Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Adaletin 'Şirpençe'sinde
\n\n\n
“Balyoz mahkemesinin kararı bir hukuk katliamıdır. Sahte delil üreten bir çetenin, kendisine yargı, medya ve siyasi iktidar dahil olmak üzere geniş bir kesimden destekçi bulabildiğini tescilleyen bu karar, demokratik bir Türkiye isteyen herkes için bir faciadır.
\nSadece bu davada değil, Ergenekon, Odatv, KCK, askeri casusluk gibi eski Özel Yetkili Mahkemelerin başlattığı bir dizi siyasi davada da parmak izlerini gördüğümüz bu çete, Türkiye’deki yeni vesayet rejiminin gizli vasisidir.
\nBalyoz davasının ana gerçekleri, muhakeme kabiliyetini kaybetmemiş hiç kimse tarafından reddedilemeyecek şekilde ortaya serilmiştir. Dava sürecine adını veren Balyoz, Suga, Oraj, Çarşaf gibi operasyon ile suikast planları vs. gibi suç oluşturan belgelerin hiçbirinin ceza verilen sanıklar tarafından (ya da onlar için) hazırlanmış olamayacağı ispat edilmiştir.
\n***
\nDikkat edin, sanıklar lehine şüphe vardır demiyorum. Ana delillerin sahteliği ispat edilmiştir diyorum. Dolayısıyla, verilen kararla ilgili ‘mahkeme takdir yetkisini kullandı’ şeklinde yorumların hiçbir geçerli dayanağı yoktur.
\nDelillerin sahteliğinin farkında olan Mahkeme, bu olguyu görmezden gelmek için özel ihtimam göstermiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırmayı reddetmiş, darbeyi önlediği iddia edilen kişileri tanık olarak dinlememiş, Türkiye’de belgeleri hazırladıkları iddia edilen tarihlerde yurtdışında olan sanıkların itirazlarını ‘tamam’ diye geçiştirmiş, delillerin incelenmesi safhasını tümüyle atlamıştır.
\nMahkeme bilirkişi incelemesi yaptırsaydı, taraflı raporlarla savcılara önemli bir hizmet sunmuş TÜBİTAK bile son kaydı 2003’te yapılmış gibi görünen belge ve CD’lerde Microsoft Office 2007 öğelerinin bulunduğunu teyit etmek durumunda kalacaktı. Mahkemenin sahte CD’leri kimin ürettiğini sorması icap edecekti.
\n***
\nBu olgular ortadayken, plan semineri üzerine yoğunlaşıp, seminerde söylenenler yeter diyebilmek, adil yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı gibi davanın içeriğiyle de çelişiyor. Birincisi, mahkeme sahte ile gerçeği birbirinden ayırt etmedi. 365 sanıktan 313’ü seminere katılmayıp, sadece sahte belgelerde isimleri geçtiği için yargılandılar (ve büyük çoğunluğuna ceza kesildi). Seminer kayıtları yeter diyenlerin bunu önemsememeleri, ancak amacın adalet değil intikam olmasıyla anlaşılabilir.
\nÜstelik, seminere Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan katılan 15 gözlemci var ve hiçbiri bizzat katıldıkları toplantıda darbe müzakeresi yapıldığını nasılsa anlamıyor, raporlarına yazmıyor ve ifadelerinde kabul etmiyor. Son ana kadar Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün bizzat katılması beklenen bir seminerde darbe müzakeresinin yapılmış olması mantık sınırlarını fazlasıyla zorluyor.
\nSeminerde geçen bazı ifadelerin sorunlu olduğu, istisna olarak kimi yerlerde (neredeyse 200 sayfa tutan seminer kayıtlarının sadece 2-3 sayfasında) kurallara aykırı olarak gerçek isimlerin geçtiği doğru. Ama seminerdeki konuşmaların kurgulanmış bir aşırı tehdit senaryosu çerçevesinde yapıldığını bilen ve kayıtların tümünü dinleyen birinin bu seminerde darbe provası yapıldığı sonucuna varabilmesi mümkün değil. (Detaylı bilgi: http://balyozdavasivegercekler.com/2012/08/24/seminer-neydi-ne-degildi/.)
\n***
\nEn önemlisi, iddianamede plan seminerine doğrudan suç atfedilmiyor. İddianameye göre, seminerde üstü kapalı bir darbe müzakeresi yapılmış. Hangi darbenin? Sahteliği ispatlanmış Balyoz belgelerinde detaylandırılmış bir darbenin… Seminerin iddianamede delil oluşturmasının tek ve esas nedeni bu. İddianın dayanağı da seminer ses kayıtlarında geçen kimi ifadelerin benzerlerinin bir biçimde çeşitli Balyoz belgelerine serpiştirilmiş olması.
\nBalyoz planı sahte olduğuna göre, plan seminerinde müzakere edilmiş olamaz. Mahkemenin sahte belgelere sarılmasının bir başka nedeni de budur.
\nMahkeme, sahte delil üreticilerinin izlerini yadsınamayacak biçimde taşıyan bu deliller üzerinden, yüzlerce sanığı suçlu bulmuştur. 323 sanığa müebbet dahil ağırlaştırılmış hapis cezaları reva gören Mahkeme, bu kararıyla esas ağır hükmü sanıklar için değil kendisi hakkında vermiştir.”
\nDANİ RODRİK*
\n*Prof. Dr./ Harvard Üniversitesi öğretim üyesi. Eşi Pınar Doğan’la birlikte “Balyoz” (Destek/2010) başlıklı araştırma kitabının yazarı.
\n\n\n‘G’ NOKTASI
\n\n\nGeçen pazartesi Bodrum Bitez Adliyesi’nde, 2011’de birkaç Amerikan askerinin başına çuval geçirmeye kalkınca derdest edilen 8 gencin, 16 yıl hapis cezası istemiyle yargılandıkları davanın ikinci duruşması vardı.
\nNorveç’te 76 gencin katili, ırkçı cani Breivik’e 21 yıl hapis cezası verildiğini düşünürsek…
\nAcaba Türkiye’de adalet mi yok, hapishanelerde boş yer mi çok, yoksa tepelenecek genç nüfus fazlası mı var?
\nKuzey Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirmekle kalmayıp kelepçeleyen Amerikan askerlerine herhangi bir ceza verildi mi acaba?
\nKomutanlarının daha geçen hafta Ankara’da ağırlandığına bakılırsa, endişeye mahal yok!
\n\n\n“Adalete inanırım, ama annemi adaletten önce savunurum.”
\n\nALBERT CAMUS
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt