Müjdat Gezen

Hayvanlar

03 Haziran 2024 Pazartesi

Yaşamım boyunca hayvanları çok sevdim. Hemen hemen evde beslenebilecek ve beslenemeyecek hayvan bırakmadım. Kedi, köpek, güvercin, kanarya, tavuk, tavşan, kaplumbağa, balık, papağan, maymun bunlar benim hep can yoldaşım oldu. Bir süredir hükümetin çıkarmaya çalıştığı sokak köpeklerini uyutma yasası derinden yüreğimi acıtıyor. 

Lütfen bilimadamlarına sorsunlar. Bunun başka bir yolu var. 

SAÇMALAMA HAKKI

ABD’deki eyaletlerin birçoğunun adı Türkçeden gelmedir. Örnekleri ve öyküleriyle anlatacağım Ayova: Bir ovada ay doğmuş, oradaki bizimkiler adını Ay Ova koymuşlar. Teksas: Bizimkilerden biri saz çalıyormuş. Kızılderili, “Başka sazın yok mu” diye sormuş. “Yok, teksaz.” Kızılderili reisi bizim saz çalana kızmış ve sazının sapını adamın arkasına sokmuş, oranın adı Arkansaz olarak kalmış. New York adı da yine Türkçeden gelmedir. Bizimki arkadaşına “Ne var ne yok” diye sormuş, New York olmuş. Daha çok var da şimdi aklıma gelmiyor. Sazı kötü çalmış bizimki. Kızılderili reisi sazla kafasını kanatmış: Kansaz olmuş. Yani anlayacağınız pek çok eyaletin adı aslına Türkçeden geçme. Benim genel kültürüm iyidir. Diyeceksiniz ki: “Bu yaştan sonra bunlarla mı uğraşıyorsun?” Evet. Yoksa şu dönem başka türlü geçer mi? Siz de yapın. Saçmalayın. İyi gelecek. 

??? 

Kışın evlere kapanınca şiirler yazmaya, resimler yapmaya başladım. Yayımlanan şiir kitabımın içine de yaptığım resimleri koydum. Şiirlerden birini sizler için buraya aldım. 

MUSTAFA’M KEMAL’İM 

Gri mavi gözlerini 

Gözlerime dikti 

Baktı, baktı, baktı 

Öyle, bulutluydu ki 

Sanki çerçevedeki resimden 

Çıkacaktı. 

Ve atına atlayıp 

Askerinin önünde 

Kesin göklere uçacaktı. 

Bazı insanlar vardır 

Bin yılda bir gelir dünyaya 

Mustafa’mdır Kemal’imdir adı. 

Şimdi yaşıyor olsaydı 

Kesin atına atlayacaktı 

Ve kesin şahlanacaktı atı... 

ATATÜRK DİYOR Kİ:

“İnkılabın hedefini kavramış olanlar, daima onu muhafazaya muktedir olacaklardır.” 

KALAN DOSTLAR

Mahallemizin çocukları ve gençleri olarak biz birbirimizi çok sevdik. Aradan 77 koca yıl geçmiş. Erden beni telefonla aramasa, Tınaz’la uzun süre görüşmesem, Sait oyunlarımın tümüne gelmese, Saim telefon etmese, Hayri seyrek de olsa hatır sormasa ben üzülürdüm. Toplanıp yemek yiyorduk. Çok eğlenceli geçer bu yemekler. Hatta birkaç kez bizim okulun Uğur Mumcu Lokali’nde ailelerimizle birlikte toplanıp fasıl yaptık. İçtik, şarkılar söyledik, eğlendik. Yine yapacağız. Kaç kişiye nasip olmuştur üç çeyrek asırlık arkadaşlık? Hepsini çok seviyorum. Bunca yıl birbirimizi hiç kırmadık. Ölünceye kadar da böyle gidecek. Konfüçyüs demiş ki: “Yaşlandığında üç dostun kalmışsa bahtiyarsın.” Ben hepsi kalsın istiyorum. Gidenler zaten gitti. Artık yeter. 

HAKKI YENMİŞLER SINIFI

Altan İrtel çok önemli bir müzik adamıydı. Bizim Yaman’ın (Tüzcet) yakını olurdu. Ben de severdim Altan abiyi. Devekuşu Kabare’nin bestelerini yapardı. Harika bir sözü vardı: 

Düşünce 

düşünce ayağa 

dayanırsın 

dayağa. 

Amansız bir hastalığa yakalandı. Hastanede canı sucuklu yumurta istemiş. Yaman elinde elektrik ocağı, sahan, sucuk, yumurta, ekmek, odasına dalmış. Yakmış ocağı, kesmiş sucuğu, kırmış yumurtayı, kokutmuş bütün hastaneyi. Gelmiş hemşire, “Siz ne yapıyorsunuz burada?” diye çıkışmış. Yaman gayet rahat cevap vermiş: “Sucuklu yumurta.” Yaman şair kardeşimiz Ayhan Kırdar’a da hastanede özel yemekler yapardı. Yasaktı ama o yapardı. Yine fırçalamışlar Yaman’ı, “Nedir bu?” diye. Yaman “Çok beğeneceksiniz” demiş ve kadına bir çatal uzatmış. Ayhan Kırdar çok iyi bir şairdi. Altan İrtel çok büyük bir müzik adamıydı. Yaman Tüzcet de yaşamını sanata adamış bir insandı. Bence tümü “hakkı yenmişler sınıfı”ndandır. Bunca boş adamın makul görüldüğü şu ülkede.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Elif 9 Aralık 2024
Hastaneler 2 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları