Sosyal Medya Yasası: Gerçeğin sansürü...

30 Temmuz 2020 Perşembe

AKP, bir kez daha TBMM’yi halka karşı kullandı. Önceki gece kabul edilen Sosyal Medya Yasası ile hızla yükselmekte olan evrensel bir iletişim alanına karşı taarruz hazırlıklarının altyapısı oluşturuldu.

Öncelikle şunu vurgulayalım; mevcut yasalar sosyal medya aracılığıyla işlenen suçları cezasız bırakmıyor.

Erdoğan’a hakaret edildiği gerekçesiyle açılan soruşturmaların çok büyük bölümü sosyal medya hesaplarından. Bunun dışında suç unsurları barındırdığı öne sürülen Twitter hesabı hakkında mahkeme kararı çıkmışsa, bu karar Twitter’ın merkezine gönderiliyor, işleme konuluyor. Türkiye bunda da dünya şampiyonu. 2012-2019 arasında Twitter yönetimine gönderilen 7 bin 396 kararın 5 bin 487’si Türkiye’den. Bu tüm kararların yüzde 74’ü ediyor. Türkiye’yi Rusya ve Brezilya izliyor. 66 bin içerik çıkartma talebinin 30 bini yani yüzde 46’sı Türkiye’den.

Facebook ve Google’da içerik çıkartma talebinde de yine dünyada ilk 10 ülkenin içindeyiz.

Uluslararası olmayan sosyal medya alanlarında da yargının “sil” tuşu hep aktif. 2019’da 61 bin siteye erişim engellendi.

***

Yukarıdaki bilgiler şunu söylüyor:

AKP-MHP oylarıyla çıkarılan yasa suç ve suçlu ile mücadele adı altında gerçekle mücadeleyi hedefliyor. Gerçeği sansürlemek istiyorlar.

10 maddeden oluşan, 1 Ekim 2020’de yürürlüğe girecek olan yasa, günlük bir milyondan fazla erişimi olan sosyal medya sağlayıcılarının Türkiye’de temsilci tayin etmesini, içeriğin yayından çıkarılması ya da ulaşımın engellenmesi istemlerine 48 saat içinde yanıt verilmesini zorunlu kılıyor. Buna uyulmazsa ağır para cezaları ve devamında “bant daraltma” cezası geliyor. Bant daraltma o ağa ulaşımı zorlaştıracağı için fiilen kapatma gibi. Sosyal medyanın temel özelliği hızı. Birkaç saniyelik gecikme bile tercihi değiştirebiliyor ya da kullanım isteğini zayıflatıyor.

Sosyal ağların hemen hemen tek gelir kaynağı reklamlar. Ceza maddeleri arasında reklam yasağı da var.

Gazetecilikte kullanılan, bugün genel iletişimin tariflerinden biri olan bir söz vardır:

Arşiv unutmaz!

AKP bu temel ilkeyle de mücadele etmek istiyor. “Unutulma hakkı” diye adlandırdıkları maddeye göre geçmişteki kimi bilgi ve belgeler silinecek, erişim engellenecek.

Bu madde FETÖ’yü ayrıştırıp, mücadele edileceklerle mukavele yapılacaklar sarmalında iktidarın geçmişe de düzen verme arayışını akla getiriyor.

Anadolu’da “olmuşla ölmüşe çare yok” derler. AKP, olmuşu olmamış gibi gösterebilir miyim diyor!

Akıldışı bir arayış...

***

Türkiye’de 62 milyon internet kullanıcısı (nüfusun yüzde 74’ü), 55 milyon sosyal medya kullanıcısı (yüzde 64’ü), 77 milyon cep telefonu kullanıcısı (yüzde 92’si) var.

Kişi başı sosyal medyaya ayrılan zaman günde 3 saat.

AKP’nin bu alana müdahale girişimi, yenilgisidir.

Uluslararası sosyal medya sağlayıcılarının Türkiye’de temsilci tayin etmesi elbette gerekli. Ancak yasa o temsilciyi “sansürü uygulayacak kişi” olarak kullanmayı hedefliyor.

AKP, başta “aktroller” olmak üzere her yöntemi kullandı. Özellikle kadınları sosyal medyadan uzaklaştırmak için her şeyi yaptı. “Teknolojiyi en iyi kullanan parti” algısını yükselterek propaganda gücünü artırdı.

Ancak “gerçek” bütün bunlardan daha güçlü çıktı.

Bunun miladı 26 Haziran 2020’de Erdoğan’ın üniversite sınavına gireceklere yönelik canlı yayın konferansına gençlerin hiç hakaret etmeden sadece “dislike (beğenmedim)” mesajının yüz binleri aşması, “like (beğendim)” mesajının on katına çıkmasıdır.

Bugün dünyada her 3 yılda bir bütün bilgiler ikiye katlanıyor. 2010’da 7 yılda birdi. 2030’da bu zaman dilimi 2 aya inecek!

Türkiye’de devletin iletişim çağını AKP zihniyeti ile yaşaması hüzün verici...

Ancak millet iletişim çağına en azından kullanıcı olarak girdi.

Yasayla bunu durdurmaya çalışmak, çöl sıcaklarını engellemek için KHK çıkarmaya benzer!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları