Erdoğan-Esad telefon görüşmesi olabilir” iddiasının söz konusu olmadığını açıkladı. Ancak Çavuşoğlu, kesilen istihbarat örgütleri arası görüşmelerin yeniden başladığını, hatta Belgrad’daki Bağlantısızlar Toplantısı’nda, kendisinin de Suriye Dışişleri Bakanı ile “ayaküstü sohbet” ettiğini söyledi.

Çavuşoğlu’nun asıl dikkat çeken açıklaması ise “Suriyeli muhalifler ile rejim arasında barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak da böyle bir durumda destek olabileceğimizi söyledik” demesiydi.

ÖSO İÇİNDE RAHATSIZLIK

Çavuşoğlu’nun bu açıklaması, Türkiye’nin “Esad rejimini yıkma” hedefiyle kurduğu ve sahaya sürdüğü ÖSO içinde rahatsızlık yarattı.

Açıklamanın hemen ardından Türkiye’nin protesto edildiği yürüyüşler yapıldı, Türk bayrağı yakıldı.

Suriye Milli Ordusu Siyasi Büro Şefi Mustafa Secari, Çavuşoğlu’nu suçladı: “Çavuşoğlu, halkımın duygularını ve hassasiyetlerini dikkate almadan bir açıklama yaptı. Açıklamalarına daha fazla özen ve dikkat göstermesi gerekiyordu.”

Ardından “Suriye Milli Ordusu Manevi Rehberlik Heyeti” bir açıklama yayımlayarak Türk bayrağını yakanları “cahiller” diye suçladı ve “cahillerin bilgilendirileceklerini” belirtti.

SÖZCÜDEN BAKANIN AÇIKLAMASINA AÇIKLAMA

ÖSO içindeki rahatsızlığın benzerinin Ankara’da da oluştuğu görüldü. Nitekim Çavuşoğlu’nun “Esad yönetimi ile ÖSO barışmalı” özetli mesajını yorumlayan pek çok AKP’li, sosyal medyada “bunun Kılıçdaroğlu’nun politikasının kabulü anlamına geldiğini” belirterek eleştirdi.

Daha çarpıcı olanı ise Dışişleri’nin, Dışişleri Bakanı’nın açıklaması üzerine ertesi sabah açıklama yapmasıydı. Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Türkiye’nin Anayasa Komitesi’nin kurulmasında öncülük yaptığını, muhalefete ve Müzakere Heyeti’ne siyasi süreçte tam destek verdiğini ama rejimin ayak sürümesi nedeniyle bu sürecin ilerleyemediğini, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun dün ifade ettiği hususların buna işaret ettiği” söyledi.

Sözcünün Bakanının açıklamasına açıklama yapması da böylece kayıtlara geçti.

ÖSO DEĞİL, ANKARA ŞAM’LA BARIŞMALI

Aslında Çavuşoğlu’nun açıklaması, öyle üzerinde fırtına koparılacak bir çıkış değildi. Zira Esad yönetimi ile o yönetimi devirmeye çalışan ÖSO’yu “barıştırma” işi oldukça sorunludur: Hem ABD’nin geçmişteki “Ankara ile Kandil’i barıştırma” girişimlerinin bir benzeridir ama hem de mesele ÖSO’nun değil, Ankara’nın Şam’la barışmasıdır.

Çünkü ÖSO, Suriye yönetimini devirmek üzere “yabancı topraklarda / Türkiye’de” kurulmuş, Türkiye tarafından Esad’ı devirmesi için sahaya sürülmüş, 10 yıldır Suriye topraklarında Suriye ordusuna karşı çarpışmış bir terör grupları çatı örgütüdür.

Olması gereken Ankara’nın Esad ile ÖSO’yu barıştırmaya çalışması değil, ÖSO’ya desteğini çekip Türkiye’deki karargâhını dağıtmasıdır. ÖSO’ya destek kesilirse, Ankara-Şam normalleşmesi zaten başlar.

TAKTİK DEĞİL STRATEJİK İHTİYAÇ

Peki Şam’da girişim nasıl algılanmaktadır? Esad’a yakın Vatan gazetesi, durumu “Erdoğan’ın güvenli bölge oluşturma bahanesiyle yarattığı krizi yatıştırma çabası” olarak yorumluyor.

Erdoğan’ın “güvenli bölge” ile bir “ÖSO nüfuz bölgesi” kurmak istediği, “briket ev projesi” ile sığınmacıların bir bölümünü oraya taşıyarak bir taşla iki kuş vurmaya çalıştığı, yani aynı zamanda seçim sürecinde “sığınmacı sorununu çözen parti” imajı çizmeye çalıştığı sır değil.

Peki AKP bu hedefinden artık vaz mı geçiyor?

Moskova’nın PYD’ye karşı Ankara-Şam işbirliğine işaret etmesi ile AKP’nin seçim sürecinde sığınmacı sorununa çözüm üretme ihtiyacı çakışmış durumda. Son mesajlar bu “taktik düzlemin” gereği...

Ancak Türkiye’nin Suriye’yle normalleşme ihtiyacı “stratejik düzlemde” bir ihtiyaçtır. O nedenle “ÖSO’nun karargâhını dağıtarak” açık ve net bir tutumla pozisyon alabilmek kritik önemdedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları