‘Şiiri lütfen yayınlayan yayıncıdan şikâyetçiyiz’

07 Haziran 2017 Çarşamba

Kadıköy Kitap Günleri’ndeyim. Haydarpaşa’nın peronlarında, trenlerin arasında yayınevi standlarında dolaşıp kitaplara göz gezdiriyorum.
Günlerden 3 Haziran. Nâzım Hikmet’in ölüm yıldönümü. Bugünün etkinliklerinden biri de M. Melih Güneş’in konuşmacı olduğu “Nâzım Hikmet: 1951 - 2017”. Nâzım Hikmet Moskova’da mezarının başında da, dünyanın ve Türkiye’nin birçok yerinde de anılıyor.
Şiirin büyük ustayla birlikte ışıldadığı günlerden birindeyiz.
Kitap standlarında gözlerim şiir kitaplarını arıyor. Yayınevlerinin çok azı şiir yayımlıyor. Yapı Kredi, Everest, Kırmızı Kedi gibi nadir örnekler şiire ilgi gösteriyor. Şiir yayın hayatından dışlanmış gibi. Enver Ercan’ın Yasak Meyve, Kadir Aydemir’in Yitik Ülke, Mustafa Fırat’ın Mühür, Özcan Erdoğan’ın İkaros, Ali Özgür Özkarcı’nın 160. Kilometre, Kenan Yücel’in Ve Yayınevi... Hepsi şairlerin kurduğu yayınevleri, ya sırf şiir yayımlıyorlar ya da şiir ağırlıklı yayınevleri. Yaptıkları diğer yayınlar şiire kaynak sağlamak amacında. Çünkü şiir en çok okunan tür olmasına rağmen şiir kitapları ya çok az satıyor ya da hiç satmıyor.
Açılış törenini beklerken şair Metin Cengiz’le kendi olanaklarıyla kurup yönettiği, sadece şiir ve şiir üzerine kitaplar yayınlayan Şiirden Yayınları’nın durumunu konuşuyoruz. Yayınevi kendi yağıyla kavruluyor, emekli maaşımdan katkıda bulunmak zorunda olmadığım için durum iyi diyebilirim, diyor. Temel sorun kitapların okura ulaşamaması. Yeterince dağıtılıp kitapçı raflarında bulunmaması. Şiir kitapları satışı ancak internet kitapçılarından ve fuarlarda mümkün olabiliyor.
80 Kuşağı şairlerinden Turgay Kantürk’ün
“Şiiri lütfen yayınlayan yayıncıdan şikâyetçiyiz”
cümlesi aklıma geliyor. Şiir yayımlayan yayınevlerinin bunu kerhen yaptıklarını, şiir kitaplarını bir kambur gibi gördüklerini düşünüyor. Yasak savar gibi yılda üç-beş kitap yayımlamakla yetindiklerini, zaten yayınlanan kitapların da dağıtılmadığı ve kitapçılarda sergilenmediği için okura ulaşmadığını belirtiyor.
Turgay çözümü diğer şair yayımcılar gibi kendi yayınevini kurmakta bulmuş. Daha önce “N027” yayınevi ile geleneksel diyebileceğimiz şiir yayıncılığı yapmış; dağıtım, tanıtım sorunları nedeniyle yayınevini kapatmıştı. Şimdi “Şiirin raf ömrü yok, saf ömrü var” sloganıyla ve “Bu saf ömrü sürdürebilmesi için de bypass gerekiyor” düşüncesiyle NoKitap adıyla yeni bir yapılanma oluşturmuş şair arkadaşlarıyla.
NoKitap, özel tasarımıyla estetik seviyeden ödün vermeksizin baskısını yaptığı kitapları hiçbir ticari amaç gözetmeksizin, ücretsiz dağıtmak amacıyla kurulmuş.
Kitaplar 150 adet basılıyor ve ticari dolaşıma sokulmuyor. Yani kitapçılarda, internet kitapçılarında satılmayacak. “Bu kitaplar okurlara yazarlarının ve yayıncılarının bir armağanı olacak. Satış dışı tutulacak bu kitaplar yazar, yayıncı tarafından okur-yazarlara dağıtılacak ya da bir kitabevinde armağan olarak verilecek. Şiiri baskı ömrünü de dilediğimiz gibi kontrol edip yeniden çoğaltmaya, hatta okurun kendi çoğaltmasına izin veren bir tutum bu” diye açıklıyor Turgay Kantürk.
İlk dört kitap, Juliette Bastard’ın “Saklanmak”, Enver Topaloğlu’nun “Nazire”, Turgay Kantürk’ün “Ve Şah” ve Mehmet Akay’ın “Ardıç Konuşması”. Kitap kapaklarını ve tasarımlarını usta tasarımcı Savaş Çekiç yapmış, güzel kâğıtlara, özenli basılmış şiir kitapları çıkmış ortaya. Kitapları edinmenin tek yolu “turgaykanturk@gmail.com” adresine yazmak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları