Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Köprübaşı
ANKARA Anlaşması, Milli Mücadele tarihinin önemli aşamalarından biridir: Fransa’nın, Millet Meclisi Hükümeti’ni tanımasıyla işgalciler birliğinin bozulması... Elbet Sakarya zaferinin ve Antep-Maraş savaşçılarının da payı vardır bunda: Ama, asıl neden bölge pazarlığına uymayan İngilizlere Fransızların tepkisidir. \n
\nBir de, bu vesileyle Ankara’ya gelip giden Franklin Bouillon’un Kemalist rejimle tanışmış olması. Hiçbir Fransız, siyasal çizgisi ne olursa olsun, Anadolu’nun ortasında kendi “büyük ihtilal”inin etkisini görünce heyecanlanmadan duramazdı. Zaten cumhuriyetin kuruluş aşamalarında Fransa’daki devrimin etkisi hep belirgindir; Osmanlı reformlarından kalma “Avrupai”liğe eklenen ve Mustafa Kemal’in de dünyaya bakışında ağır basan bir Fransız etkisi. \t\n
\nBuna karşılık, çok sonraları, Türkiye’deki AB macerasının Paris yerine Kuzey Avrupa’yla Almanya eksenlerine kaymasının ve üstelik Washington’dan lehte baskı istenmesinin olumsuzluğu da açıkça görülür. Yanılgının kabahati bir ölçüde Ankara’da olsa da, asıl yanlışlık Fransa’nın bu konuda hep çekingen ve edilgin kalmasındadır.\n
\nCumhurbaşkanı Sarkozy’nin şimdiki davranışları, olsa olsa, zaten tadı kaçmış bir çorbaya fazla biber ekmek sayılabilir.\n
\nBütün bunları bir 3 Mart gününde düşünmek, başka bir konuya da Türk-Fransız ilişkileri açısından bakmayı akla getiriyor: Halifeliği kaldırıp öğretim birliğini kuran 1924 yasası, Türk Devrimi’nin özünü oluşturur. “Safsata”ları bırakmak ve öğretim birliğiyle akılcılığa yönelmek, cumhuriyetçi laikliği başka türlü “sözde laiklikler”den ayırmış ve köktenci niteliğiyle Fransa’daki örneğe yaklaştırmıştır.\n
\nBuna karşılık, bizdeki birtakım toplumbilimcilerin laiklik yerine pek beğendikleri “sekülerlik”, sözcüğün kökenine uygun biçimde, asrın modernizmiyle yetinip akılla dinsel inancı harmanlayan bir çeşit “Amerikanvari” yaşama tarzını çağrıştırıp durur sürekli.\n
\nBüyük düşünce akımlarının da çatışma yeridir Türkiye. Bu alandaki Fransız etkisini sürdürmek demek, uzun geçmişten elde kalan bir köprübaşını tutmak için mutlaka verilmesi gereken bir kültür ve siyaset savaşını vermek demektir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama