Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Adalet İstiyoruz...
Kasım ayında aldığım mektupların önemli bir dilimini 29 Ekim ve 10 Kasım’a katılanların yazdıkları oluşturuyordu. Her mektup, yazanların içindeki volkanın bir parçasıydı sanki.
\nYa da bitip tükenmek bilmeyen bir çırpınış.
\nAnkara’dan genç bir akademisyen sanatçının mektubundan:
\n“Size 29 Ekim’i yazmıştım. 10 Kasım’ı yazamamıştım; o gün sabah 07.30’da evden çıktık ve Necatibey üzerinden Anıtkabir’e, daha doğrusu Tandoğan’a ulaşmaya çalıştık. Trafiği kestiler, yürürüz dedik. Yağmur altında yürümeye başladık. İlk karşılaştığımız sokakta polisler barikatları kurmuş, bizi bekliyordu. Buradan geçiş yok, üst sokaktan dediler. Her sokağı kapatmışlar. Hepsi bir üst sokak diyordu. 09.05’te Tandoğan’da olabilmek için devam ettik. O kadar çok yağmur yağıyordu ki, terledik, ıslandık, üşüdük... Hepsi bir arada oldu! O yağmura rağmen ne kalabalıktı...
\n413 bin demişler Anıtkabir’e giren ziyaretçi sayısını. Bunun imkânı yok hocam, o kadar az olamaz... Barikatlar vaktinden önce açıldığından akın ettik ve yol, Aslanlı Yol, avlu, mozole, bayrak, bayrağın aşağısındaki merdivenler tıka basa doluydu... Uyanış başladı... Size muhteşem bir gelecek dileklerimi yolluyorum...”
\n***
\nDoğduğum topraklardan Rahmi Öğretmen’in yazdıkları:
\n“Ağabey nereden nasıl başlayayım? 29 Ekim’de Ulus’taydım. İlk gazlamada 50 metre uzakta olmamıza rağmen Rüzgârlı’ya koşarak girmeseydim yere yığılacaktım...
\nBiber gazı öyle lanet bir şey ki gözün görmüyor, gözyaşı boşanıyor, ağzın tüm çevresi öyle bir yanıyor anlatılacak gibi değil. En kötüsü nefes alamıyorsun.
\nSonra yürüyerek Ata’ya ulaşmaya çalıştık. İzlemişsindir ya da okumuşsundur o mahşeri kalabalığı. Milim milim yol aldık, karınca gibi.
\nGençlik Caddesi’nin her tarafı insan doluydu. Herkesin elinde bayrak, gelincik tarlası gibiydi. Anlatılacak gibi değildi, yalnızca yaşanabilirdi.
\n10 Kasım yağmur altında başladı... Okuldan yalnız gittim. Ama oraya varınca insanları, hele de çocukları, aileleri, yaşlıları görünce yalnız olmadığımı yeniden gördüm. Her şeye karşın halkın yüreğindeki Kurtuluş Savaşı ve Atatürk bilinci bir deniz dalgası gibi düşmanları dövüyor...”
\nİzmir’den yola çıkan bir Anıtkabir yolcusunun mektubundan:
\n“Şehrin içinden kalkan otobüsleri polis durdurmuş. Biz Bornovalılar olarak şanslıydık. Polis engeliyle karşılaşmadık. Yollar bomboştu. Bizden başka yola çıkan olmadı mı diye düşünürken Polatlı’dan sonra yoğunlaşan trafik içimizdeki hüznü sevince dönüştürdü. Ankara girişinde sanki otobüsler, özel araçlar topraktan fışkırıyordu...
\nDönüşte ortak düşüncemiz 10 Kasım’da tekrar gelmekti... Öyle oldu... Kalabalık belki 29 Ekim’in üç katıydı... Dönerken tüm ümitsizlikler yerini ümide ve tarif edilemeyen duygulara bırakmıştı. Sizler ne olur rahat olun. Yalnız olmadığınızı bilin. Milyonlar sizin Cumhuriyeti ve değerlerini savunduğunuz için orada olduğunuzun farkında...”
\nİstanbul Kadıköy’den Bahar Hanım’ın 10 Kasım tarihli mektubundan:
\n“Biraz önce upuzun bir insan zinciri Fenerbahçe’den Bostancı’ya kadar uzanıyordu. Çok ama çok fazla insan vardı. Ellerinde bayraklar, Atatürk posterleri cıvıl cıvıl. 13 yaşındaki oğlum ve kocamla beraber genç-yaşlı pırıl pırıl insanların arasındaydık... Döndüm size yazıyorum. Bugün, sanki bazı şeylerin düzeleceğini gösteriyordu...”
\n***
\nMektupları okurken içimden geçen onlarca düşünceden biri şu oldu: Atatürkçüler, Cumhuriyet kazanımlarının korunması, daha ileri götürülmesi gerektiğine inananlar çok büyük bir kalabalığın içinde yalnız.
\nBuluşma yerlerine gidenler, önce acaba az mıyız diye endişe ediyorlar. Çok kalabalık olduklarını görünce umutlanıyorlar, büyük bir sevinç kaplıyor içlerini. Sonra dağılıyorlar.
\nEinstein, “Bir insanı haklı olduğuna inandırmak sanıldığından zordur” diyor.
\nBu aşamayı geçtik, zor olanı başardık. Haklı olduğumuzu ve çok olduğumuzu biliyoruz. Şimdi bütün mesele, hukukun, toplumsal meşruiyetin bir milim dışına çıkmadan ne istediğimizi duyurmak, hissettirmek.
\nÖnümüzdeki ilk takvim 13 Aralık. O gün öncelikle Silivri’de, Silivri toplama kampının önünde haykırsak:
\n“Adalet istiyoruz...”
\n13 Aralık Perşembe’ye dek, sosyal medyadan kent meydanlarına kadar her yeri çoğalma, paylaşma alanı yapsak...
\n13 Aralık milat olsa...
\n13 Aralık hukuk terazisinin kaldırılıp dengelendiği gün olsa...
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'