Saray’daki hesap sandığa uyar mı?

12 Ekim 2022 Çarşamba

24 Haziran 2023’e 255 gün var. Arada bir yaptığımız bu anımsatma, erken mi olsun vaktinde mi derken seçim takviminin çoktan başladığını vurgulamak için.

6’lı masanın ne olursa olsun bir yol aldığı gerçek. İlk tur bitti, ikinci tur başladı. 

Cumhur İttifakı’nda ise değişmeyen ilk slogan şu:

Her şey seçimi kazanmak için!

Bu konuda Erdoğan’la Bahçeli arasında tam bir mutabakat olduğu aşikâr. Buna HDP konusu da dahil. İki liderin son görüşmelerinden çıkan sonucu köşe yazısı diline çevirmek gerekirse bu konudaki yol haritasını şöyle oluşturmuş görünüyorlar:

-HDP’li seçmenin Cumhur İttifakı’nın ekseninde oy vermesi için gereken her şey yapılmalı.

Burada “gereken” ne olacak?

Kulislerde kimi “bilgiler” dolaşıyor. Öyle anlaşılıyor ki 23 Haziran 2019’da yenilenen İstanbul seçimleri için kullanılan yöntemler dahil her şey gündemde. Ancak iki lider sadece İmralı’yla istenilen sonucun alınamayacağını görmüş olmalı ki yelpazeyi genişletmenin yolları aranıyor!

***

İktidar ortaklarının “anlaştığı” bir konu da ekonomi. Bulunan yöntem şu:

Ekonomi kısa sürede düzelmeyecek. Seçimden önce ekonomik krizden çıkış için önlemler aramak yerine geniş kesimlerin bir nebze rahatlamasını sağlamanın yollarını bulmak. Kredi musluklarını açmak, olabildiğince geniş kesimleri kapsayan projeleri başlatmak, pek çok kesimi ilgilendiren bazı ödemeleri affetmek, asgari ücrete yüzde 50 civarında zam yapmak, maaşlarda ciddi artış sağlamak...

Bunların yanında ekonominin gündemin alt sıralarında kalmasını sağlayacak yeni adım arayışları dikkati çekiyor. Erdoğan’ın 28 Ekim’de açıklayacağı stratejinin başlığı şu:

Türkiye yüzyılı!

Bize hiç de yabancı gelmedi! 21. yüzyıla girerken 1997’de ABD’de başı Dick Cheney, Francis Fukuyama, Paul Wolfowitz gibi dönem adamlarının çektiği bir grup kamuoyuna şu başlıkla bir açık mektup yayımlamıştı:

Yeni Amerikan Yüzyılı!

Yazar Joseph Nye bu başlıkla bir kitap yayımlamıştı. 

Bu yüzyıl, Irak’ın, Afganistan’ın işgali ile başlamış ama arkası ABD’nin öngördüğü gibi gelmemişti. 

AKP’nin kurduğu seçim koordinasyon merkezi bunu Türkiye’ye uyarlamış olmalı. İçeriğini ekim sonunda göreceğiz.

***

Bütün bunlar halkın yaşadığı gündemi değiştirmeye yeter mi?

Dün Denizli Kitap Fuarı’ndan bir gözlemimizi aktarmıştık. Bugün de bir başka diyaloğumuzu paylaşalım... Tıp fakültesi öğrencisi üç genç geldi. Kitap alacak paraları olmamasına karşın fuara gelmek, o havayı koklamak istemişler. Durumu şöyle özetlediler:

“Ders kitabı almamız imkânsız. Zor değil imkânsız. Bu yıla kadar fotokopi ile sorunu çözmeye çalışıyorduk. Bu yıl fotokopi çektirecek gücümüz de yok...”

Denizli sanayisiyle de öne çıkmış bir kent. Kayıt dışı işletmeler, her şeyi kayıt altında, kuralıyla yapanları zorlamaya başlamış. Hiç ceza almadan kayıt dışı Suriyeli çalıştırma yöntemi ayrı bir maharet ister hale gelmiş!

Milletin içinde yaşadığı sorunlar öksürük gibidir. Gizleyemezsiniz. Bir süre saklasanız bile olmadık anda gürültüyle ortaya çıkar.

İşsizlik her haneyi vurmuş, siz tek haneye indi diyorsunuz!

Sütün kilosu 50 liraya gidiyor, siz maaşa çok zam yapacağım diyorsunuz!

Motorine, benzine günaşırı zam yapıp, üretimin üstüne benzin döküyorsunuz!

Bu gerçekleri değil 2071, 3071 de örtemez!

Saray’daki hesabın sandığa uyması zor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları