Başkentteki büyük buluşmaların mekânı olan Congresium dün sabah saatlerinden itibaren Anadolu’nun hemen hemen bütün illerinden gelen altı partinin temsilcileriyle dolmaya başladı.

Genel hava düğüne gelir gibiydi... 

Bir grup, tanımasa bile karşıdan gelen grubu selamlar ya... Kendi aralarında fikir yürütürler:

-Geçenler damat tarafı mıydı?

İçlerinden biri cevap verir:

-Sanırım gelinin okul arkadaşları!

Davetlilerin yerleri isim yazılarak ayrılmıştı ama doğal olarak uyan olmadı. 

Boş bir yer bulduk. Yan koltuktaki, “Ben DEVA Partisi Denizli örgütünden. Burasını CHP Denizli il başkanı bana emanet etti” dedi. Hemen yanda Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek’le selamlaştık.

Salonun en üstünde, yaylada yer bulduk.

Sağımızda Kütahya İYİ Parti heyeti, solumuzda Samsun Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, önümüzde Saadet Partisi İstanbul yönetiminden bir ekip vardı. Ekipteki Mehmet Emin Ertaş, 15 Temmuz gazisi. “İmamoğlu’nun davetine katılan tek gaziyim. Burası kardeşler topluluğu” dedi.

Genel olarak tepedeki maya, parti teşkilatlarında da tutmuş. 

***

Liderlerin tek tek anons edildiği sırada alkışlar birbirine yakındı. Ancak Temel Karamollaoğlu’na biraz daha fazlaydı. 

Altı partinin temsilcisi Millet İttifakı’nda yapılacakları sıralarken en çok alkış şu konularda yükseldi:

-Cumhurbaşkanlığı’nı yeniden Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız.

-Beştepe’deki Saray’ı ve ötekileri halka açacağız.

-Cumhurbaşkanlığı uçaklarını satıp orman yangını uçağı alacağız.

-Yolsuzluklara son vereceğiz.

-Bütün kadrolarda liyakate önem vereceğiz.

-Haksız elde edilen kazançları geri alıp Hazine’ye aktaracağız.

-Yanlış karar verdiği kesinleşen hâkim cezasını çekecek.

2500 maddelik vaatler bütününün ruhu şöyle özetlenebilir:

-Devleti, kurallarla ve kurumlarla yöneteceğiz. Bunun için gerekli hazırlıkları yaptık.

-Bütçe halkın bütçesi olacak. Her şey şeffaf hale getirilecek.

-Meclis, denetim ve yasa çıkarma işlevinin merkezi olacak. Devlete ait bütün kararlar burada alınacak.

***

2500 vaat, hayli yüksek! Sanki biraz “vaat obezitesi” olmuş. Bunun halkın kolay anlayacağı sadelikte ve kısalıkta olması daha uygun düşerdi.

Katılanlara 250 sayfalık “Yarının Türkiyesi için ortak politikalar mutabakat metni” kitabı dağıtıldı. Böyle bir belge elbette gerekli. Bunun yanında insanların çevresiyle paylaşabileceği tek sayfalık metinler de uygun düşerdi.

Başta vurguladık: Maya tutmuş. Bunun bir sloganı gerekli. O slogan bulunmuş ve salonun her tarafına, nereye baksan görünecek şekilde konmuş olmalıydı. 

Ortam gerçekten de düğüne gelir gibi mutlu, umutlu ve kardeşçe idi. Ancak halaya kalkacak heyecan yoktu sanki!

Çıkışta hemen her partiden insanla fotoğraflar çektirdik, dostça selamlaştık. En çok şu soruyu sordular:

-Bu vaatler çok güzel... Güzel de... Kiminle yapılacak?