Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

AB Raporunun Anımsattıkları...

21 Ekim 2013 Pazartesi
AB İlerleme Raporu, Türkiye’nin
10 yılda model üreten ülke
olmaktan yönünü arayan ülke
haline geldiğini gösterdi.
2003 yılında AB’ye ilişkin rapordan zirve
toplantısına kadar her şey “AB’ye tam
üyelik� göstergesi sayılırdı. 2005 yılına
kadar, yılda ortalama iki kez AB’ye
girerdik.
Aynı dönemde Kıbrıs’ta da “çözüm
yılına� girmiştik. 2004, “kesin çözüm
yılıydı.� O yıl olmayınca “ertesi yıl mutlaka�
demeçleri verilirdi.
2014’te Kıbrıs’ta çözüm yılına girişin 10.
yılını kutlayacağız. Geçen hafta, “galiba
bu sefer olma olasılığı var� haberleri
gazete sayfalarını süslüyordu.
Bayramın ikinci günü açıklanan AB
İlerleme Raporu’nun ve raporun hazırlanış
sürecindeki kulis bilgilerinin özü şuydu:
Türkiye’nin yönünün AB’ye dönük
olmasını sağlayacak bir metin olsun yeter.
2003 yılında, “2013-2014 tam üyelik için
en geç takvim� yorumları yapılıyordu.
O gün bunun gerçekçi olmadığını
söyleyenler “AB karşıtı�, “statükocu� ilan
ediliyordu. Bugün ortada takvim bir yana,
yön tayini arayışı var.
***
Biraz daha geriye gittiğimizde, 1991’de
Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından
tarih sahnesine çıkan Balkanlar, Doğu
Avrupa, Orta Asya ve Kafkaslar’daki
ülkelerin her biri bulundukları coğrafyanın
koşullarına uygun olarak kendilerine yeni
bir gelecek aradılar.
Balkanlar’daki iç savaş koşulları
1991’den 2010’lara kadar sürdü. Bosna
Hersek’in ardından Kosova’da da yeni
dengeler kuruldu. Bosna Hersek 15
yılda aldığı mesafeyi 2014’te Brezilya’da
yapılacak Dünya Futbol Å?ampiyonası’na
katılmaya hak kazanarak gösterdi.
Doğu Avrupa ülkelerinin tümü 1990’lı
yıllarda NATO’ya, 2000’li yıllarda da AB’ye
üye olarak yönünü netleştirdi, iç ve dış
düzenini kurdu.
Orta Asya ülkeleri 1995’te Å?anghay
Beşlisi adıyla kurulan, daha sonra
geniÅŸleyip Å?anghay Ä°ÅŸbirliÄŸi Örgütü adını
alan bölgesel yapılanmanın parçası
oldular.
AB ve ABD dışında kalan küresel
iddiaya sahip 5 ülke de ayrıca bir
ortaklık oluşturdu. Brezilya (B), Rusya
(R), Hindistan (İ), Çin (C), Güney Afrika
Cumhuriyeti (S) BRICS adı altında
örgütlendiler.
Dünya devletiyiz demeçleri verirken
mangalda kül, tespihte püskül, edebiyatta
fasikül bırakmıyoruz ama halimiz keşkül!
Gelinen noktada İslam Konferansı
Örgütü ile bile aramızda ittifaktan çok nifak
var.
Uzun yıllar Batı ile her düzeyde sorun
yaÅŸayan Ä°ran da en son BirleÅŸmiÅŸ Milletler
zirvesi ile birlikte yeni bir yöne girdi.
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin attığı her adım
karşılık buldu.
***
Yukarıda özetlediklerimizin hemen tümü
AKP iktidarı döneminde oldu.
Bu dönemde Türkiye uluslararası alanda
ne kadar yol aldı?
AB raporu bunun özetidir.
Alınan yol ileriye değil, geriye doğrudur.
Bu gidiş mehter yürüyüşü ile de tarif
edilemez; bir ileri iki geri deÄŸildir. Bir ileri
iki yana, iki geri üç ters yana diye tarif
edebileceğimiz bir yönsüzlüktür aldığımız
yol.
En kararlı siyasetimiz Suriye konusunda.
O kadar kararlı ki, sorunu adım adım
içimize doğru çekiyoruz. Suriye’den
gelen sığınmacı sayısı bu gidişle milyonu
bulacak. Komşu bir ülkede masum
insanların ölmesine elbette sessiz
kalamayız. Ancak izlenen politika kanın
durmasından çok, ne pahasına olursa
olsun taraflardan birinin kazanmasına
dönük.
Ne yönümüzü görebiliyoruz ne önümüzü.
Bu tablo sürdürülebilir değil.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları