Ailede bazı erkekler onlara çaktırmadan bakıyor.

Sokaktaki erkekler çaktırmadan bakıyor.

İşyerlerindekiler çaktırmadan bakıyor.

Okullardakiler çaktırmadan bakıyor.

Komşular çaktırmadan bakıyor.

Esnaf çaktırmadan bakıyor.

Devlet bile çaktırmadan bakıyor kızlara.

O fotoğraflardaki kızlara.

Kız çocuklarına bedenlerini sevmeyi değil, o bedenden utanmayı öğreten o eril akıl, çaktırmadan bakıyor hep kızlara.

Toplumdaki rollerini kendilerinin seçmelerine izin vermeyen o eril akıl.

Hangi oyuncakla oynayacaklarını, hangi giysileri giyeceklerini, hangi hayatı yaşayacaklarını onların yerine kendileri belirleyen...

Onlara, hayatlarının önce baba sonra koca ve her zaman toplum otoritesiyle şekillenmesine izin vermeyi kadınlığın ilk şartı olarak belleten...

Öncelikle iyi bir eş, sonra iyi bir anne olma fikrini erkenden beyinlerine zerk eden eril akıl.

Onları, kendilerini ailelerine ve topluma onaylatmadan var olamayacaklarına inandıran...

Geleneklerin ve göreneklerin muhafazakâr baskısını üzerlerinden eksik etmeyen...

Kişiliklerini inancın şekillendirdiği bir kadınlıkla mühürleyen...

Kızlar dışarıda tehlikeli bir dünya olduğu korkusuyla büyüsün isteyen...

Ahlak ölçüsünün “Başkaları ne der” olmasında direten...

Ve kızların erkeklerin beğenisini elde etmedikçe asla gerçek birer kadın olamayacaklarını öne süren o eril akıl...

Çaktırmadan bakıyor kızlara her fırsatta.

Onların güçsüz ve yetersiz olduğuna ikna.

Korunmaları, kollanmaları gerektiği fikrini kafalara sokuyor.

Sonra da çaktırmadan onlara bakıyor.

Biz de bakalım istiyor.

Fotoğraflardaki kızların aklıyla ilgilenelim istemiyor.

Ya da korkularıyla.

Sıkıntılarıyla.

Cesaretlerine bakmayalım.

Heveslerine ya da.

Hayallerini düşünmesin kimse fotoğraflardaki kızların, ya da hayal kırıklıklarını.

Niyetlerini, çabalarını, başarılarını, becerilerini görmeye, anlamaya kalkmasın.

Kim olduklarına kafa yormasın.

Tüm dünya kızların bacaklarına baksın istiyor.

Göğüslerine, dudaklarına ve kalçalarına.

Bu erkek dünya o eril aklıyla...

Kızları saklamaya ve sakınmaya zorladığı ne varsa, onları oralardan vuralım diye tuzaklar hazırlıyor kâh cahiline, kâh aydınına.

Elinde fındık kadar bir ahlak, fotoğraflardaki kızlara çaktırmadan bakarak medeniyetler kuruyor, medeniyetler yıkıyor ve her fırsatta kadınlığı cadılık diye erkekliğin ateşinde yakıyor.

Hâlâ.

Artık bir şeyler değişsin istiyorsanız...

O ahlakın gözüyle bakmayın kadınlara kızlara.

O ahlakın tuzaklarına düşmeyin, o ahlakla çocuk yetiştirip, sevgilinizi o ahlakla sevmeyin.

Korkularınızı ve hayallerinizi o ahlakın biçimlendirmesine izin vermeyin.

Hukukunuzu o ahlakın üzerine inşa etmeyin.

Referansını tabulaşmış toplumsal cinsiyet tanımlarından almayan, yasaklara başkaldıran, korkulara aldırmayan, tehlikeli inançların ayrımına varabilen, kötücül gelenekleri kolayca çöpe atan yepyeni adil bir ahlak yaratın.

Sonra kızlara, erkeklere, birbirinize, herkese çaktırmadan değil, gönül rahatlığıyla bakın.