Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir AKP anlatıcısı: Ayvalı!

14 Haziran 2020 Pazar

AKP’nin Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı’nın “FETÖ itirafı” ile 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un ifadeye çağrılması aynı günlere denk geldi.

Kaderin ağlarını iki ters bir düz örmesi diye buna denir!

Yıllardır yaşadığımız süreç ancak bu kadar “anlaşılır” anlatılabilirdi.

Emre Cemil Ayvalı, açık kaynaklardaki özgeçmişine göre, 2006’da 18 yaşındayken İzmir Karşıyaka AKP Gençlik Kolları’nda görev alıyor. 20’sinde il başkan yardımcısı, 24’ünde AKP Genel Merkezi’nde, 30’unda 2018 seçimlerinde AKP İzmir milletvekili aday listesinde 7. sırada. Seçilemeyince Mahir Ünal’ın yardımcılığına getirildi. İki yıldır medyada bu kimliği ile yer alıyordu.

10 Haziran akşamı katıldığı programda şöyle dedi:

Darbeci Kemalistlerle FETÖ’yü birbirine kırdırdık… Böyle yol aldık!

Ayvalı, 18 yaşından beri aldığı AKP eğitiminin sonucu olarak durumu özetledi. “Yönünü Şaşıran Ok - FETÖ Kılıçdaroğlu ve Arkadaşları” diye de bir kitabı var. Yani betonlaşmış bir düşünce kalıbı içinde, AKP’yi tanıtmak üzere yetiştirilmiş. Tarihsel özeti yaptığı günün ertesinde görevinden istifa etti.

***

Ayvalı’nın sözleri yankılanırken Başbuğ da “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeye gidiyordu. Başbuğ, 28 Ocak 2020’de katıldığı programda FETÖ’nün siyasi ayağını konuşurken şöyle demişti:

25 Haziran 2009’da gece yarısı Meclis’ten geçen askeri şahısların özel yetkili mahkemelerde yargılanmasına ilişkin değişikliği kim istedi?.. Buna bakın…

O gece 00.59’da muhalefete de bilgi vermeden adeta perdeleyerek yapılan değişlikten alınan yetki ile 25 Aralık 2009’da kozmik odaya girildi. Oradan alınan belgelerin çoğu bugün başka devletlerin elinde! Casusluk tanımının ta kendisi!

Başbuğ’un konuşmasından sonra Erdoğan şöyle diyebilirdi:

Bizim demokratikleşme adımlarımızı alçakça kullananlardan hesap soruyoruz… Paşa bu kısmını görmüyor!

Bunun yerine şunu söyledi:

Bu boru göstermeye benzemez. Herkes dava açsın!”

O önergenin altında imzası bulunan AKP’li milletvekilleri, Erdoğan’ın talimatına uyarak suç duyurusunda bulundular.

AKP, 15 Temmuz’a giden yolda gerçeklerin ortaya çıkmaması için, bunu deşeni suçlamaktan ihaleyi muhalefetin üstüne yıkmaya kadar her şeyi yapıyor.

***

Ayvalı’nın sözleri üzerine AKP’den ses çıkmaması şaşırtıcı değil.

Durum, AKP’nin yola çıktığı günden itibaren kurguladığı yol haritasının da önemli kilometre taşlarından birini su yüzüne çıkarıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhunu boşaltmakta, kurumlarını ortadan kaldırmakta en kullanışlı araç kumpas davalarıydı. Ayvalı, AKP Genel Merkezi’nde Gençlik Kolları yönetimindeyken açılan bu davalarda yaşanan hukuksuzluğu o günlerde bizler demir parmaklıkların ardından şöyle dile getirmiştik:

Türkiye bir işgal gücünün yönetimine geçse, ülkenin kurumlarına bu kadar ağır hasar vermez. Bu kadar ağır hukuksuzluk yapmaz!

O günlerde mahkemede, yine AKP’nin çıkardığı gizli tanık yasasıyla, kimliği açıklanmayan tanıkların saldırısı altındaydık. Dünyadaki uygulamaya göre, gizli tanık bir cümle yanlış bilgi verirse tanıklıktan düşürülür. Gizli tanık bizleri suçlarken saçmaladı, bariz hatalar yaptı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese şu kararı verdi:

Gizli tanığın hazır olmadığı görüldü… Bir dahaki celsede hazır edilmesine…

Kız kardeşini fuhuşa sürüklemekten hüküm giymiş gizli tanık kimi suçlayacağını tam ezberleyememişti, hazırlayıp getireceklerdi! Onu da, “istediğimiz ifadeyi verirsen, serbest kalırsın” diye ikna etmişlerdi.

Ayvalı’nın “birbirine kırdırdık” dediği davalar bunlardı.

AKP’nin medyada Ayvalı benzeri genç yetiştirilmişlerle temsil edilmesi ayrı bir konu. 2011’e dek, AKP’nin gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında başlıca anlatıcısı i-kinci cumhuriyetçilerdi! Ayvalı’nın sözlerini tamamlamak gerekirse, AKP herkesi kırarken, birbirine kırdırırken bunun “tam demokrasiye geçiş” olduğunu anlatmak onlara düşmüştü.

AKP onları da bir yere kadar kullanacak, sonra son kullanma tarihi dolmuş kirli bir mendil gibi fırlatıp atacaktı.

Bugün AKP’nin toplumsal kabul gören anlatıcısı kalmadı.

Tükenmişliğin göstergelerinden biri budur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları