Komşumuz Çin!

18 Ağustos 2022 Perşembe

Ukrayna’daki NATO-Rusya savaşı devam ederken ağustos ayı farklı bir gündemle başladı. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesinin yankıları ve artçı etkileri devam ediyor. 15 Ağustos’ta ABD-Çin karşılıklı gerilim tazeledi.

Tayvan’ı kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, buraya yabancı bir ülke temsilcisinin hangi nedenle olursa olsun ziyaretini egemenlik hakkına saldırı gözüyle bakıyor. ABD de bunu elbette çok iyi biliyor.

Çin, tepkisini neredeyse Pelosi düzeyine indirip bölgede hâkim güç olduğunu ortaya koyan tatbikatlarla yetindi. 

Rusya’yı hemen dibindeki Ukrayna’ya kilitleyen ABD, Çin’i de hemen dibindeki Tayvan’la meşgul etme taktiğine devam ediyor. İlk günlerde yükselen “Üçüncü dünya savaşı mı çıkacak” sorusunun yerini Çin’in nasıl bir taktik izleyeceği beklentisi aldı. 

Taktik şöyle özetlenebilir:

Barış silahını elden bırakmadan yürümek!

***

Çin’in küresel ölçekte izlediği stratejik bakış, ne pahasına olursa olsun “bir kuşak bir yol” politikasını bırakmamak üzerine. Ukrayna savaşı bunu olumsuz etkilese de bu yolun temelleri, yol kazalarını dikkate alarak atılmıştı. Projenin başarılı olması için öncelikle Çin’in kendi içinde ve çevresinde güçlü, egemen olması gerek. Tayvan da işte tam buraya oturuyor. Uluslararası ilişkilerde kalem oynatan hemen herkesin üzerinde birleştiği gerçek şu:

Çin, en geç 2030’a dek Tayvan’ı resmen sınırları içine alır!

ABD bunu gördüğü için işin o kadar kolay olmayacağını göstermek istiyor. Hatta devamında Çin’i Tayvan’a çekip gücünü orada eritmek de hiç fena olmaz!

Ancak yukarıda vurguladığımız gibi Çin’in temel stratejisi buna uygun görünmüyor. 

ABD’nin Irak’ı işgal etmesine giden yolu Saddam’ın, “Kuveyt benimdir” demesi açmıştı. Saddam’a bu hevesi ABD’nin verdiği, böylece kendi oyununa yer açtığı çok konuşuldu. 24 Şubat’ta Ukrayna’ya savaş açan Rusya’nın da bu yola girmesini ABD’nin hayli fazla istediği sonuçlarından belli. İşte NATO... Kendisine yeni görevler edindi, Soğuk savaş döneminde bile başaramadığı İsveç, Finlandiya genişlemesini sağladı. 

Ukrayna ile Rusya aynı dili konuşup, aynı dini yaşayıp savaşıyor. Çin ve Tayvan da aynı dile, aynı kültüre sahip!

Çin Komünist Partisi’nin 10 Ağustos’ta yayımladığı Beyaz Kitap şunu gösteriyor:

Yakın gelecekte Tayvan, Hong Kong modeli ile Çin’le hemhal olacak!

19. yüzyıldan beri İngiliz egemenliğinde kalan Hong Kong, 1 Temmuz 1997’de Çin’e devredildi. İngiltere bunun olmaması için her yöntemi denedi ama Çin, “iki sistem bir devlet” yöntemi ile geçişi başardı. Hong Kong özel sistemini korudu ama Çin topraklarına katılmış oldu. O dönem Hong Kong şu başlıkla irdelenmiştir:

Çingiliz modeli!

Tayvan konusu da buraya gidiyor.

***  

Başlıkta “Komşumuz Çin” dedik. Bu, abartı ya da ironi değil. Her şeyden önce Çin’in içinde Türkiye topraklarının iki katı büyüklükteki bir alanda Uygur Türkleri var. Devamında Kırgızistan ve Kazakistan’la başlayan Orta Asya Türk cumhuriyetleri var. Bu ülkeler Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi. Hepsinin yönetim modeli adım adım demokrasiyi hedefliyor ama temel anlayış Çin modeline daha yakın:

Çok partili, daimi tek parti iktidarı!

Uygur Türklerinin durumu doğal olarak Türkiye’de de yankılanıyor. Türkiye’nin ülke dışındaki soydaş ve akraba topluluklara geleneksel politikası şudur:

1- Kimliğinizi ve kültürünüzü koruyun.

2- Bulunduğunuz ülkenin kurallarına uyun.

Bunun sonuçları hep olumlu oldu. 

Türkiye, Çin politikasını her açıdan şu yaklaşımla üretmeli:

Komşumuz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları