Hak, hukuk, adalet için yüzlerce kilometre yürüyen, daha yaşanası bir Türkiye için sadece kendi partisinin değil, diyalog kurulabilecek tüm partilerin gücünü kullanmak için çırpınan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün, “Akşam saat 21.00’de önemli bir açıklama yapacağı” haberi gelince, tahmin yürütmeye çalıştık.

Kılıçdaroğlu gelenek edindi, gecenin belli bir saatinde açıklama yapacağını duyuruyor, genellikle gündem belirleyici bir konuyu ya da atacağı adımı kamuoyu ile paylaşıyor.

Acaba son açıklama ne olacaktı?

***  

Aklımıza ilk, istek şarkısını söylemediği için sanatçı Onur Şener’i cam şişeyle saldırarak öldüren “devlet memurları” geldi. Belki Kemal Bey kamuoyuna yansımayandan bilgiler almıştı. Çalışma Bakanlığı bürokratlarının karıştığı bu olayın özünün bir yandan gizlenmesine bir yandan saptırılmasına karşı damga vuracak bir tavır ortaya koyacaktı! 

Çalışma Bakanlığı’nı çatışma bakanlığına çevirmek kimin haddi olabilirdi?

Eğer bu değilse iki yıldır ısıtılıp çekilen sosyal medyaya sansür yasası olabilir, diye düşündük. “Gençleri koruyacağız”, “Kirli bilgiyi önleyeceğiz” gibi süslü lafların altında yatanı açıkça dile getirip, buna karşı bir eylem planladı. Yarından itibaren “Bana katılın” diye ilan edecek. Sansür yasası öyle bir şey ki “Yalan bilgiyi yayma suçu” diye bir tanım üretmişler. Diyelim ki bir bakan istifa etti, geri aldı. İlk aşamadaki paylaşımlar için al sana “yalan bilgi” soruşturması! Oysa sosyal medyada olası bir suç işlendiğinde bunun cezasını belirleyen yasalarımız var. 

Eğer bu değilse enflasyon olabilir, diye düşündük. Yılsonu yaklaşıyor, milyonlarca insan resmi enflasyona göre zam alacak. TÜİK diyor yüzde 83, ENAG diyor yüzde 186! Bir de şehirlere göre enflasyon çıktı! Belki Kemal Bey, TÜİK’in çarpıtmalarını belgeleyip yüzlerine vuracak. Yüz varsa tabii!

Eğer bu değilse Mersin olabilir. Bir iktidar, en yapmaması gereken şeyi yapıyor, terörle mücadeleyi siyasallaştırıyor. Bir terör örgütünün arayıp bulamayacağı fırsat. Bunu yaparken de eline yüzüne bulaştırıyor. Öldü denen terörist dağda, vuruldu denen teröristin DNA’sı kayıp! Belki Kemal Bey, son noktayı koyacak bir belge açıklayacak.

***  

Saat 21.00’de dinledik ki Kemal Bey, fiilen çözülmüş olan bir konuyu yasaya bağlayarak çözmek üzerine öneri geliştirmiş.

3 dakika 34 saniyelik konuşmasını iki kez dinledik. Şunları söylüyordu:

- Başörtüsü konusunu bir daha gündeme gelmemek üzere bitireceğim.

- Ucu nereye varırsa varsın bu yaraları kapatmaya kararlıyım.

- Bazen oy kaybetmeyi bile göze almak gerekiyor.

- Bu meseleyi toplum olarak aşma, geride bırakma zamanı.

- Evrensel hukuk ilkeleriyle uyum içinde bir yasa hazırlıyoruz.

Aklımıza ister istemez şu sorular geldi:

- Bu yara kapanmadı mı? 

- Kapanmadıysa yasayla nasıl kapatılacak? 

- Atatürk bile kılık kıyafet devrimini erkekler üzerinden gündeme getirdi, konunun hassasiyeti nedeniyle kadınlara hiç dokunmadı. Kemal Bey, bu konu ısıtılırsa AKP’nin nasıl kullanacağını bilmiyor mu?

İran’da kadınlar, saçın teli kadar özgürlük için ölümü göze alırken...

Türkiye’de kadınlar, özgürce yaşamanın bedelini “erkek vahşeti” ile öderken...

Kemal Bey’in bizim bilmediğimiz bir bildiği olmalı!