Arkadaşımız Sertaç Eş’in dün Cumhuriyet’te başlayan yazı dizisi, insandan bir tüp kan alıp tam kan sayımından sonra vücutta ne olup bittiğini net biçimde ortaya koymaya benziyor.
Bazen bir kişinin başından geçenler, koca bir kurumda bir dönem nelerin yaşandığını ortaya koymaya yeter.
Sertaç Eş’in derinlemesine sorup araştırdığı, bu alandaki muhabirlik birikimini de içine kattığı yazı dizisi böylebir anlam taşıyor. Öyle sanıyorum ki, bu yazı dizisinden sonra pek çok kişi, “Ben de şunları yaşamıştım. Benim dönemimde de şu bölüm FETÖ’nün eline geçmişti. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemler uygulandı” diyecektir.
Sertaç Eş’in yazı dizisi adım adım 15 Temmuz’a nasıl gelindiğini ortaya koyuyor.

***

FETÖ’ye ilişkin zaman zaman yükselen ama gündemden hiç düşmeyen konulardan biri şu:
ABD, Gülen’i iade eder mi?
Etmez... Edemez...
Bir an ettiğini düşünün... Türkiye’ye getirildi... Dedi ki:
“Ben 1991’den sonra ne yaptımsa ABD’nin bilgisi, desteği, teşviki içinde yaptım... Ben ABD’nin kendi yeni dünya düzenini kurma stratejisinin bir parçasıydım...”
ABD, yıllarca kullandığı, hatta kullanmakta olduğu işlevsel bir elemanını niye teslim etsin. Ola ki böyle bir karar alırsa bilin ki, bambaşka bir planı var demektir.
Kaldı ki, şu anda ABD’nin çeşitli eyaletlerinde 300’e yakın FETÖ okulu var. Bunlardan en az 20’sinin açılışına 15 Temmuz’dan sonra izin verildi.
Gülen’in 1990’lı yıllarda Orta Asya’da, 2000’li yıllarda da Afrika’da okullar açması yine ABD’nin küresel planlarının parçasıydı.
Bir Dışişleri yetkilisinden dinlemiştim. 2000’lerin başı... Bir Afrika ülkesine atanmış. İyi bildiği bir coğrafya değil. Kendisinden önce gidene sormuş. Şu yanıtı almış:
“Hiçbir şeyi dert etme. Diplomatik olarak yapılması gerekenlere buradaki okullarda görevli olanlar karar veriyor.”
Biz de buna ilişkin gözlemlerimizi1990’ların sonunda Ortadaki Asya Ülkeleri kitabında vurgulamıştık.

*** 

FETÖ, AKP’den önceki iktidarlar döneminde devletin hemen her kurumuna sızdı. AKP döneminde önce devlete ortak oldu, sonra üstünlüğü ele geçirdi, devamında teslim almaya hazırlanırken AKP ile büyük bir paylaşım mücadelesi yaşandı. Sonrası 15 Temmuz...
Bize göre 15 Temmuz darbeden de öte Türkiye’yi iç savaşa sürükleyebilecek çok alçakça bir plandı. Bu adım adım ortaya çıkacak.
AKP, FETÖ ile mukaveleden mücadeleye geçerken tuttuğu yol sonuç verecek mi?
FETÖ ile sadece “Hangi kurumda kaç kişi var” diye mücadele etmek yetmez... Bu bataklığın sinekleriyle uğraşmaktır.
FETÖ ile “Onlardan boşalacak kadrolara bize yakın şu tarikat, cemaat, grup geçsin” diye de mücadele edilmez. Buda FETÖ’yü bitirir, METÖ’yü getirir. Yarın kendisini güçlü hissettiğinde 15 Temmuz’u beklemez, 14’ünde harekete geçer.
Aklın yolu, liyakat, açıklık, hesap verebilirlik... Atatürk’ün yaptığı gibi iktidar gücünü mutlaka Meclis’le paylaşmak... Toplumsal ve hukuksal meşruiyeti koruyarak hareket etmek...