Mehmet Ali Güller

Suriye’de barış, Türkiye’de barış

30 Eylül 2019 Pazartesi

CHP’nin düzenlediği “Suriye’de Barışa Açılan Kapı” temalı Uluslararası Suriye Konferansı’na dair gözlemlerimi dün Cumhuriyet’te kısaca yazmıştım. Bugün o gözlemlerimin üzerinden meselenin esasını tartışacağım.

‘Katil Esad’ yanlışı!
Konferansın katılımcılarının çoğunlukla dile getirdiği görüş özetle şuydu: Esad diktatördü, katildi, halkına zulüm yaptı. Suriyeliler o nedenle ülkelerini terk etmek ve Türkiye’ye sığınmak zorunda kalmışlardı.
AKP’nin de savunduğu bu tez, CHP’nin konferansının öne çıkan görüşü oldu maalesef.
Tespit bu olunca, yani sorunun kaynağı Esad olunca, örneğin AKP açısından teşhis şu oluyor haliyle: Esad rejimi devrilmeli!
Gerçi AKP “katil Esad” lafını aslında Suriye’deki hedefine ulaşmanın propaganda malzemesi olarak kullandı en başından beri… Fakat CHP’nin konferansına katılanlar ise ciddi ciddi “katil Esad” söylemine inanıyorlar!

‘Suriyeliler Türkiye’de kalmalı’ yanlışı!
Bir kez sorunun kaynağını Esad olarak koyduğunuzda da Türkiye’ye sığınmış Suriyeliler konusunda çözümünüz şu oluyor:
AKP, örneğin son ABD’yle “güvenli bölge” anlaşmasında olduğu gibi, Suriyeli Arapları, Türkiye Kürtleri ile Suriye Kürtleri arasında tampon yapmaya kalkıyor; CHP konferansına katılan liberal sosyologlar ise Esad’ın devrilmeyeceğini de gördükleri için Türkiye’deki Suriyelilerle uyum içinde yaşamayı savunuyor!
CHP konferansının konuşmacılarından bazıları, ciddi ciddi “Suriyelileri yeniden Suriye’ye göndermemeliyiz, çünkü orada izole olurlar; en iyi çözüm burada bizimle uyum içinde yaşamalarıdır” diyorlar!
Bir kez sorunun kaynağını yanlış olarak Esad diye teşhis ettikleri için, o sosyologların kafasında Suriyelileri vatanlarına kavuşturma perspektifi de olamıyor!

Suriyeliler Esad’dan değil, cihatçılardan kaçtı!
Oysa o liberal sosyologlar yıl yıl gelenlerin sayılarına ve hangi olay üzerine geldiklerine baksalar, Türkiye’ye gelen 4 milyon Suriyelinin çok büyük çoğunluğunun Esad’dan değil, cihatçılardan kaçtığı gerçeğini görecekler!
Görmek istemeyenler, bari ilk gelen Suriyelilerin arşivlerde kayıtlı olan şu sözlerini hatırlasalar: “Esad 6 ay sonra devrilecek, geri döneceksiniz diyerek gelmemizi teşvik ettiler.
Evet, Türkiye’ye ilk gelen Suriyeliler, Esad’ı 6 ayda devirme hedefi olanların teşvikiyle geldiler. Ardından gelenler ise sınırların açılmasıyla Suriye’ye Esad’ı devirmeye giden/gönderilen Bosnalı, Çeçen, Afgan, Uygur kökenli cihatçıların teröründen kaçarak geldiler. ABD’nin PYD’yi meşrulaştırmak için savaştırdığı “kullanışlı düşman” IŞİD’den kaçarak geldiler.
Gerçek budur, “katil Esad” söylemi ise bu gerçeğin üzerini örten perdedir!

Emperyalizmin derdi insan değil, para!
Meselenin esasına gelecek olursak… 2011 yılında Suriye’nin başında Esad değil de, bizim liberal sosyologlarımızı tatmin edecek ölçüde “demokrat” olan bir devlet başkanı olsaydı; Suriye’de bu yaşananlar olmayacak mıydı? ABD Suriye’ye “demokrasi” için mi geldi?
ABD Irak’ı “demokrasi” için mi işgal etmişti? ABD Libya’ya “demokrasi” için mi saldırmıştı?
ABD, Irak’taki, Libya’daki, Suriye’deki halkların daha demokratik bir düzende yaşamasını sağlamak için mi milyonları öldürdü?
Geçiniz!
ABD Basra’dan Doğu Akdeniz’e uzanan bir enerji koridoru inşa etmek için bölgemizde; Kürtlerin kara kaşı kara gözü için değil! ABD enerji hatlarını Çin ve Rusya’ya karşı denetiminde tutmak için bölgemizde; Arap sevgisinden değil! ABD, etnik ve mezhep üzerinden bölgedeki etkili ulus devletleri bölerek kontrolünde tutmak için bölgemizde; Türklere, Kürtlere, Araplara, İranlılara demokrasi getirmek için değil!

Sorunun kaynağı Esad değil, ABD!
Milyonların kanını döken ABD’yi değil de, sorunun kaynağı olarak vatanını savunan Esad’ı görenler, haliyle yanlış öneriler sunuyor.
Sorunun kaynağı ABD emperyalizmi ve onun işbirlikçileridir. Sorun bu olunca, çözüm de bellidir: ABD emperyalizmine karşı bölgesel işbirliği!
Bunun da pratikteki ilk ifadesi, Ankara’nın Şam’la işbirliğine geçmesidir!
İşte her şeye rağmen CHP’nin konferansı bu ana mesajı vermesi bakımından Türkiye ve Suriye için yararlı olmuştur.
Zira Suriye’de barış, Türkiye’de barıştır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Colani’nin arabası 14 Aralık 2024
Suriye'de 2. perde 9 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları