Özgürlüğe tam kapanma!

04 Mayıs 2021 Salı

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne uygun bir medya gündemiyle karşı karşıyayız.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sınırlarını daha da aşıp siyasi parti temsilcilerinin konuşmaları üzerinden de iktidar yanlısı olmayan televizyonlara ceza kesiyor. 

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, televizyon yöneticilerine özel hattan mesaj gönderip kapanma sürecine uygun, ıssız sokak görüntüleri yayımlanmasını istiyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü kendisini yasama organı yerine koyup, polis toplumsal eylemlere müdahale ederken görüntü alınmasını yasaklayan bir genelge yayımlıyor.

AKP iktidarı dönemindeki en istikrarlı durum, Türkiye’nin dünya basın özgürlüğü sıralamasındaki yerinin sürekli gerilemesi! Her yıl 3-5 basamak ine ine 100’ün altından 150’nin üstüne çıktık.

***

RTÜK’ten başlarsak... Uluslararası Basın Enstitüsü’nün de altını çizdiği araştırmalara göre Türkiye’de medyanın yüzde 95’i iktidarın elinde. Kalan yüzde 5 de RTÜK’le Basın İlan Kurumu’nun (BİK) hedefinde. 

Öyle bir hedef ki hep nişan alma vaziyetinde duruyorlar. Fırsatını buldukları an doğru-yanlış demeden cezayı çakıyorlar.

Kuruluşunun 27. yılını kutlayan RTÜK’te, 26 yıldır bir gelenek oturmuştu. Eğer bir siyasi partinin yöneticisi televizyonda konuşursa, tıpkı TBMM kürsüsü gibi düşünülürdü. Şiddet, nefret söylemi içermediği sürece değil işlem yapmak, kayıt dahi söz konusu olmazdı. Bir yıldır değişti; artık RTÜK siyasi söylemlere de müdahale ediyor. Zaten siyasi iktidarın kontrolü dışındaki yayın organı sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Onu da kontrol etmek, muhalefet partilerinin ekrana çıkmasını engellemek üzerine plan yapılıyor. 

RTÜK bu yönde cezalar verirken önceki gün Şahin de kanalların üst genel yayın yönetmeni rolüne soyundu. Neymiş? Kapanmaya uygun ıssız görüntüler yayımlanacakmış! 

Kalabalık varsa ne olacak?

RTÜK üst kurul üyesi İlhan Taşcı soruyor:

- Örneğin Erdoğan kalabalık bir cenaze törenine katıldı. Bu haberi sansür mü edecekler?

Belki Şahin, “Kanal yöneticileri benim ne demek istediğimi anlamıştır” diyor ama durumun ucu açık!

Öyle anlaşılıyor ki 24 Mart’taki AKP lebaleb kongresinin görüntülerinin de yayımlanmasını istemiyorlar. Zira vicdanları en çok yaralayan, belleklerde tazeliğini koruyan görüntüler.

EGM’nin genelgesi tam da RTÜK’le paralel.

Acaba ne yaptıklarının farkındalar mı? 

Bu yolla zaten kamuoyunda yaygın olan “polis muhalif göstericilere çok sert davranıyor” algısı daha da yerleşmeyecek mi?

Yoksa artık o sınırı aştılar?

12 Eylül sürecinden sonra yeniden seçimlere gidilirken muhalefetin halka iki vaadi olmuştu:

1- Şeffaf karakollar...

2- Konuşan Türkiye!

Karakolun içinden vazgeçtik, dışını da karartmak istiyorlar...

Konuşan Türkiye ise bitmeyen özlem haline geliyor...

***

İktidar tam kapanmadan neler anladığını son üç günde gösterdi:

Meğer demokrasinin tam kapanmasını istiyorlarmış! 

Meğer medyanın muhalefete tam kapanmasını istiyorlarmış!

Meğer sosyal hayatın tam kapanmasını istiyorlarmış!

Meğer özgürlüklerin tam kapanmasını istiyorlarmış!

Meğer ağızların tam kapanmasını istiyorlarmış!

Yok öyle yağma...

Bu ülkede Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlayamıyorsak da basın özgürlüğü için mücadele günü kutlu olsun!

Son sözümüz topluma... 

Basın özgürlüğünün ana muhatabı toplumdur. Anlamı yukarıda sıraladığımız gibi olan kapanmalara karşı, güçlü bir duruş göstermenin zamanıdır. 84 milyonun içinden şöyle bir ses yükselse:

“Basın özgürlüğü, benim özgürlüğümdür! Dokunma!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları