Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sivas Zamanı Aşar!

19 Mart 2012 Pazartesi
\n

Bir toplum için en yeni olay, belleklerdeki en taze olandır.

\n

Bazen bir yıl önce meydana gelen bir olay unutulur gider. Yıldönümünde anımsatan olursa, Sahi geçen yıl böyle

\n\n\n

bir şey olmuştudenir geçilir.

\n

Bazen yıllar önce meydana gelen bir olay daha dün olmuş gibi insanların belleğindedir.

\n

2 Temmuz 1993te Sivas’ta yaşanan yangın, sadece 35 can almamıştır. Milyonlarca insanın yüreğini dağlamıştır, dağlamaya da devam etmektedir.

\n

Sivas yangınının üzerinden 19 yıl geçti ama, değil küllenmek, alevleri bile küçülmedi. İnsanların belleklerinde göğe yükselmeye devam ediyor.

\n

***

\n

O talihsiz 2 Temmuz 1993 günü Cumhuriyetin Haber Merkezi Müdürüydüm. Öğleden sonra Sivas muharibimiz Hatice Biçer aradı. Şenliklerin adım adım gerilime sürüklenmekte olduğunu, durumun daha da kötüye gitmesinden endişe duyduğunu söyledi. Hatice Biçer gazetenin haber merkezinde çalışabilecek kadar habercilik refleksine sahip, kaynakları güçlü, öngörülerde bulunabilen bir arkadaşımızdı. Anlattıklarından ben de tedirgin oldum.

\n

Akşamüzeri haber merkezindeki, yazıişlerindeki tüm arkadaşlar gece geç saatlere dek gazetede kalmamız gerekeceğini anladık. Ona göre çalışma planı yaptık.

\n

Sivas kaynıyordu. Madımak Otelinin önü, etrafı giderek genişleyen bir halka halinde dalgalanıyordu.

\n

Ankarada hükümet devreye girmiş görünüyordu ama, olayın ciddiyeti gece geç saatlere dek hâlâ kavranabilmiş değildi. Dönemin Hükümet Sözcüsü Yıldırım Aktunaya ulaştık. Gereken her şeyin yapılacağını söyledi, kimsenin endişeye kapılmaması gerektiğini vurguladı.

\n

Bir yandan Madımak Otelinin içinde mahsur kalanlara telefonla ulaşmaya çalışıyorduk. Karikatür sanatçısı Asaf Koçaka ulaşabildim. Sesi tedirgindi ama, etrafındakileri de sanırım sakinleştirmeye, güven vermeye çalışıyordu. Birkaç saat içinde Asafın da dumanlar içinde boğulup gideceğini nereden bilebilirdim...

\n

Gazetenin son baskıları bittiğinde hava ışımaya başlamıştı. Güçlükle doğrulatabildiğimiz bilgilerle Türkiye karanlığa gömülmüştü.

\n

Atılan bütün başlıklar yetersizdi. Tabloyu bir Alman gazetesi özetlemişti:

\n

Sivas ölü ozanlar şehri.

\n

***

\n

Yukarıda iki yıldız arasına sığdırmaya çalıştığım o gece benim de belleğimde tüm tazeliğini koruyor.

\n

2 Temmuz günü akşamüzeri yangına saatler kala Sivas muhabirimiz sokakta atılan sloganlardan birinin şu olduğunu söylüyordu:

\n

Cumhuriyet Sivasta kuruldu, Sivasta yıkılacak.

\n

Belki de Sivas davasını özetleyecek cümle buydu.

\n

Olaydan sonra 120den fazla kişi hakkında dava açıldı. Dava güvenlik gerekçesiyle şehir şehir dolaştı. 80 kadar sanık değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Son olarak 5 sanık hakkındaki dava 13 Mart Salı günü zamanaşımına uğradı.

\n

Yasalara göre dava düştü.

\n

Sivas yangınında ölenlerin pek çoğunun ailesi Ankarada oturuyor. Onlarla değişik zamanlarda sohbetler ettim. Kimi yıldönümlerinde anmalara çağırdılar, gittim. Hem konuştum hem onları dinledim. Hiçbirinde intikam hırsı yoktu. Tam tersine, Kan kanla yıkanmazdiyorlardı.

\n

Ancak devletten bir istekleri vardı:

\n

Bu davanın adı konsun, unutulmasın. Hiçbir yanı gizli kalmasın. Sorumluları hesap versin.

\n

Olmadı...

\n

Böylesi acılar zamanaşımıyla ortadan kaldırılamaz. Güçlü devletler, akıllı devlet adamları böylesi toplumsal acıları taşırlar. O acılardan dersler üretirler; acıyı paylaşıp iç barışın mayası yaparlar.

\n

Yapılamadı.

\n

Sivas davasının bu noktaya gelmesinde 1993ten bu yana tüm iktidarların payı var. En büyük pay 10 yıldır iktidarda olan bugünkü hükümetindir.

\n

Acıyı bal eylemek yine yananlara düşüyor!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları