Kemal Bey’in yolu...

29 Eylül 2022 Perşembe

Kılıçdaroğlu’nun 23 Eylül’de İzmir’de yaptığı çıkış, cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde yeni bir kilometre taşıydı. 

Kemal Bey direksiyonu tümüyle eline aldı, sinyal lambalarını kapattı, geri vitesi kaldırdı.

Bu, büyük bir güç, büyük bir yetki, büyük bir sorumluluk.

Mademki aldı, taşıması, gemiyi limana ulaştırması gerekir.

Türkiye’de her seçim son seçimdir, köprüden önceki son çıkıştır. Daha sonra yine bir “son seçim” yapılır. O da son seçimdir!

2023’e “son seçim” demiyoruz ama kader seçimidir. Cumhuriyetin 100. yılına nasıl gireceğimizi ortaya koyacaktır.

***

Kılıçdaroğlu’nun aldığı güç, yetki ve sorumluluğu maddeleyelim:

1- Kendisi de sıklıkla “CHP’yi yönetmek, Türkiye’yi yönetmekten zordur” der. Gelinen noktada, partinin üst organları Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) iradesini Kemal Bey’e devretti. Artık tek seçici. Kendisini de seçebilir, “Şu kişiyi istiyorum” da diyebilir. 

2- Kemal Bey bir ateşten gömlek giydi. CHP’de seçime iki türlü hazırlık vardır: seçim günü zafere ulaşmak için ve seçimden sonra olası başarısızlığın hesabını sorup parti içi iktidara ulaşmak için. Şu an CHP’de ülkenin karşı karşıya kaldığı durumun getirdiği kaygıyla okların tümü dışa dönük. CHP’li kimliği ile dışa dönük konuşanlar da Kemal Bey’in siyasetiyle paralellik taşımayan sözler edebiliyor. Bunlar dahil herkesin Kılıçdaroğlu’nun yanında olduğunu ilan ettiği bir çizgi çizildi. 

3- Herkesin Kemal Bey’in yanında olduğunu ilan etmesi zafer için yeterli değil. Bütün kesimler sahada kazanmak için seferber olmalı. Bu seferberlik için sert kürsü sözleri yetmez. Yürekten katılım sağlanmalı. Örgüt kendisini önemli hissetmeli. Kemal Bey’in ayrıca kurduğu bağlar, “paralel örgüt” havası vermemeli.

4- Kemal Bey, genellikle birinci tekil şahıs kullanıyor. Milletin ve siyasi kadroların gücünü arkasına alması için bunu çoğula çevirmeli. Hatta değişimi milletin gerçekleştireceğini, milletin kendilerine verdiği bu değiştirme görevini başarıyla yerine getireceklerini söylemeli. En güçlü örneği vermek gerekirse, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’na hazırlık kongreleri dahil sürekli “Milletin kaderine milletin kendisi karar verecektir” söylemi siyaset için de günceldir.

*** 

5- Kemal Bey’in yolunu 6’lı masa bağlamında sütuna yatırmak gerekirse... Önceki akşam Habertürk’te Meral Akşener, “Kemal Bey’in İzmir söylemi bize değil, partisineydi” dedi. Bir yanıyla doğru ama Kemal Bey, 6’lı masada tartışmasız bir güç sahibi olduğunu göstermek için partisindeki herkesi kendi hizasına çekti. Kemal Bey 2 Ekim’de, “Bazı dedikodular duyuyordum, Kılıçdaroğlu adaylığını önce partisine anlatsın diye. Bakın anlattım, bu güçle masadayım” deme hakkını elde etti.

6- Meral Hanım, Kemal Bey’e olan saygı ve hürmetinin sonsuz olduğunu anlatırken başına bir şey gelirse ailesine vasiyet ettiğini söyledi. Kuşkusuz güzel bir anlatım ama Kemal Bey, korunmaya muhtaç bir kişi değil ki! Meral Hanım’ın 24 Eylül’den bu yana söylemleri Kemal Bey’i yüceltirken “ille de kazanacak aday” çırpınışı üzerine!

7- Milli geliri 25 bin dolara çıkartacakken 10 bin doların altına indiren, Türkiye’yi dünyada ilk 10’a sokacakken ilk 20’nin altına indiren, Ege’de burnumuzun dibindeki adalarımıza Yunanistan’ın girdiğini 18 yıl sonra fark eden bu iktidar bitmiştir. Millet emaneti devredecek ehil arıyor. Bulamazsa “kalsın” der!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları