Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Trajik Şaşkınlık
DÜNYA kamuoyu, prens düğünü ve Bin Ladin avıyla, Türk kamuoyu da acayip Kanal İstanbul projesiyle meşgulken, Türk dış politikasında kopukluk yaratacak, neredeyse şapşallık sayılabilecek bir olaya sahne oldu: Kaddafi Libyası’nda ilişkilerin kesilmesi anlamına gelebilecek bir olay.
\nBir ülke büyükelçisini geri çekmekle yetinmeyip misyon binasının boşaltılmasına ve bütün personelin yurda dönmesine karar verirse bu görüntü bir ilişki kesme görüntüsü değildir de nedir?
\nOlayın şaşkınlık derecesini ve şaşırtıcılığını anlamak için başlangıca dönmek öğretici olabilir.
\nBaşlangıçta Tunus ve Mısır’dan sonra Libya için de aynı görüntünün ortaya çıkabileceğini hesaplayan Fransa’nın petrolden parsa kapma aceleciliği var.
\nO sırada Fransa’nın el çabukluğunu tarihten öğrenmiş olan İngiltere, ABD’nin de desteğiyle bu girişime ortak olmakta.
\nArdından, bu devletlerin katılmasıyla ısınan olayın bir NATO sorununa dönüşmesi.
\nBu sırada Türkiye’nin başbakanı “Ne işi var NATO’nun orada” demektedir.
\nSonrasında birdenbire Türkiye’nin tavır değiştirmesi ve gemileri ve uçaklarıyla öbür ülkelerden de ağırlıklı olarak NATO’da etkin bir rol edinmesi.
\nİlk bakışta Ankara’nın bu tutumu Türkiye’nin NATO’daki ağırlığı düşünülürse ve Libya ile arasındaki ilişkinin sıcaklığı göz önüne alınırsa, sanki NATO’yu saçmalamaktan alıkoymak ve bir yanlışı önlemek için yapılmışa benziyordu.
\nOysa çok geçmeden bu adım büyük Batılı devletlerin yaptıklarını tamamlamak için atılmış bir adım biçimine büründü. Bu durumda NATO hava harekâtının İzmir’deki üsten denetlenip yönlendirilmesi ile yapıldığı izlenimi açıktır ki, Kaddafi’nin küçük oğlunu ve üç torununu öldüren uçağın İzmir’den havalanmadığını inandırıcı biçimde kimseye anlatmak kolay değildir.
\nDolayısıyla Türk dış politikasının bu son adımı, silahlı kuvvetleri de dolaylı biçimde işin içine katarak Kaddafi’ye ve halkına karşı girişilmiş bir harekât olarak gözüküyor. Böyle bir durumda Dışişleri’nin de Libya’da bir husumet havasının esmesini tahmin etmesi ve bu endişeyle oradan çekilmeyi istemiş olması doğal. Zaten üzücü olan da yıllardır dost ve kardeş dediğimiz bir ülkeyi ve yöneticisini kendimize düşman etmektir.
\n“Sıfır sorunlu” olduğu söylenen yeni Türk dış politikasının “hali pür melali” son tutumla birlikte açıkça ortaya çıkmıştır.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması