Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Küresel Komplo

30 Kasım 2011 Çarşamba
\n\n\n

Ülkelerin kaderini serbest piyasa ekonomisiyle birbirine bağlayan küreselleşme propagandası, 1990’lı yılların başında toplumsal yararları üzerinden yapıldı. Yeni dünya düzeni kamuoyuna, Sınırsız iletişim ve ticaret özgürlüğü halkların da birbirinden etkileşimini sağlayacak; demokratik haklarını isteyecek, alacak ve her alanda özgürleşecekler diye satıldı.

\n

Başka bir deyişle iyi kötüyü kovacak diyordu, küreselleşmeyi reklam ürünü gibi pazarlayan lobiciler.

\n

Ama küreselleşme de her reklam ürünü gibi yarı doğru, yarı yalan; azı yarar, çoğu zarar çıktı. İyi kötüyü kovmadı, birleşip kaynaştı. Totaliter rejimler demokrasiye öykünecek derken, demokrasilerin totaliter rejimlere dönüştüğüne tanık oluyoruz.

\n

Ama dünyayı küresel krizden küresel savaşa kaydıran bu süreçte, siyasal şantajın da ekonomi kadar başarıyla küreselleştiğine ve devletlerin, aynı şablondan çıkma komplolarla biçimlendirildiğine de tanık oluyoruz.

\n

Türkiyede eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykalı siyasal anlamda bitiren komplo şablonu, hop, Fransaya taşınıyor ve 2012 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en güçlü aday Dominique Strauss Kahnı sahneden silmeye yarıyor.

\n

***

\n

Araştırmacı yazar Edward Jay Epsteinın geçen hafta New York Review of Booksta yayımladığı inceleme, Fransızların DSK diye andığı eski IMF Başkanının, ucu Cumhurbaşkanı Sarkozyye uzanan bir siyasal komploya kurban gittiğini düşündürüyor.

\n

DSK, New Yorktaki otelde hizmet görevlisi Nafissatou Dialloya tecavüzden tutuklanmadan bir gün önce, Sarkozynin iktidar partisi UMP merkezinde çalışan bir arkadaşından Dün akşam Blackberrynden eşine gönderdiğin mesaj, bu sabah parti merkezinde okundu!uyarısı alıyor. Başka bir telefondan aradığı eşi Anne Sinclairle, ertesi günü gideceği Paristehacklenen telefonu bir teknisyene göstermeye ve kimler tarafından dinlendiğini araştırmaya karar veriyorlar.

\n

DSKnin öteki telefonu da dinleniyor olmalı ki Sarkozynin parti merkezine bağlananBlackberry, bu görüşmenin hemen sonrası ortadan kayboluyor. Halen de kayıp.

\n

Dahası, IMF Başkanını tutuklatan Sofitel/Accor otellerinin Paristeki merkez güvenlik yöneticisi, eski Emniyet Müdürü Rene Georges Querrynin olaydan hemen sonra telefona sarılıp Fransız MİT Başkanı Ange Manciniye rapor verdiği ortaya çıkıyor. Ne var ki Georges Querry, DSK tutuklandıktan hemen sonra Sofitel/Accor grubundan ayrılmış ve halen... Cumhurbaşkanı Sarkozynin bir numaralı sponsoru, işadamı Vincent Bollorenin bir şirketinde çalışıyor.

\n

Olay günü Sofitel/Accordaki kameraların kaydettiği bir sahne, otelin teknik müdürü ile kimliği belirlenemeyen birinin, DSK tutuklandıktan hemen sonra niçin çakyapıp şıkır şıkır oynadıkları da böylece açıklanıyor.

\n

Raslantıya bakınız ki 2012de Sarkozyyi cumhurbaşkanlığı koltuğundan edeceğine kesin gözüyle bakılan tek adam Dominique Strauss Kahn, New Yorkta tutuklandığında; sanki bir düğmeye basılmış gibi aynı anda, Pariste 8 yıl önce yeltendiği bir tecavüzle suçlandı. Yetmedi, halen Lille bölgesinde yakalanan bir fuhuş çetesiyle işbirliği yapmaktan kovuşturuluyor. Sonuç olarak, DSK siyasal anlamda artık yok ve Sarkozynin yeniden seçilme şansı var.

\n

***

\n

Türkiyede Deniz Baykal başta, pek çok politikacı aynı yöntemle saf dışı bırakılmadı mı? İşte size mükemmel bir küreselleşme.

\n

Ancak Türkiye, seks şantajına dayalı siyasal komplo teknolojisinde Fransadan daha küresel, çünkü komplonun videosu da çekilip internette oynatılıyor! Aradaki demokratik açılım farkı, Fransadaki komplocularıngizli servis, Türkiyedekilerin de bildiğini öğreten hocacıtakımı olmasından kaynaklanıyor.

\n

Öyle ya da böyle, komplo kurbanı politikacıların hepsi şantaj konusu cinsel ilişkiye girmiş ve gizlemiş. Hiçbiri göründüğünü olacak, olduğunu da görünecek kadar cesur değilmiş. Oysa politika yapmaya cüret etmişler!

\n

Komplo momplo, iyi ki ayıklanıyorlar. Gizlenecek işleri olan politikacılar, başkalarının özgürlüğüne hiç sahip çıkamaz ve zaten çıkamıyorlar!

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

2009 yılında, İngiliz İşçi Sendikaları Federasyonu Trades Union Congress, aşırı yüksek ökçelerin kadınları küçük düşürdüğü ve sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle hükümetten İşyerinde makul olmayan yükseklikte ayakkabı giymeyi yasaklamasını ve topuk boyunu 2.5 cm. ile sınırlamasınıtalep etti.

\n

Ancak muhafazakâr parti milletvekili Nadine Dorriesin Benim boyum 1.60 ve erkek milletvekilleriyle yüz yüze konuşabilmek için Christian Louboutinlerimin her santimine ihtiyacım var. Eğer Westminster yüksek topukları yasaklayacak olursa, kimse beni görmez!itirazı üzerine, öneri parlamentoda görüşülmedi bile.

\n

Siz sandınız ki Hayrünnisa Gülün apartman topuklarına bakakalan II. Elizabeth, o heyula botları yersiz ve zevksiz buldu. Oysa İngiltere Kraliçesi, hayatında ilk kez işçi sendikalarıyla empati kuruyor ve önerdikleri yasağın konulmamış olmasına hayıflanıyordu!

\n\n\n

En özgür insan, tutkuları mantığa, mantığı da adalete bağımlı insandır.

\n

HENRI FRANÇOIS DAGUESSEAU

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdolabı sendromu 7 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları