İtalya izlenimleri - 3

22 Eylül 2022 Perşembe

BRUNO YAKILDIĞI YERDE, ELİNDE KİTAPLA!

Sezar’ın emekli generalleri için kurduğu, Rönesans’ın doğum yeri Floransa’dan Roma’ya karayolu ile giderken müthiş bir manzara keyfi yaşadık. Tek engel, zaman zaman dakikalarca süren tünellerdi. Toskana bölgesinin tablo dağlarıyla bereketli ovaları birbiriyle yarışıyordu.

Roma’ya yaklaşırken Reyhan rehber seslendi:

- Şu anda Spartaküs’ün köle-gladyatör olarak tutulduğu Capua bölgesinden geçiyoruz!

O an çevredeki ağaçlar, gökteki bulutlar ete kemiğe büründü, Spartaküs gibi göründü. Sanki karşımda Spartaküs varmış gibi otobüsten rastgele çevrenin fotoğrafını çektim. 

MÖ 1. yüzyılda Roma’da köleliğe karşı başkaldıran Spartaküs, yenilmesine karşın bugün de haksızlığa karşı mücadelenin sembolü. Öyle değerler vardır ki, uğruna mücadele ederken yenilmeye değer!

***

Spartaküs’ten 17 yüzyıl sonra, yine İtalya’da bu kez bedenin değil, beynin esaretine hayır diyenler sahneye çıkar.

Felsefeden gökbilime kadar pek çok alanla ilgili, Rönesans filozofu Giordano Bruno, 17 Şubat 1600’de düşüncelerini ifade etmekten vazgeçmediği için yakılarak öldürüldü. Roma’da Aşk Çeşmesi’nden yürüme mesafesindeki Campo de’ Fiori meydanı, Bruno’nun dört asır önce yakıldığı yer. İtalyanlar bu meydanın ortasına Bruno’nun normal insan ölçülerinin birkaç katı büyüklüğünde heykelini dikmiş. Elinde kitap, kararlı bir ifadeyle bakıyor. Engizisyonun baskılarına boyun eğmeden bilimsel araştırmalarını sürdüren Bruno’nun son sözlerinden biri şu olmuştu:

“Ne gerçeği gizlemekten hoşlanırım ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım!”

Heykelin önünde fotoğraf çektirenler genellikle ellerine bir kitap alıp Bruno gibi tutuyorlar. Geleneğe biz de uyduk.

“Bilimin babası” Galilei Galileo’nun susturulmaya çalışılması...

Laik düşüncenin mimarı, Rönesans’tan on yıllar önce cennet-cehennemi yazmış Dante’nin Floransa’dan sürülüşü...

Bunlar İtalya tarihinin bir parçası. İtalyanlar, sadece kendilerini değil tüm dünyayı da etkilemiş büyük insanlarıyla övünürken, onlara yapılan zulümlerden de ders çıkarmış, bunu saklamak yerine tartışmaya açmış.

100 binden fazla arkeolojik alan, nokta ve anıtın bulunduğu, bilim tarihinin en önemli sayfalarının yazıldığı İtalya’yı gezerken müze kavramı da değişiyor. Zira başta Floransa olmak üzere tüm tarihi şehirlerin caddeleri, ana meydanları müze gibi. 

Dünyada bugünkü anlamda ilk üniversitenin 11. yüzyılda kurulduğu Bolonya şehri “kırmızı kent” olarak biliniyor. Bu renk şehrin her yerine hâkim. Kopernik’in de öğrencilik ettiği ilk binaları dolaşırken insan, yaş kavramını kaybediyor. 

İtalya’da kadınların mücadelesi için de verilecek çok örnek var. Birini paylaşalım. Papalık, malum erkek işi! 9. yüzyılda bir kadın buna soyunmuş. 12 yaşından itibaren erkek gibi görünmüş. Papalığa kadar çıkmış. 8. Joan olarak papalık tarihine geçmiş. Bu aşamadan sonrası değişik. Güçlü bir anlatıma göre, hizmetindeki bir erkeğe âşık oluyor ve doğuruyor. Doğuma kadar gerçeği saklamayı başarıyor ama doğumda her şey ortaya çıkıyor. Öldürülüyor. 

O tarihten sonra papalar, “testis kontrolü” sonrası göreve başlamış. Bunun için ortası delik özel bir sandalye imal edilmiş. Tabii dokunmak da olmaz! Papanın testisleri oradan sallanırsa sorun yok!

***

İtalya deyince adı geçmesi gereken yüzlerce kişi var. Ama Makyavelsiz elbette olmaz. Türkçeye çok olumlu örneklerle geçmeyen Makyavel aslında toplumu, siyaseti çok iyi okumuş bir yazar, siyasetçi, düşünür. Türkçemizdeki en iyi örneği, Prof. Dr. Necdet Adabağ’ın İtalyanca aslından çevirisi.

İtalya’nın devlet tarihini bir cümleye indirmek gerekse şu söylenebilir:

İtalyan birliğini sağlama mücadeleleri.

Bu apayrı yazılar konusu. Makyavel, Roma İmparatorluğu’nun nasıl çöktüğünü anlatırken kritik dönemeci şöyle ifade ediyor:

Sınırlarını korumayı paralı askerlere bıraktığı gün!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları