Meriç Velidedeoğlu

‘Ergenekon Davası’nın ‘301. Duruşması’

14 Şubat 2020 Cuma

İşsiz sayısının “beş milyon”a doğru koşar adım gitmesi, hele “genç işsiz” sayısının milyonu çoktan aşması, dahası üç çocuklu bir babanın iş bulamadığı için, bir hafta önce, “Hatay Valiliği” önünde kendini yakması gibi “can alıcı” konuları geriye itip, 26. Emekli Genelkurmay Başkanı M. İlker Başbuğ’u gündeme oturtuverdi, başımızdaki “Tek Adam”!

Bir TV programında konuşan Başbuğ’un, günlerdir dillerden düşmeyen “FETÖ’nün Siyasi Ayağı” konusuna açıklık getirmesi, büyük bir fırsattı Başbuğ’un gündeme oturtulması için.

Başbuğ, “FETÖ’nün siyasi ayağı yok!” söylemine karşı çıkıyordu ki, yalnızca bu görüşü yeter artardı gündeme oturulması için.

Şöyle diyordu Başbuğ: “ ‘FETÖ’nün siyasi ayağı yok!” dersek gerçeği inkâr olur. Bunu yargının ortaya çıkarması için siyasi iradenin ağırlığını ortaya koyması lazım!”

Ve şöyle de sürdürüyordu: “Yasalar, ‘26.6.2009’daTorba Yasaolarak gündeme getiriliyordu.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ilgili bu kanun teklifi de 25 Haziran’ı, 26 Haziran’a bağlayan gece yarısı oluyor.

Yasadan kimsenin haberi yok. Biz bundan, 26 Haziran sabahı haberdar oluyoruz.

Bahsedilen yasa teklifiyle, ‘Askeri şahıslar, askeri mahalde işlediği suçlar dahil, Özel Yetkili Mahkemeler’de yargılanacaklar!’ Hükmü getiriliyor.

Bu bir kere anayasaya aykırı. Bunu kim hazırladı? Tamamen FETÖ ile ilgili. Bu konu araştırılsın. FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkar” (14.6.2019).

Değerli dostlar, “Kumpas Davaları’nın ilki olan bu “Ergenekon Davası” başlar başlamaz, gazetemiz Cumhuriyet’in okuyucuları ile oluşturduğumuz “Simgesel Eylem Grubu” ile davaların (Balyoz, OdaTV) görüldüğü, bizim de Silivri Çadır Mahkemesi” olarak adlandırdığımız mahkemelerin yıllar boyu süren duruşmalarını hemen hemen hiç kaçırmadan izledik.

Sözü daha da uzatmadan bu davanın “7 Haziran 2013” günkü, “301. Duruşma”sında 26. Genelkurmay Başkanı E. İlker Başbuğ’un, mahkemenin mütalaası hakkında dile getirdiklerini kısaca anımsayalım.

Koskoca mahkeme salonu, tıklım tıklım dolu, yerlerde oturanlar da cabası; ama öyle sessiz ki hiç kimse yokmuş gibi; Mahkeme Başkanı Özese: “Buyrun Mehmet İlker Bey!” dediğinde Başbuğ savunma yapmayacağını, yalnızca “tarihe bir iki not düşmeyi görev olarak saydığını” bildirdi. “Aziz Milletim! diyerek başladı; fazla bastırmadan konuşuyordu; ne ki söyledikleri kurşun gibi saplanıyordu.

Konuşmasının sonlarına doğru, “Yargı”da yaşanan inanılmaz boyuttaki olumsuz uygulamaları “Halk” artık “ciddiye almıyorsa” dedikten sonra: “Bu durum ülkenin bir uçuruma yaklaştığının göstergesidir. Görünüz ve anlayınız. Köprüden önceki son çıkıştasınız!” uyarısını bastırarak yaptı...

Konuşmasını bitirdiğinde bütün salon -sanığı, avukatı, izleyicisi- ayakta alkışlıyordu. Mahkeme Başkanı, mikrofonu patlatacak bir sesle salondaki -25, 30- jandarmadan “izleyici”ler bölümünün en ön sırasında oturanları işaret ederek, dışarıya çıkmalarının engellenmesini istedi...

Tam bu anda, en arka sıralardan “ak saçlı biri” gözleri yaş içinde, güçlükle merdivenlerden, inmeye çalışıyor hem de alkışlamak istiyordu; ikisini bir arada yapmak onun için oldukça güçtü; yavaş yavaş inerken dört jandarma eri önüne dikiliverdi; onlara zor çıkan sesiyle: “Siz, işte bu komutanın askerlerisiniz!” diyordu...

13. Ağır Ceza Mahkemesi” yine “halk”la “asker”i karşı karşıya getirmişti.

Değerli dostlar, vereceği “karar”dan sonra “tasfiye” edilecek bu “Özel Mahkeme”de yapılan bu “özel yargılama”yla, “özel savcı”ların yazdığı mütalaaya dayanarak “özel yargıç”lar, “Türk Ordusu”nun “Genelkurmay Başkanı”nı yargılıyordu, “Silahlı Terör Örgütü Kurmak” ve “Yönetmek” suçlamasıyla; bu durumda da “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Terör Örgütü” olmaktaydı... Öyle değil mi?

Peki, bütün bunların “FETÖ” kanalıyla oluştuğu, oluşturulduğu bilinir. Bunun için gereken “siyasi irade”nin, günümüz “T.C. Devleti”nin tepesindeki “Tek Adam”ın, “Recep Tayyip Erdoğan”ın olduğu da...

Yıllar önce, “FETÖ”ye, “Ne istedin de vermedik” sorusuyla, tarihte yerini aldığı da... “CHP”nin Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu da, Meclis’te salı günü bunu vurguladı, salı günkü “Grup Toplantısı”nda... (11.2.2020)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları