Mustafa Aysan

Türkiye'nin Finansal Notları

23 Temmuz 2011 Cumartesi
\n

Ekonomimizi yakından izleyen birçok uzman, finansal değerlendirme notlarımızı son aylarda yükseltmemiş olan finansal derecelendirme kuruluşlarının, ülkemize haksızlık yaptıkları görüşündedir. Güngör Urasın Bankalarımızın Hepsi Stres Testinden Geçtibaşlığını taşıyan değerli yazısı (20.07. Milliyet), bu görüşlere güç katıyor. Çünkü bu yazı, kullanılan finansal derecelendirme ölçütlerine göre, finansal pazarımızın belkemiğini oluşturan bankacılık sistemimizin, güçlü olarak değerlendirilen Avrupa ülkelerinin bankacılık sistemlerinden daha iyi olduğunun kanıtlarını vermiştir. Bu inceleme yazısı için değerli dostumu kutluyor ve birçok ekonomi uzmanımızın da aynı görüşte olduğunu sanıyorum.

\n

Doğrusu ya bizler, mayıs ayının yüksek cari açık rakamları henüz açıklanmamışken, değerlendirme notumuzun yükseltilmesinin gün meselesi olduğunu düşünmekte ve bu açıklamanın yapılmasında gecikmiş olmaları nedeniyle, uluslararası finansal değerlendirme kuruluşlarının, bize haksızlık yaptıklarına inanmakta idik. Değerlendirme kuruluşlarının bize karşı davranışları, mayıs ayı cari açık rakamları açıklandıktan sonra daha da katılaştı.

\n

Gerçekten, 7.8 milyar dolar olarak gerçekleşen mayıs ayı cari açık rakamı, son zamanların en yüksek aylık rakamıdır. Bu yüksek aylık açık rakamı, yılın ilk beş ayındaki birikimli cari açık düzeyini 37.3 milyar dolara ve bir yıl önceki ayni dönem rakamının yüzde 121.3 üzerine çıkarmıştır. Bu düzeydeki beş aylık açık tutarı, 30 Mayıs 2011de son bulan 12 aylık dönemde, yıllık cari açık tutarının 68.2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiş olduğunu ve bu yılın aralık ayı sonunda bitecek 12 aylık döneminde açığın 75.4 milyar dolara yükselmesi tehlikesini yarattığını göstermiştir. Geçen yılın eylül ayından beri, ekonomideki hızlı canlanmanın yarattığı yüksek döviz açığının yavaşlatılması (ekonominin soğutulması) için alınan bunca kısıtlayıcı önleme meydan okurcasına ortaya çıkan bu açık hızlanması, hepimizde ve daha da önemlisi, ekonomi yönetiminde düş kırıklıkları yaratmıştır.

\n

Bununla birlikte ülkemiz, geçen yılın son ve bu yılın da ilk iki çeyreğinde, Milli Gelirini, yaklaşık yüzde 9 oranında büyütebilmiş ve bunun yarattığı yüksek yabancı para açığını kaynaklayabilmiştir. Kabul edilmelidir ki, bu kaynaklamanın önemli bir kısmı çok kısa vadeli ve maliyeti de dünya finansal pazarında yürürlükte olan faiz hadlerinin gösterdiğinden önemli oranda yüksektir. Zaten böyle olmasa, finansal derecelendirme kuruluşları, Türk ekonomisinin bu başarılarına övgüler yazdıracak ve bizleri kutlayarak notlarımızı arttıracaklardı; böyle olsa idi şimdi bizler, büyük ekonomi mucizelerinden birini yaratmanın gururunu taşıyacaktık.

\n

Ama yüksek açık kusuru, az kusurlardan değildir ve giderilmelidir. Birçok önlemden sonra, ekonominin yavaşlatılması konusundaki ilk iyi haberler gelmeye başlamıştır. Bankacılık sistemimizle ilgili haberler olumludur; yavaşlatma önlemleri, ilk sonuçlarını vermeye başlamıştır. İstatistiklerimiz, bunu eylülde göstermiş olacaklardır. Yüksek açık kusuruna rağmen ekonomimizin, finansal değerlendirmede, bu günlerde, büyük finansal sıkıntılar içinde kıvranan Avrupanın, İrlanda, Portekiz, Yunanistan, İspanya ve hatta İtalya gibi ülkelerinden daha yüksek finansal derecelendirme notlarını hak ettiğine inanıyoruz. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının kullandıkları aynı ölçülerle Türkiye ekonomisinin, daha yüksek derecelendirme notlarını elde edebileceğine inanıyoruz.

\n

Çünkü üzülerek söylemeliyiz ki bu not düzeltme gecikmesi, ülkemize yüksek faiz uygulamaları ve daha ağır finansal koşullar biçiminde geri dönmekteve bize pahalıya mal olmaktadır. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının, tarafsız olduğunu öne sürdükleri notlamalarında bu çifte standartuygulamasından vazgeçmelerini istemek hakkımızdır, sanıyoruz.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları