Mehmet Ali Güller

ŞİÖ üyeliği İdlib’den geçer

11 Ağustos 2022 Perşembe

Erdoğan Soçi dönüşü uçakta gazetecilere, Putin’in eylülde Özbekistan’da yapılacak Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısına davetini açıkladı.

Türkiye, Haziran 2012’deki ŞİÖ zirvesinde örgütün “diyalog ortağı statüsü”nü almıştı. Peki Soçi’deki davet, Türkiye’nin üyelik sürecini hızlandırır mı?

İnceleyelim:

ŞİÖ’nün ayrılıkçılık ve aşırıcılıkla mücadele programı

ŞİÖ, 26 Nisan 1996’da Çin, Rusya, Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan’ın katılımıyla “Şanghay Beşlisi” olarak kuruldu. Hedef, SSCB’nin dağılmasının ardından ABD’nin Orta Asya ülkelerine yönelik hamlesini engelleme ve ABD’nin Orta Asya’da ayrılıkçı ve aşırılıkçı (dinci/siyasal İslamcı) örgütleri kullanmasını önlemekti.

15 Temmuz 2001’de Özbekistan’ın katılımıyla beşli, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne dönüştü. ŞİÖ önce Hindistan ve Pakistan’ı, son olarak da İran’ı üye kabul ederek dokuz üyeye ulaştı.

ŞİÖ’nün ayrıca gözlemci üyeleri ile diyalog ortakları var.

Gözlemci üyeler: Afganistan, Moğolistan ve Belarus.

Diyalog ortakları: Türkiye, Sri Lanka, Kamboçya, Nepal, Azerbaycan, Ermenistan, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar.

ŞİÖ, düzenli olarak “Terörizm, Ayrılıkçılık ve Aşırıcılıkla Mücadele Programı” yayımlayarak kuruluş ilkesini sahada uyguluyor. (Ki bu Orta Asya’da FETÖ’yle de mücadeleydi.) Örgüt, üyelik başvurularını da bu kriteri esas alarak değerlendiriyor.

TÜRKİYE-ŞİÖ İLİŞKİSİ

Türkiye ŞİÖ üyesi olma isteğini 2007’de ortaya koydu. Erdoğan, Ocak 2007’deki Rusya ziyareti sırasında bu hedefini Putin’e iletti. Putin de bu isteği Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’e aktardı.

Ancak Türkiye’nin müracaatı kabul edilmedi. (Türkiye’yle birlikte müracaat eden İran önce gözlemci üye, ardından da tam üye oldu.)

Türkiye’nin üyelik talebi kabul edilmeyince, Ankara bu kez 2011’de ŞİÖ’ye diyalog ortağı statüsü için başvurdu. Örgüt, Türkiye’nin diyalog ortağı statüsünü Haziran 2012’deki zirvede onayladı.

Türkiye’nin üyeliğinin neden kabul edilmediği üzerine çeşitli nedenler tartışılabilir. Ancak 2007 müracaatının bir resmiyet ve ciddiyet taşımadığı da mutlaka not edilmelidir. “Erdoğan’ın üyelik isteğini Putin’e iletmesi, Putin’in de Nazarbayev’e aktarması” yöntemi, gerçek bir başvuru olmaktan ziyade, Erdoğan’ın Batı’yla pazarlık kartı oluşturma çabası olarak yorumlanabilir.

Peki bugün için durum nedir?

İKİ SORUN, BİR ÇÖZÜM

Türkiye artık ŞİÖ’nün diyalog ortağı statüsüne sahip. Bu üyeliğe gidecek yolu kolaylaştıran bir durum elbette. Ancak üyeliğin önünde çok önemli iki sorun var:

1) Türkiye, son tahlilde Çin ve Rusya’yı düşman gören NATO’nun üyesi. Türkiye’nin de imzasıyla NATO, Rusya’yı “doğrudan tehdit”, Çin’i de “baş rakip” ilan ederek buna uygun bir mücadele stratejisi belirledi.

Kuşkusuz Beijing ve Moskova açısından, küresel güç mücadelesinin kritik bir evresinde NATO içinde bir ayrışma oluşturması amacıyla Türkiye’nin üyeliğe kabulü, taktik bir düşünce olabilir.

2) ŞİÖ’nün kuruluş ilkeleriyle, yani ayrılıkçı ve aşırılıkçı terörizmle mücadele hedefiyle, Ankara’nın ÖSO çatısı altındaki çeşitli radikal İslamcı gruplarla ilişkisi çelişmektedir. Çünkü bu grupların önemli bir kısmı Rusya tarafından terörist olarak değerlendirilmektedir.

Yani Türkiye’nin İdlib’de o gruplarla Suriye ordusu arasına koyduğu gözlemci noktaları, aslında Ankara ile ŞİÖ üyeliği arasında da bir engel fonksiyonu taşımaktadır. Dolayısıyla İdlib düğümünün çözülerek Türkiye’nin Suriye’yle normalleşmesi, pek çok sorunun çözümünün anahtarı olduğu gibi, artık Türkiye’nin ŞİÖ üyeliği yolunun açılmasının da kolaylaştırıcısı durumundadır.

Putin de tersinden, İdlib’in çözümü için Erdoğan’a ŞİÖ yolu gösteriyor büyük olasılıkla...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları