Alışmamalıyız!

04 Temmuz 2021 Pazar

Türkiye’deki en yüksek enflasyon ülke gündemi. Her skandal, her vahim açıklama, her yolsuzluk, her akıldışı uygulama bir öncekini bastırıyor. Vahim bir konu gündemde fazla kalırsa, bu kez ya magazinleşiyor, suyu çıkıyor ya da özü kayboluyor, başka yönlere sapıyor. 

Erdoğan, iktidarı dışındaki herkesi tehdit edip, “Bunlar iyi günleriniz, daha neler olacak neler” diyeli 39 gün oldu.

Sedat Peker videolu açıklamalara başlayalı 63 gün oldu. 

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya’da Lozan’a ve Mustafa Kemal’e kendine yakışan üslupla saldıralı 345 gün oldu. 

Erdoğan aynı üsluba devam ediyor...

Baskın yorum:

“Zaten o öyle... Niye şaşırıyorsun ki!”

Sedat Peker, her videoda demokratik bir ülkede iktidarı sallayacak açıklamalar yapıyor, sallayan yok. 

Baskın yorum:

“Bunları bilmiyor muyduk? Niye şaşırıyorsun ki!”

Erbaş, dini barış ve kardeşlik dışında her amaç için kullanmaya devam ediyor. 

Baskın yorum:

“Adam zaten bunun için getirilmişti. Görevini yapıyor. Niye şaşırıyorsun ki!”

***

Olumsuzluklara, baskılara alışmak bir toplumun başına gelebilecek en kötü olaydır.

Hayır... Alışmamak gerekiyor, alışmamalıyız.

Alışmak, köleleşmektir.

Alışmak, ruhun ölümüdür.

Alışmak, daha kötüye davetiye çıkarmaktır.

Alışmak, uyuşmaktır.

Alışmak, his kaybıdır.

Alışmak, bütün yenilgileri baştan kabul etmektir.

O yüzden topluma usul usul ısısı yükseltilen kurbağa muamelesi yapıyorlar.

O yüzden “alıştıra alıştıra” bir icraat şekli oldu.

Alışa alışa o hale geldi ki bütün ahlaksızlıklar maharet oldu. İktidara gelirken söz verdiler:

“Üç Y’yi ortadan kaldıracağız. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar...”

Bugün bunların üçü de ortadan kaldırıldı. Ama nasıl?

Yolsuzlukları ortaya çıkaracak kurumları kapatırsanız... Yolsuzluğa açık bir işi yasal denetimin dışında tutarsanız... Yasadışı bir iş yapmamış olursunuz. Çünkü ortada uyacağınız bir yasa yok, ortaya çıkaracak kurum yok!

Buna nasıl alışılır?

Toplumun sadece bir kesimi yerine neredeyse tümünü yoksul hale getirirseniz, o zaman ortada “yoksul” diye tanımlanacak kesim kalmaz. Üstelik herkesi de eşitlemiş olursunuz! 2010 yılında Türkiye’deki asgari ücret 12 Avrupa ülkesinden yüksekti, bugün sadece 3 ülkeden yüksek. Onlar da Bulgaristan, Arnavutluk, Sırbistan!

Çalışanların yarısı 2825 lira 90 kuruş asgari ücret alıyor. İktidar kadrolarında asgari ücret 50 bin lira.

Buna nasıl alışılır?

Yasaklayacağınız her şeyi terör faaliyeti, kaos hevesi, yurtdışı odak işi ilan ettiğinizde yasaklar da kalmıyor. Yasak, vatansever bir icraat olup çıkıyor. 

***

Bütün bunlardan daha vahimi, iktidar alıştırmaya alıştı.

Millet nasıl olsa ses çıkaramaz. Çıkarana gereğini yaparız...

Millet her şeye alışır. Alışmayanı ayıklarız...

Bizden önceki her şeyi kötüledik mi, geriye sadece biz kalırız. O zaman bize de alışmak zorundalar...

İktidara o kadar alıştılar ki hiç gitmeyeceklerini düşündükleri gibi bunun olasılığını bile devletin ortadan kalkması diye dayatıyorlar.

Atalarımız o yüzden demiş:

Alışmak her şeyden beterdir!

Yok öyle yağma...

Alışmayacağız, sesimiz duvara çarpıp dönse bile...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları