Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atam İzinde Değil Gezi'deyiz!

28 Temmuz 2013 Pazar

Gezi Direnişi ikinci ayına girerken iktidarın ve medyasının olayları anlama arayışı sürüyor.

\n

Genel yelpaze içinde Geziye \nilişkin yorum yazılarının iktidarın tam ve yarı resmi yayın organlarında da önemli bir ağırlık tuttuğu dikkati çekiyor. Arkadaşlar önce yok saymaya çalıştılar, olmayınca küçümsemeyi denediler, tutmayınca terör faaliyeti saymaya çalıştılar, hâlâ devam ettiğini görünce içini boşaltma, antidemokratik sayma arayışındalar.

\n

Geriye gidişe, diktatörlüğe hayır diyen, bunun için direnmeye hazır bir maya tuttu. Bu maya siyasetten kent yaşamına kadar pek çok alanı etkileyecek.
Çatlayan iktidar koalisyonunun bu konulara ilişkin uzmanları gerçeği görmüş olmalılar ki, toplumsal dalgayı nasıl atlatabiliriz, biz nasıl bu dalganın üstüne çıkabiliriz, sorusuna yanıt arıyorlar.

\n

***

\n

İktidarın Gezi ateşini söndürmeye yönelik “önlemlerinden” biri klasik; yargıyı kullanmak.
Gezi Direnişi’nden üretilmek istenen
“suçlar” hiç de hayra alamet değil. Soruşturmalar genellikle Türk Ceza Yasası’nın (TCY) en ağır maddeleri kapsamında açılıyor.
Oturtulmak istenen ana eksen şu:
Eylemler hükümeti devirmeyi, kaos ortamı yaratmayı, halkı isyana teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Bu suçlamaları biz, yakından tanıyoruz! Ergenekon davasında da Cumhuriyet mitinglerinden konferanslara, gazete manşetlerinden siyasi parti faaliyetlerine kadar tüm demokratik haklar
“darbe teşebbüsü ” olarak algılanmış, iddianame ve devamında mütalaa da bu yönde çıkmıştı.
Gezi Direnişi’ne ilişkin soruşturmalar da işte bu yönde derinleştirilmek isteniyor.
Ergenekon soruşturması genel bir operasyonu içermeyecek düzeyde başlamıştı. Ancak halka halka genişletildi. Görevdeki bir teğmenin tutuklandığı gün, bunun orgenerale de tırmanabileceği hesap edilmedi.
Bugün de Gezi soruşturmaları kıyıdan köşedenmiş, yerelmiş, birbiriyle bağlantıları yokmuş gibi sürdürülüyor. 15-20 kişi gözaltına alınıyor, ortam geriliyor. İki gün sonra serbest bırakılınca rahatlama oluyor. Ardından başka bir kentte gözaltı, az tutuklama, çok serbest bırakma...
Bunun bir süre sonra hiç beklenmeyen bir karabasana dönüşme olasılığı var.
Bu satırların felaket tellallığı olarak algılanmamasını dilerim. İktidarın bu yönde niyetlerinin olabileceğini öngörmek hiç de zor değil.
Gezi Direnişi’nin korku duvarını aştığını, gözdağı verme girişimlerine pabuç bırakmayacağını, toplumun da adalet arama, tepki gösterme bilincinin yükseldiğini düşündüğüm için iktidarın olası yol haritasını da açık yazmak gerektiği kanısındayım.
Kaldı ki, iktidar medyası kendi bakışı içinde Ergenekon’la Gezi’yi çoktan birleştirmiş durumda.
Gezi Direnişi’nin toplumsal bir diriliş olduğuna inanan herkesin yukarıdaki gerçekleri dikkate alarak, kararlılığını hiç bozmadan duruşunu sürdürmesini dilerim.

\n

***

\n

Gezi’de de vücut bulan, toplumsal hareketlerin başlıca sloganlarından biri şudur:
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz...”
Bu sloganın güncel karşılığı, adalettir.
Eğer bir kişi kendisini haksız yere yargının tehdidi altında hissediyorsa, bu tehdit tüm toplumadır.
Gezi’ciler bunun bilincindeler.
O nedenle 5 Ağustos’ta Silivri’de verilecek Ergenekon kararının Gezi ruhunun da gündeminde olması gerektiği düşüncesindeyim.
Gezi,
“hayatıma karışamazsın” diyor.
Silivri’de, yıllardır insanların yaşamları gasp ediliyor.
Gezi,
“herkes eşit olmalı” diyor.
Silivri’de yıllardır bu ülkenin yurtseverlerine adeta düşman ceza hukuku uygulanıyor.
Gezi’nin ana teması özgürlüktü.
Silivri’de değil bedensel özgürlük insanların kendilerini savunma özgürlüğü bile ortadan kaldırıldı.
Gezi’de en çok,
“hükümet istifa” sloganı atıldı.
Silivri’deki mahpusların çoğu hükümeti istifaya değil, ülkeyi daha iyi yönetmeye, Türkiye’nin kuruluş değerlerine saygı göstermeye çağırdıkları için
“darbeci” ilan edildi.
Gezi’de en çok
Atatürk vardı.
Silivri’de Atatürk’ün gençliğe hitabesinden Bursa Nutku’na kadar, öznesinde Atatürk’ün olduğu pek çok değer
“suç delilleri” arasında.
Günlerce bizim yüreğimiz Gezi’yle attı, 5 Ağustos’ta da Gezi’nin yüreğinin bizimle atacağını düşünüyor, şu sloganı haykırıyoruz.
Atam izinde değil, Gezi’deyiz!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları