Miyase İlknur

Birahane darbesi bize uymaz, en iyisi kahvehane darbesi...

24 Nisan 2021 Cumartesi

Vallahi fenalık geldi, bu darbe muhabbetinden... 

Hani biz bu askeri vesayetten Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçince kurtulacaktık? Darbe paranoyamız yüzünden hayali cuntalar yaratıp, bu hayali cuntaların hayali üyelerini ağırlaştırılmış müebbet cezalara mahkûm ettik. Gerçek darbecilerin “Bunlar darbe yapacak” diye parmakla gösterdikleri subayları yıllarca mahpuslarda süründürdüğümüz yetmezmiş gibi beraat ettiklerinde de ne olur ne olmaz diye emekliye sevk ettik.

Emirlerinde on binlerce subay varken yapmadıkları darbeyi, emekli olduktan sonra yurt meseleleri üzerine görüşlerini açıkladıkları bir basın duyurusu ile yapacaklarına inanmamızı beklemek de fazla oldu gari. Bu, milleti keriz yerine koymak değilse çaresizliğin işareti. Bir yönüyle “ben devlete, dolayısıyla orduya hâkim değilim” itirafıdır. 

Her alanda politikaları iflas etmiş ve duvara toslamış iktidarın yeni bir mağduriyet hikâyesine ihtiyacı olduğundan her sözden ve eylemden niyet okuma yöntemiyle darbe “iması” çıkarıyor. Ancak bunun çok tehlikeli bir yönü de bu tür iddiaların artık inandırıcılığını yitirmesi. Ciddiyetten uzak bu propaganda, Allah muhafaza gerçek bir darbe kalkışması olduğunda “yalancı çoban” durumuna düşme tehlikesini de içinde barındırıyor.

ÖRTÜLÜ FAŞİZMDEN AÇIK FAŞİZME

“Montrö” bildirisi üzerinde bir hafta tepinildi ama toplumda beklenen tepki oluşmadı. Çare olarak emir komuta ile kamu kurumlarına tepki açıklaması ve suç duyurusu yaptırıldı. Ancak sabahın köründe gözaltına alınan emekli amiraller, adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. 

Ama o da ne?

Mahkemenin adli kontrol hükümleri uygulanması kararına rağmen ev hapsi alanlar için geçerli olan elektronik kelepçe takıldı amirallere. 

Mahkeme kararında “ev hapsi” uygulaması var mı? 

Yok. 

Bununla da yetinilmedi, apar topar emekli amirallerin lojman ve koruma hakları iptal edildi. Amirallerin suçlu olduğuna dair bir yargı kararı henüz ortada yokken lojman ve koruma haklarının elinden alınması örtülü faşizmden açık faşizme geçildiğinin göstergesi. Örtülü faşizmde hiç olmazsa talimatla da olsa bir yargı kararı dayanak yapılıyordu. 

Emekli olduktan sonra korumalı lojmanlar olmadığı için iki orgeneral, iki korgeneral ve bir de tümgeneralin teröre kurban verildiği unutulmuşa benziyor. 

İktidarın hışmından Emekli Subaylar Derneği, TUSED de nasibini aldı. Suçları, Milli Savunma Bakanı Akar’ın “Emekli subaylar da amirallerin bildirisini kınadı” açıklamasını yalanlamaları. Diğer bir deyişle amiralleri kınamayışları.

Bu açıklamadan darbe çağrısı çıkmayacağını kendileri de biliyor. Amaç, cüppeli amiral olayını ve Montrö konusundaki gizli planlarını örtmek. 

Son üç gündür de CHP Grup Başkanvekili’nin sözlerinden niyet okuma yöntemiyle “Ahaan da darbe çağrısı” goygoyuna başlandı. Oysa Altay, programda Menderes ve arkadaşlarının idam kararının demokrasimizin en büyük ayıbı olduğunu belirtiyor. Aynı kanalda bizim de olduğumuz programda İlhan Kesici’nin “128 milyar dolar nerede” sorusuna ilişkin, “Bu paranın nerede olduğu devletin kayıtlarındadır, kaybolmaz” sözlerini “Bak, CHP’li Kesici bile paranın kaybolmaycağını söylüyor” diye tahrif eden kitlenin ekran karşısında konuşulanları hangi organlarıyla dinlediğini doğrusu merak ediyorum. Kesici o programda paranın kendisinin değil, kayıtlarının kaybolmayacağını söylüyor. Ama iktidar partisi, Kesici’nin sözlerinden video bile yapıp Meclis grubunda dinletti, iyi mi? Vah vah, tükenmişlik sendromu bu olsa gerek.

SADAT NE GÜNE DURUYOR?

Anladık, AKP’nin darbe üzerinden bir mağduriyete ihtiyacı var. Ama niyet okumaya dayalı “darbe” propagandasını da kimse yemiyor. Madem bir darbe mağduriyetine ihtiyacınız var; emrinizdeki SADAT ne güne duruyor? Hem SADAT gayrı nizami harp konusunda da uzman. Bu konuda dersler verdiğine göre...

Mesela Hitler, 1923’te Bavyera yönetimini düşürmek için Münih’te komünistlerin buluşup kafa çektiği birahaneyi basarak darbe yapmaya kalkışmıştı. Tarihe de “Birahane Darbesi” olarak geçen olayda bir düzine insan yaşamını yitirdi ama polis tarafından kısa sürede bastırıldı. Hitler de 5 yıl hapis cezası aldı ancak 9 ay yatıp çıktı. 

Birahane bize uymaz. Ama SADAT üzerinden bir kahvehaneye baskın düzenlenip koftiden bir darbe kalkışması iş görebilir. Hem riski de az. Ahalinin haberi olmayacağı için can kaybı olmaz. Figüranlar da üç beş ay yatıp çıkar. Hatta belki hiç yatmaz. Mahkeme sorgusunda “Biz darbeyi merkezi idareye karşı değil, pandemi yasaklarını dinlemeyerek gizlice kahvede okey oynayanlara karşı yaptık” derler, olur biter. Size Zihni Sinir Procesi gibi gelebilir ama bence fena fikir değil.

Ha unutmadan, ne oldu cüppeli amiral soruşturması sahi?..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kelle İsterük! 20 Nisan 2024
89 dejavusu 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları